İZMİR - Kütaş Grup'a ait Sir Winston House markasının Türkiye'deki isim hakkını satın alan İzmirli genç girişimci Hulusi Berik, Yaşar Üniversitesi kampüsünün ardından bayilik sistemiyle ikinci çay evini Kordon'da açtı. Türk halkının çay tiryakiliğini yatırıma dönüştüren Berik, bu yaz Çeşme Marina'daki Sir Winston Tea House Bistro ile francihising ağını genişletmeyi, İstanbul'dan gelen talepler üzerine, başta bu kent olmak üzere Türkiye'ye yayılmayı planlıyor.
Hulusi Berik, dünyada yaygın zinciri bulunan Sir Winston markasına yatırım yapmasının en önemli nedenini, çayın Türk halkının "milli içeceği" olması şeklinde açıkladı.
Berik, Türkiye'de yerli ve yabancı marka ya da girişimciler tarafından çok sayıda cafe'ler açılmış olsa da Türk halkının vazgeçilmez içeceğinin çay olduğunu ifade etti.
İki yıl önce Kütaş Gıda Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Gürel Kapani ile çay evi zincirinin ilk halkasını Yaşar Üniversitesinin merkez kafeteryasında açtıklarını, markanın isim hakkını satın aldıktan sonra burayı bir bayiye devrederek operasyondan çekildiklerini belirten Berik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kriz döneminde neden böyle bir yatırım yaptım? Çünkü Türk halkı hala, yüzde 98 oranında çay içmeyi tercih ediyor. Her ne kadar Türkiye'de cafecilik çok gelişen bir trend gibi görünse de Türkler mutlaka sabah kahvaltıda, günün diğer saatlerinde çaya olan bağımlılığını hiçbir zaman azaltmadı. Bu son dö nemde çeşitlendi tabii. Özellikle bayanların yeşil çaya olan ilgisi söz konusu. Dolayısıyla hem çay çeşitleri, hem de kahve verebilen bir konseptine yatırım yapmayı tercih ettim. Ürün gamımızda kahve olsa da ağırlıklı olarak çay var."
Berik, önümüzdeki dönemde francihise vererek büyümeyi planladıklarını, Mayıs ayı başında açılan Kordon'daki ikinci şubenin ardından bu yaz Çeşme Marina'da da bir bistronun hizmete gireceğini söyledi.
Özellikle İstanbul'dan yoğun talep aldıklarını ifade eden Berik, Çeşme'nin ardından yönlerini İstanbul ağırlıklı olmak üzere Ankara, Antalya, Konya gibi diğer kentlere çevireceklerini bildirdi.
İstanbul'da 5 ayrı yer ile görüşmelerinin sürdüğünü anlatan Berik, "Öncelikle cadde cafelerini hedefliyoruz. Ayrıca A plus diye değerlendirilen AVM'ler de var" dedi.
Berik, bir Sir Winston House açmanın yatırım bedelinin sorulması ü zerine, "Ortalama olarak operasyon bedeli metrekare başına 1.000 dolar. Franchise bedeli olarak da house, corner ve bistro konseptimize göre değişiyor. İsim hakkı bedeli olarak corner ve house'larda 20 bin dolar, bistro'larda 30 bin dolar alıyoruz. Ayrıca da yüzde 5 ciro bedeli alıyoruz" diye konuştu.
Son dönemde yabancıların da artan ilgisi sonucu Türkiye'de çok sayı da cafenin açılması sonucu pazarda bir sıkıntı yaşanıp yaşanmadığı yönündeki soruya Berik, "Evet, cafe tarafı çok gelişti. Bir sürü marka oldu. Yabancılar dediğinizde belli markalar Türkiye'ye geldi. Onların uzmanlığı zaten kahveydi. Ama şu gerçek ki cafe sayısı çok arttı. Sektör de bu nedenle ön ümüzdeki dönemde satın alma ya da birleşme şeklinde bir konsolidasyon beklentisinde" yanıtını verdi.
Sir Winston House Türkiye Genel Müdürü Koray Öcal da masa, sandalye, bar, duvarlar gibi tüm dekorasyonun, servis ekipmanlarının ve menülerin özel olması için bir senedir hazırlandıklarını, tüm bayilerdeki dekorasyon ve sunumun aynı olacağını, sadece büyüklüğün değişeceğini söyledi.
Öcal, Türk halkının cafelere gittiğinde yemek de yemek istediğini, önceleri sandviç, makarna gibi yiyeceklerle başladığını, sonrasında bistrolarla birlikte balık, et gibi ana yemeklerin de eklendiğini anlattı.
Menüyü hazırlamak için uzun bir çalışma yürütt üklerini aktaran Öcal, "Mesela rokfor soslu bonfile, her yerde yiyebilirsiniz. Ama bunu sunumla, etin, peynirin özelliğiyle bunu farklı hale getirip, insanların tepkisini ölçüp, bu şekilde menüye koyduk" dedi.
Çayı hem iç piyasadan hem da Sağlık Bakanlığının verdiği izin çerçevesinde dışarıdan tedarik ettiklerini ifade eden Öcal, aldıkları geri bildirimlere göre sundukları çayı Türk halkının beğendiğini sö yledi.