Kuşadası antik Kadıkalesi ziyarete açılacak

Kuşadası'nın en önemli tarihi eserleri arasında yer alan ve halen kazı çalışmaları devam eden Kadıkalesi'nin ziyarete açılması için çalışma başlatıldı.

KUŞADASI- Kuşadası'nın en önemli tarihi eserleri arasında yer alan ve halen kazı çalışmaları devam eden Kadıkalesi'nin ziyarete açılması için çalışma başlatıldı. Kuşadası Kaymakamlığı, Aydın Valiliği İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, Kuşadası Belediyesi işbirliğinde yürütülen "Türkiye Turizminde Yeni Bir Uğrak Yeri: Kuşadası Kadıkalesi/Anaia Liman Kalesi (Anıtsal Kilisenin Ziyaretçiye Açılması) Projesi" Kuşadası Belediyesi İbramaki Sanat Galesi'nde düzenlen bir toplantıyla tanıtıldı.

GEKA ve Kuşadası Belediyesi'nin mali desteği ile yürütülecek projeyle Kadıkalesi-Anaia Antik Kenti kazı alanındaki Anıtsal Kilise'nin modern çatıyla kaplanması ve kazı alanı içerisinde ziyaretçilerin rahatlıkla dolaşabilecekleri bir yürüyüş yolu yapılarak anıtsal kilisenin, 1. Dünya Savaşı'nda kullanılan top siperlerinin ve Osmanlı dönemine ait mescidin ziyarete açılması hedefleniyor.

Kadıkalesi-Anaia Antik Kenti Kazı Başkanı Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'nden Prof. Dr Zeynep Mercangöz'ün projeyi tanıttığı toplantıya, Kuşadası Kaymakamı Sadettin Yücel, Kuşadası Belediye Başkan Vekili Hakan Turhan, Belediye Başkan Yardımcısı Ayşe Şerifoğlu, Belediye Meclis Üyeleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Toplantı açılışında konuşan Kuşadası Kaymakamı Sadettin Yücel ise Kadıkalesi-Anaia Antik Kenti'nin önemli tarihi öğeler barındıran bir merkez olduğunu kaydederek Türkiye Turizminde Yeni Bir Uğrak Yeri: Kuşadası Kadıkalesi/Anaia Liman Kalesi (Anıtsal Kilisenin Ziyaretçiye Açılması) Projesi'nin hayata geçmesi için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini ifade etti. Proje sayesinde Kadıkalesi-Anaia Antik Kenti'nin değerinin artacağını ifade eden Yücel, projeyi destekleyen tüm kuruluşlara teşekkür etti.

Kadıkalesi-Anaia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr Zeynep Mercangöz ise konuşmasında GEKA'nın yüzde 75 mali destek sunduğu "Türkiye Turizminde Yeni Bir Uğrak Yeri: Kuşadası Kadıkalesi/Anaia Liman Kalesi (Anıtsal Kilisenin Ziyaretçiye Açılması) Projesi" sayesinde Kadıkalesi-Anaia Antik Kenti'nin harika bir örtüye kavuşacağını ifade ederek projeyi destekleyen Kuşadası Belediyesi ve Kuşadası Kaymakamlığı'na teşekkür etti.

 



1999 yılında kazı çalışmaları başlayan Kadıkalesi-Anaia Antik Kenti'nde 5. yüzyıldan 1. Dünya Savaşı'na kadar birçok eser bulunduğunu belirten Mercangöz "Kadıkalesi-Anaia Antik Kenti kazı alanı içinde ciddi anlamda tarihi öğeler barındıran bir merkez. Kazı sırasında çıkarttığımız tarihi eserler Aydın Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. Ortaya çıkan yapılar ise proje sayesinde kazı alanında ziyarete açılacaktır. GE KA'nın yüzde 75 maddi destek sunduğu Kuşadası Belediyesi'nin ise yerel katkı sağlayacağı Türkiye Turizminde Yeni Bir Uğrak Yeri: Kuşadası Kadıkalesi/Anaia Liman Kalesi (Anıtsal Kilisenin Ziyaretçiye Açılması) Projesi sayesinde kazı alanındaki Anıtsal Kilise modern çatıyla kaplanacak, Anıtsal Kilise sağlıklı bir görüntüye kavuşacak ve kazı alanı içerisinde yürüyüş yolu yapılacak. Bunların yanında kazı alanında bulunan 1. Dünya Savaşı'nda kullanılan top siperleri ve Osmanlı dönemine ait mescit ziyarete açılacak" dedi.
 

Kadıkalesi (Anaia) hakkında

Kuşadası’nın sadece 8 km güneyindeki Kadıkalesi, antik ve ortaçağın sahil yerleşimlerinden Anaia’nın limanına hakim, Ege ve dolaysıyla batı Akdeniz ticaretinde önemli bir güzergah olan Samos  Boğazı’nı denetleyecek bir konumda, yapay bir tepecik yani bir höyük üzerinde yer almaktadır. Bu nedenle de Kadıkalesi Höyüğü Pre-Protohistorik, Bizans ve  Osmanlı dönemi yapılaşmalarını barındırır.

Kazılar sırasında ele geçen çanak çömlek buluntuları höyükteki ilk yerleşimlerin Son Kalkolitik Çağ’a (M.Ö. 4000–3000) gittiğini göstermektedir. Kadıkalesi’nin en erken yerleşimcileri burasını tatlı suyu, denizden ve sulak alandan kolaylıkla elde edilebilecek besin kaynakları nedeniyle tercih etmiş olmalıdır. 2002 yılında bulunan bronz Hitit heykelciği Anaia’nın İ. Ö. 2. binde Hitit – Myken ilişkileri içinde önemli bir yer olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Anaia’nın İ.Ö.1050 tarihlerinden itibaren başlayan Hellen kolonizasyonuna ilişkin yaşamı Protogeometrik çanak-çömleğin yoğunluğundan anlaşılır. Sondajlardan gelen bu buluntuların yanında, sonraki dönemlere yani Geometrik, Oryantalizan, Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma ve hatta Erken Bizans buluntuları, kalenin Geç Ortaçağ yapılaşmalarının duvar dolgusu içinde, höyüğe düzlükteki antik kentten taşınmış topraktan gelen seramik parçaları olarak kendini gösterir. 

Kadıkalesi’nin ilk Ortaçağ surunun, 12. yüzyılda Batı Anadolu’ya Türk akınlarına bağlı olarak, Komnenoslar (1081–1185) zamanından olabileceği buluntularla ortaya konmuştu. Nitekim, Laskarisler (1204-1261) dönemine ait mevcut kalenin güneyinde gerçekleştirilen höyük sondajları sırasında, bu döneme atfedilen sur ve burç parçaları açığa çıktı. Doğrudan protohistorik höyük üzerine oturmuş bu geniş duvarların taşları Laskaris duvarlarında kullanılmıştı ki bunların çoğunluğu antik yapılardan devşirilmişlerdi. Son yıllardaki kazılarda kale içinde ortaya çıkan anıtsal boyutlardaki kilisenin planı ve alt yapısı 5. veya 6. yüzyıl gibi erken dönemlerden olmakla birlikte, burası 13. yüzyılda Laskarislerin Anaia başpiskoposluğunun ikametgahıydı. Yoğun kazı buluntuları kalenin 13.-14. yüzyılda tüm Akdeniz çanağına ticari yayılımı olan çömlekçiliğe de ilişkin bilgi sunarlar.

1261 yılında Nymphaion’da Bizans ile Cenevizliler arasında imzalanan bir antlaşmanın gereği, Anaia Latinlere imtiyazların tanındığı Batı Anadolu limanları arasındaydı. Kazı buluntularından Latin sikke ve mühürleri bu tarih gerçeğinin kanıtı gibidir. Kadıkalesi’nde Bizanslı çömlekçilerin Latin patronları için ürettiklerini düşündüğümüz kaplara ait parçalar ise Ortaçağ Akdeniz dünyasındaki ticari küreselliğin yansımalarıdır. Aynı kapsamda Doğu Akdeniz İslam topraklarından gelmiş çok sayıda ithal kap-kaçak parçaları da bulunmaktadır. 

Bizans tarihçisi Gregoras’a göre 1298 yılında Anaia Türklerin eline geçmiştiğini söylemesine karşın 1304’de Bizans’ın Türklere karşı savunma için yardıma çağırdığı Katalan ordusu  buradan gemilerine binip uzaklaştılar. 13. yüzyılın sonlarından başlayarak İtalyan Noter kayıtlarında yer alan belgelerle Venedikli tüccarlara ait şikayetler Bizanslı, Ceneviz ve Türklerden olaşan Anaia’lı korsanlardan buradaki kozmopolit nüfusun varlığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle olmalıdır ki Bizans tarih araştırmacıları Anaia halkının bu yıllarda iç kesimlere göçtüğünü düşünür. Bugün Kadıkalesi’ne pek uzak olmayan Soğucak köyünün, Osmanlı tarihindeki Anya adı Kadıkalesinin son Bizans sakinlerinin izlerini taşır.

Kadıkalesi’nde 2001 yılından bu yana Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr Zeynep Mercangöz başkanlığındaki bir ekip bilimsel kazılar yapmaktadır. 

Manşetler

Atina'daki en iyi restoranlar
Dünyanın en engelli dostu havayolu Air New Zealand
Murat Muratoğlu: Kazıkların şahı havalimanları!
Avrupa ve Asya arasında bulunan minik ada
Floransa’nın gizli geçidi Vasari Koridoru, halka açıldı
Almanya'dan başka ülkelere göç mutlu ediyor
Paris ve  Berlin yüksek hızlı tren ile 59 avrodan bağlandı
Muğla'da helikopter hastaneye çarptı: dört ölü
Archer Aviation hava taksileri için üretim tesisini tamamladı
Uçakta öfkeli yolcuyu sakinleştirme LEAP tekniği