Turist rehberleri özel bir yasa çıkacak beklentisiyle adeta avutulurken, öte yandan, mesleğin sadece kişisel kazanımları ve olası kazançlarıyla ilgilenen bir takım çevreler özel iltimas görebilmekte veya çeşitli isimler altında, Alan kılavuzları, Cami rehberliği, Turizm gönüllüleri v.b özel tasarımlı çalışmalarla, turist rehberinin çalışma alanlarına paydaşlar türetilmekte ve bu kişiler hukuki güvenceye alınmaktadır. Bakanlık güvencesinde olan rehberler ise sahipsiz çocuğa dönüşmüş ve mesleğe karşı dışardan azımsanmayacak tehditler yoğunlaşmıştır.
Turist rehberleri gerek çalışma temposu gerekse uygun olmayan çalışma şartları nedeniyle, nefes alamaz duruma düşürebilmektedir. Turizm sektöründe rehber olarak iş alabilmek ve mesleği yapabilmek bir olay, iş alamamak ise bir başka kaygı nedeni olmasına rağmen, uzaktan davul sesi hoş gelir atasözünü haklı çıkarırcasına, meslek dışı pek çok kişiye cazip gelebilmektedir.
Halbuki, nefes almak yaşamda olmak ile bire bir ilişkilidir. Daha da hazin olan ise, Rehberlik mesleğinin olumsuzlukları nedeniyle, artık, kalp krizi riski taşıyan meslek grubu arasında gösterilmektedir. Meslektaşlarımızla ilgili erken yaşta kalp krizi ya da kaza haberi artık hiç şaşırtıcı değil !
Aaah, öyle mi, bilmiyorduk, biz sizin bir eliniz bal, diğeri ise kaymağın lezzetiyle meşgul olduğu görüşündeydik diyenler, Her meslekte bir takım sorunlar yaşanır,ve abartmaya gerek yok diyenler de olabilir…
Yıllardır sorunların çözüme kavuşması adına, bir özel yasa beklentisinde olan rehberler ve rehberlik mesleği bakanlık bürokratlarının gözleri önünde her bir yandan kuşatılmış durumdadır. Mevcut mevzuat dahi rehberi kollayıcı ve koruyucu amaçlı değerlendirilememektedir. Bilinmesinde fayda vardır ki, mesleğimiz yaşanan sıkıntılar nedeniyle, yapılamaz sürece doğru gitmektedir. yeterince önleyici etkin tedbir alınmadığından, nice rehber’in evine ateş düşmekte, mağduriyetler olmakta ya da evlatlar öksüz kalmaktadır. Ateş düştüğü yeri yakıyor..!
Bakanlık karar vermelidir; Rehberlik mesleği için arayışı, ateş’i harlamak mı yoksa köreltmek mi !
Turizm fakülteleri bünyelerindeki rehberlik bölümlerinin çelişik ve karmaşık programlarından mezun olanlar, mesleği yapmak için umutla bekleşmekteyken, bu haksız durum düzeltilememişken, sektörün ihtiyacı gerekçelendirilerek birilerince baskı yapılan bakanlıkça her yıl 6 aylık rehberlik kursları açılmaktadır. Her şeye rağmen, umutla mesleğe atılan taze rehberlerin mesleki sıkıntılar nedeniyle yaşadıkları hüsran! yaşadıkları soğuk şok !
Her yıl rehberden çalışma vizesi isteyen bakanlık, yetkisiz kişilerin mesleği yapmasını önleyememektedir ! Dert bir değil, elvan elvan!
Mesleğin içinden olup, nemalanmayı sürdüren, mesleğin yitirilmesine karşı durmak yerine, sessizce seyirci kalan ya da hiç uygulanmaması daha faydalı faaliyetleriyle ateş’i harlatan sorumluların sorumluluk keyfiyetleri ise yaraları dağlamaktadır.
‘Bakanlık bürokratları mevzuatın gereğini ve rehberleri temsil iddiasındakiler sorumluluklarını ihmal edince, meydanı boş bulan birileri rehberlerin çalışma alanlarını aşama aşama işgal etmekte ve daraltmaktadır. Niyet bu yönde ise, 15 günlük eğitim programlarıyla turizm sektörünün ihtiyacı karşılanma isteniyorsa, sayıları 13500 i aşmış turist rehberleri niçin var, fakültelerin 4 yıllık ilgili bölümleri boşuna mı kuruldu, bu ülkenin gücü yap-boz tahtası olmamalıdır ‘diye yüksek sesli düşünüyorum…
Unutulmamalıdır !
Türkiye’nin turizm adına profesyonel tanıtım temsilcisi turist rehberidir. Türk turizminin gelişiminde, Turist rehberi aldığı eğitim, taşıdığı görev ve işlevi nedeniyle, seyahat acenteleri ve oteller kadar önemlidir ve birilerinin ticari kaygılarına rehberler ve Türk turizmi feda edilmemelidir.
Uyarıyorum !
Bu gidiş, iyi gidiş değildir ve Türk turizmine zarar vermektedir, verecektir...
Kuruntu yapmış olabilir miyim, dersiniz ?
Keşkeee…