Nişantaşı'nda İl Patio lokantası

İSTANBUL- Yeme-içme dünyası ile ilgilenmeye başladım başlayalı bir ülkenin mutfağını ya da bir kentin yemek kültürünü iyi esnaf lokantalarının ve şef restoranlarının yaşatacağına inanıyorum. Çünkü bizde hâlâ restoranlara popüler olduğu ya da cazibe merkezi olduğuna inanıldığı sürece gidiliyor. Biraz süslü bir tabakla iş bitiyor, gelen yemeğin sıradan tadı kimsenin umurunda değil; maksat orada olmak, görünmek. Kaldırımlara masa koyan yerler dolup taşıyor.

Neyse ki yemek yapmaya tutkun şefler var da her türlü zorluğuna karşın kendilerine yeni küçük yerler açıyor. İşte İstanbul'daki bu vahalardan biri de Nişantaşı'nda bir buçuk yıl kadar önce açılan "Il Patio". Il Patio İtalyanca "gizli bahçe" anlamına geliyor. Restoranın bulunduğu Mim Kemal Öke Caddesi de Nişantaşı'nın arka sokağı sayılabilir.

Il Patio tam bir şef restoranı. Sahibi Rudy Pellino Türkiye'yi gerçek İtalyan mutfağı ile tanıştıran isimlerden biri. Napolili Pellino, Bologna'daki aşçılık okulunu bitirdikten sonra 13 yıl İtalya, Hollanda, İsviçre ve Macaristan'da çalışmış. 14 yıl önce Mezzaluna'yı kurmak üzere gelmiş ve o zamandan beri de Türkiye'de yaşıyor. Özgürce ve tadını çıkararak yemek yapmak dürtüsü ağır basınca da az para kazanmak pahasına kendi restoranını açmış. Doğal malzemelerle dekore edilen Il Patio'da her şey yalın ve sade.

İstanbul'da dört yüzün üzerinde İtalyan restoranı olduğu söyleniyor. Ama bunların içinde gerçek İtalyan yemeği yapanları saymaya kalksak onu geçmez. Rudy Pellino, klasik İtalyan mutfağından sevdiği yemekleri yapıyor. İtalya'dan gelen özel bir suyla ve organik unla yaptığı taze makarnaları makinede bile kesmiyor. Her şey elde yapılıyor. İtalyan yemeğinde her şeyin basit ve yalın olmasına inandığı için tabaklarını süslemiyor, sadece yemeğin lezzetine önem veriyor.

Yemekleri lezzetini, yapılışı kadar kullandığı malzemelerden alıyor. Şehirdeki birçok İtalyan restoranı gibi Grana Padano değil, Parmigiano Reggiano, et olarak nuar değil gerçek bonfile kullanıyor. İşlenmiş malzemeler yerine doğallarını tercih ediyor. Sebze ve meyvelerin organik olanlarını seçiyor. Onun mutfağında kızarma çeşitlerine yer yok.
Pellino, yemekleri zeytinyağı ile yapıyor. "Kâr benim için en önemli şey değil, malzemenin en kalitelisini kullanıyorum" diyor. Donmuş gıda kullanmıyor. Buzluğunda sadece porcini mantarı ve dondurma saklıyor. Kuşkonmaz çorbası, dört peynirli pizza, ahtapotlu tonnarelli, patlıcan soslu ve mozerellalı Trucioli, kerevitli ravioli, kalamarlı ve karidesli risotto önerebileceğim lezzetler.

Şimdilik müşterilerinin yarıdan fazlası İtalyan, Şef Pellino bundan çok memnun ama yeterli bulmuyor. Hedefi İstanbul'daki en iyi İtalyan restoranı olmak. En çok gençlerin lokantasına gelmesini, geleneksel İtalyan pizzaları, makarnaları ile tanışmasını istiyor. On dört yıl önce Mezzaluna'da müşterilerin birçoğu servis yaptığı makarnaları bunlar pişmemiş diyerek geri çeviriyormuş. "Müşteriler artık eskisi gibi değil her konuda daha bilinçli" diyor.

Pellino aynı zamanda İstanbul'da içki satma ruhsatı olan tek yabancı. Şarap listesinin yüzde altmışını hatta yetmişini Türk şarapları oluşturuyor. Türk şarapları ile aynı fiyattaki yabancı şarapların kalitesinin çok kötü olduğunu söylüyor.

Şef Pellino, Mezzaluna'dan ayrılınca İstanbul'da bulunan en iyi malzemeleri kullanarak geleneksel İtalyan mutfağının klasik yemeklerini yaparsam lezzet tutkunları nasılsa beni takip eder diye düşünmüş. Ama yanılmış. İstanbul'un bu fiyata yenebilecek en iyi İtalyan yemeklerini yapsa da lokantası dolup taşmıyor. Bence keşfe değer yerlerden biri.
Il Patio'da, Sevgililer, Kadınlar, Anneler ve Babalar Günü gibi özel günlerde gelenlere sürprizler hazırlanıyor. İlk sürpriz 14 Şubat Sevgililer Günü'nde. Gelenler bir çekilişe katılacaklar ve bir çift Venedik'te üç günlük bir tatil kazanacak. Bu özel gecenin fiyatı da içki hariç 69 TL.