ÖZKAN ALTINTAŞ- TÜRKİYE TURİZM
KUŞADASI / PATMOS - Miray Cruises’ın Gemini adlı gemisi her hafta Kuşadası çıkışlı 3 gün 4 gecelik Ege gemi turu yapıyor. Uygun fiyatlı herşey dahil konseptinde Kuşadası’ndan sonra Patmos, Atina-Pire, Santorini, Mikonos, Rodos turu gerçekleşiyor. 21 Mart’ta 2024 programına başlayan Miray Cruises ile Ege Adalarının büyüsünü keşfetmek üzere Gemini adlı gemisi yelken açtı.
ADALARI YENİDEN KEŞFETMEK
Geçtiğimiz yıllarda bir çok kez gittiğim Ege Adaları… Burada Yunan adaları demiyorum. Bazı kişiler Yunan Adaları lafına takmışlar. Bu taleplerden yoruldum ve kısa yolu seçtim
Bir çok kez gittiğim Ege Adalarında Mikonos, göz kamaştıran sokakları, bitmek bilmeyen gece hayatı ve unutulmaz atmosferiyle eğlencenin merkezi olarak biliniyor.
Mavi renkli beyazın süslyediği yapılarıyla Santorini’de günbatımı ise bir başka güzel oluyor
Ege’nin romantik Santorini turunda rüya gibi büyülü anları yeniden yaşamak gerekiyor.
Miray Cruises’ın genel müdürü Osman Erler, İstanbul Emitt, Dubai Arabian Travel Market ve Londra World Travel Market fuarlarında “21 Mart’ta başlıyoruz. Unutulmaz, bir yolculuğa hazır mısın?” diye sormuştu.
Denizle iç içe hayalleri süsleyen rotada yer almak önemliydi. 21 Mart’ta programım doluydu. 24 Mart’a “Evet” dedim.
İSTANBUL- İZMİR-KUŞADASI VE EGEPORT
Gemiye binmek üzere İstanbul Sabiha Gökçen’den Pazar sabahı 06.10’da Pegasus’un uçağına binerek soluğu Kuşadası’nda aldım. Uçak boştu ve yolda üç koltuğa yayılarak uyuya kaldım. Uyandığımda İzmir’e varmıştık.
İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan Aydın ve Kuşadası’na giden Havaş otobüsüne bindim. Biletler 280 TL idi. Basın kartı nedeniyle benden ücret almadılar. Yolda yolcular az olduğu için bizi Kuşadası’na giden başka bir otobüse aktardılar. Yaklaşık 1,5 saatte Kuşadası otogara vardık. Otobüs Kuşadası’na yaklaşırken açık denizde seyreden geminin iskeleye yaklaştığını gördüm.
Oradan bir taksi ile 105 TL ödeyerek Egeport’a gittim.
Avrupa Birliği’nin vize verme zorluğu nedeniyle geminin tenha olacağını sanıyordum. Ama nerde! Limanın önünde bavulları ile bekleyen bir çok yolcu gördüm.
KRUVAZİYER LİMANI MI, AVM MI?
Gemiye saat 11.00’e kadar giriş yapın uyarısı yapılmıştı. Egeport’tun kapısınmdan içeri girdim.
Kendimi AVM’nin içinde buldum. Bir sürü dükkan vardı, ama gemiye gidiş yolunu gösteren herhangi bir işaret yoktu. Egeport’un içi labirent gibiydi. Sora sora yolumu bulup yürüdüm. Bir yapdan Egeport’u işleten Denizcilik İşletmelerine yağdırdım tabiii… Burası AVM’miydi? Yoksa kruvaziyer limanı veya iskelesi mi? Sanki Pazar yeriydi. İnsanlar ellerinde bavulları bu pazar yerinin ortasında, dükkan tezgahlarının önünde kuyruk olmuşlardı. Gemiyle gittiğim hiçbir ülkede böyle düzensizlik görmedim. Dükkan kuyruğu ile gemi kuyruğu karışmıştı.
Kuyduğa girip bekledik. Bu arada gemideki yolcular çıkarak. Bizim kuyruğun arasında yol bulup çıkmaya çalıştılar. Anlayacağınız koskoca Egeport’ta giren yolcu ile çıkan yolcu aynı yerdeydi. Bu kadar geniş arazide bir ayrım yapamayışları gerçekten inanılmazdı. Bizi çağrıp yolcu listesinde adımıza bakıp pasaport kuyruğuna yönlendirdikleri sırada görevlilerin otopark olarak kullandıkları büyük bir alanı gördüm. Araçlara yer olan Egeport’ta yolculara yapılan eziyet hiç yakışmıyordu. Dükkanlara karşı değilim. Ama Kruvaziyer limanı olmanın kuralları vardı. Bundan gemi şirketi değil Egeport sorumluydu.
Pasaport kontrolünü bitirdikten sonra free shopların arasından geçerek iskeleye çıktım. Gemiye doğru yürürken iskelenin ferahlığı ile nefes aldım. Kapıda pasaportumuzu görevliye verdik. Seyahat boyunca gümrük kapılarından geçmemizi ve gemi içinde yapacağımız harcamalar için kullanacağımız kartımızı aldık. Gemiye adım atarken kapıda kartımızı okuttuk.
Odam altıncı katta, penceresi dışarı bakan bölümdeydi. Kamara iki yataklıydı. Tuvalet duş, gardrop, kasa. Tv, saç kurutma makinesi vardı. Rahat bir odaydı. O sırada bir görevli gelerek iki büyük şişe içme suyu bıraktı.
Saat 11.00’u geçiyordu. Restoranların bulunduğu 4’üncü kata indim. Benimle birlikte turun tanıtımı için gelen kruvaziyer turizmi yapan seyahat acenteleri vardı. Miray Cruises Genel Müdürü Osman Erler, Yunanistan pazarının en önemli seyahat acentelerinden Lion Travel’in sahibi Hilmi İren ve iş ortağı acenteleri tura getiren Coral Travel Gemi Turları Şefi Fulya Yazıcı ile yemek zamanına kadar sohbet ettik. Bu arada Miray'a başarılı yöneticilerden Ali Rıza Buyan’ın Cruises ekibine katıldığını öğrendim.
GEMİLERDE MICE ETKİNLİKLERİ
Sohbetimiz sırasında Osman Erler, bayi toplantıları ve teşvik gezileri, kongre, lansman, ödül töreni organizasyonları, parti, konser, festival ve tüm MICE etkinliklerine, Ege’de Gemini, Karadeniz’de Astoria gemilerinin açık olduğunu söyledi. Erler “Beklentilerin ötesinde Cruise deneyimi ile buluşmak, adından söz ettirmek isteyen kuruluşların Miray Cruises olarak her zaman yanındayız. 27 yılı geçen sektör deneyimi, tecrübeli gemi mürettabatı, dinamik otel hizmeti, kurumsal müşteri memnuniyeti ve çözüm odaklı yaklaşım ile misafirleri ağırlıyoruz” dedi.
YEMEK HARİKAYDI
Açık büfe şeklinde sunulan yemekler lezzetliydi. Gemini gemisinin mutfak ekibi çok iyi idi. Öğlen çıkan menüde 5 çeşit sıcak yemek yanında zeytinyağlılar, tatlılar, meyvelerr vardı. Sunulan yemek değme tatil köyleri ayarında idi.Yemek sırasında gemiye Atina’dan binen Yunanlı turistlerin sayısının hayli fazla olduğunu farkettim. Gemide Türk yolcular dışında bir kaç ülke vatandaşı daha vardı.
Yemekten sonra kamaraya çekilip bir süre uyuyarak günün yorgunluğunu üzerimden attım. Bu süre içinde geminin ne zaman yola çıktığını farketmedim.
GEMİYİ KEŞFETTİM
Gemiyi dolaşarak her yerini keşfettim. Limanlarda kapanan açık denizle açılan casino ve duty free shop vardı. Terasta açık alanda jakuzi ve havuz vardı. Açık alanda oturma yerleri yol boyunca denizi ve aralarından geçerken adaları seyretme imkanı veriyordu.
Saatin 19.00 olduğunu farkettiğimde, 18.30’da yemeğin açılacağını düşündüm. 19.30 civarı lokantaya indiğimde şaşırmamak elde değildi. Daha bir kaç saat önce yemek yiyenler lokantayı hınca hınç doldurmuştu. Hele yemekleri tabaklarına tepeleme doldurduklarını görünce şaşkınlığım bir kat daha arttı. Bu kadar yemekten sonra gezi bittiğinde herkesin en az 5 kilo alacağını düşünmeden edemedim. Az yemek yiyen biri olarak bir şeyler alıp bir yer buldum.
Yemek sırasında kaptan can yelekleri ile verilmecek olan eğitim için anonsa başladı. Daha sonra Türkçe Yunanca uyarı yapıldı. Ama yemek yiyenler yerlerinden bile kımıldamadılar. Kaptan herkesi toplayana kadar anonsu sürdürdü.
Yunan efsanelerinde Patmos'a 'Latmos denirdi. 'Artemis ve Poseidon'un Zeus'u yeniden yüzeye çıkarmasına ikna ettiği batık bir dağ olarak bilinir.
Ayrıca Patmos veya Batnaz, Hıristiyanlık dünyasının kutsal merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. Pek çok insan İncil’in yazarı St John’un ‘Vahiy’ kitabını, çakıllı plajlar ve berrak körfezlerle çevrili bu güzel adanın dağ yamacındaki bir mağarada yazdığına inanıyor.
St. Anne Şapeli’nin arkasında bulunan Apokalipsis Mağarası’ndaki üç katlı çatlak; Ortodoks inanışına göre Tanrı’nın St. John’a vahiy ettiği yer olarak biliniyor. St. John Manastırı 1808 yılında kurulmuş; ahşap oymalı ikonlar ve fresklerle süslüdür.
Adada yerleşim bu manastırı çevreleyecek şekilde olmuştur. Şık liman kentinin çarşısında kafeler, mağazalar birer sanat harikası gibi sıralanıyor. Eski şehir merkezinde turkuaz ve beyaz renklerin hakim olduğu kübik formdaki Kiklad mimarisinin izleri görülür.
11.yy’dan kalan Aziz Yuhanna Manastırı’nda hala dini eğitim devam ediyor. Ancak turistik gezi amaçlı ibadetlere izin verilmiyor.
Aziz Yuhanna’nın inzivaya çekilip İncil’in son kısmı kıyamet kısmının yazıldığı Son vahiyin indiği mağara olarak inanılan Apokalipse Manastırı, Hristiyanlar için oldukça kutsaldır. Her sene binlerce ziyaretçi kabul eden manastır girişinde uzun sıralar oluşur.
İkonik görüntülü yeldeğirmenleri adanın sembolu gibidir. Apocalipse Mağarasından yürüyerek ulaşılan yeldeğirmenleri adaya tepeden bakma fırsatı sunuyor.
Patmos’a henüz yaz gelmemiş. Tek tük açık mağazaların önünden yürürken kayrak taşı ile kaplı sokaklar ve binaların çok katlı olmayışı hoşuma gitti. Gemiden bakarken hepsi aşı boyalı evlerin görünümüne hayran kalmıştım.
DENİZ İNCİRİ
Patmos’ta dumanlı deniz kestanesi salatası ile yerel ismi fouskes veya deniz inciri denenebilir.
Köfte, patlıcan veya fırınlanmış çıtır kabak, kıyılmış et ve peynir sos ile tepesinde patatesli musakka, ızgara kuzu pirzolası ve kalamar yenilebilir. Atıştırmalıklar arasında kızarmış ekmek ve krep bulunur. Ayrıca dürüm diyebileceğimiz Gyro yenilebilir.