Pandemi yüzünden kimse evden çıkamayınca şehirden ayrılıp kırlarda gezmeyi, dağlarda yürümeyi herkes özler hale geldi. Üstüne bir de soğuklar bastırdı.
Ekonomideki enflasyon artışı ve devalüasyonlar hem yurt içi, hem de yurtdışı tatilleri yapılamaz hale getirdi. Ankara’da biraz yağsa da, İstanbullular kışları karsız geçirmeye alıştı. Kısaca herkes kendini evden dışarı atmayı özledi.
Tam da böyle bir ortamda ünlü dağcılarımızdan Tunç Fındık’ın Nepal’deki Amadablam Dağı’na tırmanmak için Himalayalara gittiğini öğrendim. Sonra da instagramda ‘Limitsensin’ hesabını kullanan Nedim Urcan’la Tunç Fındık’ın canlı yayın söyleşisini haber verdi arkadaşlar.
Genelde tırmanışlar yaz öncesi olur. Everest’te kış tırmanışı zaten yasak ama onun dışında Himalayalarda kış tırmanışı yapmak çok zordur. Hem hava çok soğuk ve kötüdür hem tırmanışın kendisi insan hayatını tehlikeye sokacak kadar zorluklarla geçer.
Önce Amadablam’ı size anlatayım.
Toblerone çikolataları bilirsiniz, ambalajının üzerinde görkemli bir dağ vardır, bu dağ İsviçre’deki Matterhorn Dağı’dır ve sadece 4478 metre yüksekliğindedir. Amadablam da ona benzer ama 6856 metre yüksekliği ile ondan 2 bin 200 metre daha yukarda ve ondan daha görkemlidir. Bu yüzden ona Himalayaların Matternhorn’u derler. Biz de iki yıl kadar önce bir grup arkadaşla Everest Ana kampı’na yürürken, yol boyunca önünden geçmiştik ve bütün heybetiyle bizi izlemişti.
Tunç Fındık bu tırmanışı için önce İstanbul’dan Nepal’in Başkenti Katmandu’ya uçtu, sonra oradan Lukla’ya yine uçtu. Bir iki günlük yürüyüşle de 23 Aralık Çarşamba Günü itibariyle Nepal’in Namche Bazaar (3440 m.) kasabasındaydı. Buradan Tengboche Budist Manastırı’na doğru yürüyecek, Dingboche’ye geçecek ve oradan da Amadablam’a doğru dönecek.
İşin ilginç yanı Tunç Fındık tek başına. Eşyalarını taşıması için yerel hamallar yani Şerpalar da yok. Dolayısıyla tüm eşyasını da kendi taşıyor. Hatta kendi ifadesiyle o dağlarda tek başına. Kaldığı son kasabadaki otelde de tek müşteriydi.
Kendi anlattığına göre önce 5600 metredeki Amadablam Ana Kampı’na, sonra 5900 metredeki 1. Kamp’a ve en sonunda da 6100 metredeki ikinci kampa geçecek. Buradan da zirveyi deneyecek. Dağ tırmanışları için bütün gerekli eşyaları, suyu, yiyeceği yanınızda ana kampa taşımanız lazım. Sonra da ana kamptan, çok gerekli olanları öteki kamplara tek tek çıkarmanız gerekiyor. Genelde tüm bu işleri Nepalli Şerpalar yapıyorlar. Ama Tunç Fındık tüm bunları kendisi yapacak.
Tunç Fındık Salı günü instagramda, bir yürüyüş fotoğrafı paylaşmış, “Bugün 4250 metrede Namche aklimatizasyon günü idi. Önümüzdeki üç gün içinde Abadablam ana kampına ulaşacağız” yazmıştı.
Peki yukarılarda bu kış günlerinde hava nasıl derseniz, onu da anlattı:
“Bazen rüzgar 130 km hızla eser ve sıcaklık eksi 40 dereceye kadar iner.”
Tunç Fındık’ın sitesine şöyle bir bakınca, yıllar önce Amadablam’a bir yaz tırmanışı yaptığını da gördüm. 2004’teki tırmanış için şöyle yazmış:
“Kartpostal ve kitaplarda çok defalar incelediğim Ama Dablam’ı, Everest tırmanışı için Nepal’deki Khumbu boğazında yürürken ilk kez gerçekten görmüştüm. İlk görüşte aşktı benim için. Ne romantik düşünce diyeceksiniz şimdi; ama tırmanış ve dağcılık da bir tür aşk aslında.”
Bugüne kadar 8 bin metreden yüksek 13 dağa tırmanarak, bu alanda bir rekora sahip olan 48 yaşındaki milli dağcı Tunç Fındık tabii ki Amadablam’a da tırmanacak ve önceki sayısız dağ rekorlarına bir yenisini ekleyecek.
İnstagram’a Tunç Fındık’ı dinlerken, bir izleyici “Neden?” diye sormuştu, öyle ya bu soğukta, pandemi ortasında, kalkıp o dağlara çıkmak, sıcak yuvaları bırakıp, konforu terk etmek anlamsız geliyordu bazılarına.
Onlara bundan bir asır önce Everest’e çıkarken hayatını veren İngiliz dağcı George Mallory’nin cevabını verelim:
“Çünkü dağlar orada.”