İSTANBUL- Kurumsal Acentalar Platformu üyeleri dünya çapındaki benzer projeler için bir ilham kaynağı olan Galataport kompleksini ziyaret etti. Galataport İstanbul, 1,7 milyar dolarlık yatırım tutarı ile Boğaz kenarında 1,2 km’ye sahip sahil şeridini kapsayan, dünyanın en önemli destinasyon projeleri arasında yer alıyor.
Kurumsal Acentalar Platformu üyeleri Antur’un ev sahipliği kapsamında İstanbul’un ve ülkemizin gurur kaynağı olan Galataport İstanbul’u gezdi. Proje maketi önünde Galataport Müdürü Figen Ayan Projenin başlangıcından bugüne kadar olan tüm evrelerini etkiliyeci bir sunumla KURAP üyelerine anlattı.
Dünya çapındaki benzer projeler için bir ilham kaynağı olan proje, dünyada ilk kez hayata geçirilen ve özel bir kapak sistemi ile yerin altında kurgulanan terminale ev sahipliği yapmakta. Tarihi liman ise İstanbul’un dünyaya denizden açılan kapısı olmaya devam ediyor.
Projenin ayaklarından birini oluşturan 2400 araç kapasiteli yer altı otoparkı da şehrin park sorununun çözümüne katkı sağlıyor.
Galataport İstanbul, 7 milyonu yabancı olmak üzere yılda toplam 25 milyon ziyaretçiyi ağırlayacak. Proje kapsamında mürettebat dahil yaklaşık 1,5 milyon kurvaziyer yolcusunun da İstanbul’u ziyaret edeceği öngörülüyor.
Mahalle Dokusunda Nefes Alan Bir Yaklaşım
Dev proje erişilebilir ve düşük katlı yapıları, mahalle konseptinde tasarlanmış, bölgenin tarihi dokusuyla uyum içindeki mimarisi, alternatif ulaşım olanakları gibi birçok özelliği ile ziyaretçilerine, nefes alan, sağlıklı ve güvenli bir kültür-sanat, çalışma, alışveriş ve yeme içme deneyimi vermekte. Projenin tamamı rıhtımı, meydanları ve sokakları ile herkesi kucaklayan, Boğaz’ın eşsiz manzarasına herkes için fiziksel ve görsel erişim sağlayan, 7/24 yaşam sunan bir alana sahip.
Şehrin Yeni Alışveriş ve Gastronomi Mahallesi
Galataport İstanbul’da yaklaşık 250 adet perakende ve yeme içme noktası bulunuyor. Alışveriş ve yeme içme birimleri için ayrılan kiralanabilir alan toplamı yaklaşık 52 bin metrekare, kiralanabilir ofis alanı ise 43 bin metrekare. Galataport İstanbul’da yer alan markalar, daha önce Türkiye’de yer almış olsun veya olmasın, tüm hedef kitlelere ve farklı zevklere hitap edebilecek, temelinde deneyim olan bir konsept ile hizmet veriyor.
Projede 20 metrekareden başlayarak 2 bin metrekareye kadar çıkan farklı büyüklüklerde mağazalar bulunuyor. Galataport İstanbul, %40’lık yeme içme oranı ile şehrin yeni gastronomi mahallesi konumuna geliyor. Geçmişte pek çok farklı kültürü barındıran bir sahada yer alan Galataport İstanbul, Türk ve Dünya mutfaklarından geniş bir yelpaze sunan birçok yerli ve yabancı markaya ev sahipliği yapıyor. Yeme içme sektöründe planladığı sertifikasyon ve denetim hizmetleri ile, ziyaretçilerine onaylı ve hijyenik sokak lezzetlerini güvenle tatma imkanı vermekte.
Sahasında barındırdığı İstanbul Modern ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ile sanatın Türkiye’deki en iyi örneklerine ev sahipliği yapıyor. Proje kapsamındaki peyzaj düzenlemesi ile hayata geçirilen tarihi Tophane Meydanı İstanbul’un ilk müze meydanı oluyor.
Müze Meydanı’nın merkezinde yer alan ve tarihi 1848’e ulaşan tarihi Tophane Saat Kulesi, çok özel bir teknikle yerinde kaldırılarak restore edildi. Tophane Saat Kulesi, Galataport İstanbul’da eski ile yeniyi buluşturan, anları ve anıları sahiplenen, zaman ve dönüşümün bir simgesi. Ondokuzuncu yüzyılda Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan ve üzerinde kendisine ait bir tuğra bulunan bu yapı İstanbulluları ve şehrin ziyaretçilerini ağırlıyor. Galataport İstanbul’un yıl boyunca ev sahipliği yaptığı pek çok kültür sanat ve tasarım etkinliği ile çevresindeki kültür ve sanat etkinliklerinde de %72’lik bir gelişme sağlayacağı öngörülüyor.
Tarihi Mirasa Saygı
Proje sahası içerisinde yer alan tescilli binaların restorasyonu ile İstanbul’un çok değerli tarihi binaları şehre geri kazandırıldı ve zeminlerinde yapılan iyileştirme çalışmaları ile binaların dayanıklılığı artırıldı. Rıhtımın en eski binası olan Paket Postanesi, özel arduaz çatıları ve cepheleri ile projenin simgelerinden biri olurken liman sahasında yer alan diğer üç tescilli bina; Merkez Han, Karaköy Yolcu Salonu ve Çinili Han binaları da restore edilerek The Peninsula Istanbul oteline ev sahipliği yapıyor.
Dünyada sadece 10 seçkin lokasyonda yer alan Peninsula Hotels markasının bir halkası olan otel, 177 odası ile tarihi yarımadanın tam karşısında yer alıyor. Proje kapsamında restore edilen üç tescilli binaya ek olarak yeni inşa edilen ve 15 saniyede açılabilen özel giyotin cepheli bir balo salonunu şehre kazandırıyor. Toplam 300 milyon Euro’luk yatırımla hayata geçirilen The Peninsula Istanbul ile ülke ekonomisine 150 milyon Euro’luk doğrudan yabancı yatırım sağlandı. Otelin 2022 yılında açılması hedefleniyor.
İnovatif ve Esnek Ofis Çözümleri
Galataport İstanbul’da, mimariden dekorasyona kadar, sosyal mesafe gözetilerek tasarlanmış esnek ofisler yer alıyor. Ofis alanları cam cephe sayesinde güneş ışınlarını içeri alıyor ki bu da çalışanlar için aydınlık ve ferah bir ortam sağlayarak çalışan motivasyonuna katkı sağlıyor. Ayrıca binalardaki teras alanları çalışanlara temiz havaya erişim imkânı veriyor.
Galataport Kuruvazier Yer Altı Terminali
Bir ana liman olarak konumlanan Galataport İstanbul; Akdeniz çanağından Karadeniz’e kadar geniş bir coğrafyada, günde 3 gemiye ve 15 bin yolcuya hizmet etme kapasitesi ile kruvaziyer turizmine hareketlilik getiriyor. Dünyada ilk kez kurgulanan ve büyük ses getiren özel kapak sistemi ve yerin altında inşa edilen 29 bin metrekarelik terminale ev sahipliği yapmakta.
Limanda gemi olmadığı zamanlarda, gümrüklü alanı ve güvenlik (ISPS) alanını ayıran özel kapak sistemi sayesinde, geçici gümrüklü saha yaratılarak sahil şeridi erişime açık kalmaya devam ediyor. Bu inovasyon sayesinde yıllardır erişime kapalı olan Karaköy’ün eşsiz sahil şeridi şehrin en özel yürüyüş rotalarından biri oluyor. Güvenli Turizm Sertifikası’na sahip Galataport İstanbul Kruvaziyer Terminali, pandemiye karşı alınan yüksek önlemler çerçevesinde misafirlerini karşılıyor.