İSTANBUL- Osmanlı şehirleri cami merkezli olarak inşa edilirdi. Ortada beş vakit namazın kılındığı, derslerin okutulduğu görkemli bir cami yer alır, etrafına medrese, imaret, darüşşifa gibi yapılar sıralanır, camiyi çevreleyen meydanın bir köşesine de çarşı inşa edilirdi. Kapalısıyla, açığıyla, büyüğüyle, orta hallisiyle çarşı ve orada hükmünü icra eden ticaret hayatı caminin gölgesinde şekillenirdi. Dolayısıyla dürüstlük, kanaatkârlık, diğerkâmlık, hakka hukuka riayet gibi ahiret hesabını gözeten ahlakî prensipler aynı zamanda ticaretin temel kurallarıydı. Babadan oğula, ustadan çırağa devreden yüzlerce yıllık esnaf terbiyesi bundan başkasını kaldıramazdı.
"TARİH VE MEDENİYETİN BEŞİĞİ ÇARŞILAR" KİTABI
İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından yayımlanan "Tarih ve Medeniyetin Beşiği Çarşılar" kitabı, Bursa'dan Edirne'ye, İstanbul'dan Kayseri'ye, Amasya'dan Bergama'ya 32 yerleşim birimindeki tarihî bedestenleri dünü, bugünü, hikâyeleri, resimleri ile anlatıyor. Bazen tarihî belgeler, salnameler eşlik ediyor Hüseyin Öztürk'ün kaleme aldığı kitaptaki yolculuğa, bazen seyahatnameler. Kimi zaman da çarşı esnafı anlatıyor hatıralarını. Halil İnalcık, "Kural olarak bedestenli şehir, uluslararası bir ticaret merkezidir." diyor. Kitapta anlatılanlara bakılırsa yakın zaman kadar Osmanlı coğrafyası baştan başa uluslararası ticaret merkeziymiş.