İSTANBUL, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, koronavirüs döneminde turizmin nasıl yapılacağı ile ilgili olarak Ahmet Hakan'ın moderatörlüğündeki Tarafsız Bölge programında soruları yanıtladı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un açıklamaları şu şekilde;
Biz bu sene turizm başladık. 1 Haziran’dan beri aşamalı olarak. Bu seneki hedefimiz maksimum seviyede iş yerlerinin çalışması.
Turizm sektöründe düzenli büyüme yakalamak istiyorsanız ilk önce Pazar çeşitliliğin yakalamamız lazım. Farklı ülkelerden farklı turist profilleri gelmeye başladı. Başlangıç için turizm hedefimizi içeriş. İlk önce içeriyi harekete geçireceksiniz. Dışarısı gözlemleyecek. O yüzden biz ilk olarak iç turizme başladık. Haziran sonuna kadar iyi bir ivmeye gelecek. Standartları nasıl tutturduğunuzu izliyorlar. Zaten öyle beli bir seviyede güveni oluşturuyorsunuz ondan sonra dışarısı harekete geçiyor.
Şu anda ayın 1’inden itibaren çok azı açıldı. 15’inden sonra hızlanarak devam edecek.
Bizim hayalet misafir dediğimiz bir uygulamamız var. Denetçi ama müşteri gibi geliyor. Sonra raporunu gönderiyor.
Bizim yabancı misafiri de ikna etmemiz lazım İkinci nokta şeffaflık. Sertifika edinmiş tesislerin kapısında belgeleri var ve QR kodları var. Telefonunuzla okuttuğunuz zaman o yerin denetimi yapılmış rapor detaylarını görebiliyorsunuz.
Sertifikası olan iş yerleri daha sık denetleniyor. Bu sene tesislerin hiçbirinde fiyat artırma beklentisinin olduğunu düşünmüyorum amaç başlangıç yapabilmek. Çok sayıda tesis bu belgeyi alacak. Başvuruların yarısının bu sertifikasyona dahil olacağını düşünüyoruz. Nicelikten niteliğe döneceğiz. Periyodik düzenli denetimi oturtmanız lazım. İlave yeni kriterler getireceğiz. Ne kadar kurumsallaştırırsanız nitelikli turistin ilgisini o kadar çekersiniz.
Sonuçta ülkeler kendi ekonomilerine aktarmak ve ekonomilerinin çıkmasın engellemek istiyor. AB ülkelerinde kendi kaynakları içinde tüketmek istiyor. Almanya’nın bu kararı Türkiye’ye özgü değil. Ben Avrupa’yı iç hat gibi görürüm sonra diğer ülkelerle açarım diye düşünüyor. Sertifikasyonu en uygun ve düzgün yapan ülke Türkiye’dir.
Türkiye hala görüşmelere devam ediyor ve görüşmelere devam ediyoruz. Almanya kapıları tamamen kapalı değil. Trafik başladı aslında, sadece önermiyor.
Normalleşme ile birlikte yabancı misafirler havalimanlarında test merkezleri kurduk. Girişte bir sağlık gözetiminden geçiyorsunuz 37.8 derece üzeriyseniz. Veyahut semptomlardan birin taşıyorsanız sizi teste tabi tutuyoruz. Hemen orada PSR testi yapıyoruz. 1 saat sürüyor. Pozitif ise sizi hastaneye gönderiyoruz.
Şuanda zaten önceliğimiz uluslararası ülkelerle hava trafiğin başlatmak. Ticaret açısından da bu şart. Sadece turizm açısından görmeyiniz.
(Rus turistler) Ülkenin tamamıyla trafik başlatmazsınız belli bölgelerle başlatırsınız bu da bir yöntem.
Sizin korumak olduğunuz yetişmiş personeliniz var. Ben burada açtım zarar ettim mantığına gidilmemesi lazım
Temmuz ayında yabancı trafikte ciddi bir artış olacak. Biz bunu şansa bırakmıyoruz. Biz mayıs ayında operasyonu başlattık. Türkiye'ye en fazla misafir veren 60 ülkeye mektup yazdım. Muhataplarımıza mektup ile birlikte ek dosya gönderdik. Bu dosyalardan bir tanesi Türkiye'nin başlattığı sertifikasyon programıydı. İkincisi de hastane alt yapımız. O ülkelerin Türkiye’deki elçileri ile tek tek görüştük sonra döndük. O ülkelerdeki Türk büyükelçilerin bilgilendirdik. Ve sonrasında Dışişleri Bakanımızla telefon diplomasisi başlattık. 19 Haziran’da bu 60 ülkenin büyükelçilerini Antalya’ya davet ettik 43 tanesi kabul etti. 60 ülkenin basın temsilcilerini de davet ettik. Sertifikasyon sisteminin nasıl görüldüğünü göstermek istiyoruz. O bölgelerdeki alt yapımız nasıl onu göstermek istiyoruz .Biz hazırız uygulamayı gelin yerinde canlı görün diyoruz.
Bizde normalle konaklama tesislerindeki fiyatlar döviz endeksli. Pandemi öncesi yapılmış bir fiyatlama vardı. Kurlar artmış olsa dahi o fiyat farkları yansıtılmadı. Bir yabancı ile kıyasladığınız zaman siz daha ucuza gideceksiniz. Bir fiyat düzenlemesi yapılmadı Türklere. Kasım ayındaki fiyatlar neyse o.
Turizm sektörüne de bir istihdam paketi, kısa çalışma ödenekleri gibi bir çalışma yapılmıştı. Bir yeni paket üzerine çalışılıyor çok yakında da açıklanacak. Tekrar işletmeler başlayan işletmelere istihdam amaçlı bir paket açıklanacak.
İç pazarda hareket başladı, çok düşmüştü tabi. Yüzde 2-3’lere düşmüştü hareket şimdi yüzde 50'lere çıktı. Bu demektir ki haziran ayı sonuna kadar iç turizm hareketlerini geçen yıldaki gibi yakalayacağız.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy: "Temmuz itibarıyla açılmayı hedefleyen tesislerin hepsinin açılacağını düşünüyorum.”
Bakan Mehmet Nuri Ersoy: "(Turizmde sertifikasyon) Avrupa'da bu işi bu kadar düzgün ve güvenilir şekilde yapan ilk ülke Türkiye."
Bakan Ersoy: “Tesisler açılmaya, sertifikasyon sistemi uygulanmaya başlandı ve 19 Haziran'da 60 ülkenin büyükelçilerini Antalya'ya davet ettik. Şu anda 43'ten fazlası onay verdi. Aynı şekilde bu ülkelerin Türkiye'deki yerleşik basın temsilcilerini de davet ettik. Havalimanından başlayarak Türkiye'nin sertifikasyon sisteminin nasıl çalıştığını yerinde göstermek istiyoruz.”
Bakan Ersoy: "(Ayasofya'nın ibadete açılması) Mahkemenin kararından sonra turizm açısından endişelenmem. Biz onun çözümünü buluruz."
Bakan Ersoy: "(Galata Kulesi) Kule özelliğini koruyoruz ama içindeki o bin metrekarelik kapalı alanı boşaltıp, müze haline getiriyoruz."
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri uygulanarak temmuz itibarıyla açılmayı hedefleyen turizm tesislerinin hepsinin hizmet vermeye başlayacağını düşündüğünü söyledi.
Bakan Ersoy, CNN Türk'te canlı yayınlanan "Tarafsız Bölge" programında, Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtladı.
Turizm sektöründe Kovid-19 tedbirleri kapsamında bazı kuralların getirildiğini anlatan Bakan Ersoy, maske, hijyen ve fiziksel mesafe kuralının turizmde de geçerli olduğuna işaret etti.
Bakan Ersoy, "Tatil diye baktığınız zaman fiziksel mesafe zaten sizin konforunuz. Üstüne fark vermeniz gereken bir konfor. Hijyen de zaten her insanın doğasında olması gereken bir şey, ne kadar temiz bir ortamda tatil yaparsan o kadar iyi. Maske var bir tek, maske de her tarafta geçerli olan bir şey değil. Gerçekten uygulamada bunu fark edeceksiniz. Aslında normal şartlarda bu fiziki mesafe için misafirler para ödüyor." diye konuştu.
Turizmde geçen yıl rekor kırıldığını aktaran Bakan Ersoy, "Bu sene onu ciddi bir şekilde egale etmeyi düşünüyorduk. Tabii ki eski rakamları tutturmamız bu sene için mümkün değil. Bu sene 1 Haziran'dan itibaren aşamalı bir şekilde turizme başladık." dedi.
"Tesislerimizin En Azından Yüzde 50'sini İşletmeye Almaya Çalışıyoruz"
Bakan Ersoy, bu seneki hedefin rakam olarak belirlenmediğine değinerek, şöyle devam etti:
"Hedefimiz maksimum seviyede işletmenin tekrar işlemeye başlamasını sağlamak. Biz tesislerimizin en azından yüzde 50'sini işletmeye almaya çalışıyoruz. Bunun için gerekli yolcu tedariğinin sağlanması için uğraşıyoruz. Bu zaten yeterlidir bu sene için. Gönül ister ki yüzde 100'ü açılsın, daha fazlası açılsın. Şu koşullarda belli dolulukları yakalamak iyi bir standarttır. O zaman önümüzdeki sene daha iyi bir başlangıç yapma fırsatımız oluyor."
Normal koşullarda konaklama tesislerindeki ortalama dağılımın yüzde 15'inin iç turizm, yüzde 85'inin dış turizm şeklinde olduğuna değinen Bakan Ersoy, şunları kaydetti:
"Turizmde düzenli bir büyüme yaşamak istiyorsanız önce yakalamanız gereken şey; pazar çeşitliliğidir. Her türlü olasılığa karşı pazar çeşitliliğini yakalamanız lazım. Biz 2016'da da bir kriz yaşadık biliyorsunuz. O gün de pazar çeşitliliğine vurgu yapılmıştı. Geçen sene Turizm Geliştirme Ajansı kuruldu ve tanıtımda pazar çeşitliliğine ağırlık verilmeye başlandı. Çok daha fazla ülkeye Türk Hava Yolları uçmaya başladı ve çok farklı ülkelerden çok farklı turist profilleri getirilmeye başlandı."
Başlangıç İçin İç Turizm
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, hedeflerde bir yer kısıtlaması yapmadıklarına dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Başlangıç için içeriden başlayacaksınız. Zaten dünya da bunu bu şekilde bekliyor ve bütün dünya bu şekilde oluyor. Siz önce iç dinamiklerinizi harekete geçireceksiniz. Dışarısı gözlemleyecek. Haziran sonuna kadar iyi bir ivmeye gelecek. Sizin bu taahhüt ettiğiniz standartları nasıl tutturduğunuz, içeride döngüyü nasıl sağladığınızı onlar da hem kendi basın yayın organları hem de sosyal medya aracılığıyla görecekler. Zaten belli bir seviyede güveni oluşturuyorsunuz. Zaten biz bu standartları yaratabilmek için farklı yöntemlere geçtik. Avrupa'da uygulanmayan yöntemlere geçtik."
Tesislerin Haziran başında açılmaya başladığını hatırlatan Bakan Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ayın 15'inden sonra hızlanarak devam edecek. Temmuz itibarıyla açılmayı hedefleyen tesislerin hepsinin açılacağını düşünüyorum. Bizim ve İçişleri Bakanlığının yayınladığı genelgeler var. Bu genelgeye uymak zorundasınız. Kovid'den kaynaklanan belli kriterler var. Özünde 3 ana kuralı içeriyor. Personelin pandemi eğitimi, hijyen kuralları ve fiziki mesafeyi içeren bir genelge. Konaklama tesisleri buna uyacak."
Türkiye Avrupa’da İlk Ülke
Turizmde pandemi sonrası yaşanan gelişmeleri ve sertifikasyon uygulamasını da anlatan Bakan Ersoy, "Bizim sadece Türk misafiri ikna etmemiz gerekmiyor, yabancı misafiri de ikna etmemiz lazım. Bağımsız, tarafsız firmalar bu açıdan önemli ama ikinci noktası şeffaflık." dedi.
Sertifika edilmiş tesislerin kapılarında ve görünen yerlerinde sertifika belgeleri bulunduğunu aktaran Bakan Ersoy, her otele, konaklama tesisine, havalimanına, taşıta özel hazırlanan belgelerin üzerindeki QR kod sayesinde misafirlerin yapılan denetim raporlarına erişilebildiğini kaydetti.
Bakan Ersoy, turizm açısından sertifikasyon uygulamasının kurallarına ve önemine değinerek, tesislerin bu belgeyi kaybetmemek için çok ciddi çaba sarf edeceğinin altını çizdi.
İkinci Dalga, Ekonomi Virüsü
Bu sene tesislerin fiyat artırma beklentisi içinde olmadığını aktaran Bakan Ersoy, tekrar bir başlangıç yapabilmenin amaçlandığını dile getirdi. Ersoy, sertifikasyona başvuru sayısının 500'ü geçtiğinin de altını çizerek, "Bu sene açılacak tesislerin yarısının bu sertifikasyona dahil olacağını düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, sertifikasyonu salgın bittikten sonra da devam ettirmek istediklerini sözlerine ekleyerek, şunları söyledi:
"Pandemiye özgü bazı kriterler kalkacak ama ilave yeni kriterler getireceğiz. Türkiye'yi sertifike edilmiş konaklama tesisleri ve turizm taşıtları, havalimanlarıyla ayrıştırmayı düşünüyoruz. Kuralları ne kadar üst seviyede standardize ederseniz nitelikli turistin ilgisini o kadar çekersiniz."
Dışarıdan turistlerin Türkiye'ye ne zaman gelmeye başlayacağının sorulması üzerine Bakan Ersoy, "İkinci dalgadan bahsediliyor. Bana göre ikinci dalgası, ekonomi virüsü bunun. Bu bizim beklediğimiz bir şey sonuçta. Ülkeler sınırlı kaynaklarını kendi ekonomilerine aktarmak ve ekonomilerinin dışına çıkmasını engellemek istiyor." dedi.
Bakan Ersoy, Almanya ve diğer ülkelerdeki muadil bakanlıklarla düzenli olarak görüştüklerini belirterek, "Sertifikasyon konusunda çok başarılı buluyorlar. Avrupa'da bu işi bu kadar düzgün ve güvenilir şekilde yapan ilk ülke Türkiye." diye konuştu.
"Dünyada Uygulanan Sistemlere Adapte Olmak Zorundayız"
Bugün itibarıyla Almanya'dan Türkiye'ye uçakların ve Alman yolcuların da gelmeye başladığını belirten Bakan Ersoy, Türkiye'ye gelen turistleri nelerin beklediğine ilişkin şu bilgileri verdi:
"Normalleşme süreciyle birlikte dünyada uygulanan sistemlere adapte olmak zorundayız. Yabancı misafir olarak Türkiye'ye geldiğiniz zaman, özellikle turist kabul eden Antalya, Bodrum, Dalaman, İzmir, İstanbul ve İzmir havalimanlarımızda Sağlık Bakanlığımızla birlikte test merkezleri kurduk.
Girişte sağlık denetiminden geçiyor, vücut ısınız ölçülüyor. Ateşiniz 37,8 derecenin üzerindeyse ve semptomlardan bir tanesini taşıyorsanız, şüpheli görüntünüz varsa o zaman sizi teste tabi tutuyoruz. PCR testi, çok hızlı, bir saat içinde sonuçlanan bir test. Negatifse zaten sorun yok. Pozitifse o zaman tedavi görmeniz gerekiyor."
“Önceliğimiz Bütün Ülkelerle Hava Trafiğini Başlatmak”
Turizmde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleriyle birlikte turizm sektöründe yapılanlar konusunda yurt dışında ilgili kişileri bilgilendirdiklerini anlatan Ersoy, şunları kaydetti:
"Önceliğimiz karşılıklı olarak bütün ülkelerle hava trafiğini başlatmak. Çok sayıda Türk kökenli vatandaşımızın Avrupa'da yaşamasından dolayı da Avrupa ile farklı ilişkilerimiz var. Onlar zaten normal olarak yılda 1-2 kere Türkiye'ye geliyor. Bunların da bir trafiği var ve bu trafik kesilemez ki, bu trafik başladı. İkinci Avrupa ülkelerinin özellikle Türkiye'de çok ciddi turizm yatırımları var. Onlar da ticaretin başlamasını istiyorlar."
"19 Haziran'da 60 Ülkenin Büyükelçilerini Antalya'ya Davet Ettik"
Riskleri daha az olduğu için turizm sektöründeki küçük işletmelerin tesislerini açmaya başladığını dile getiren Ersoy, şöyle devam etti:
"Kurumsal işletmeler veya zincir oteller için de şöyle bir kolaylık var; tesislerinin yarısını açıyor, diğer yarısı için izleyip görmek istiyor. Otellerin tesislerini açmaları yönünde tavsiyeler var. Bu önümüzdeki senenin hazır olması açısından da önemli. İkincisi sizin korumak zorunda olduğunuz yetişmiş personeliniz var. Bu personeli kaybetmemek açısından da önemli. Hayata geçirilmesi lazım ama 'Ne ön görüyorsunuz?' diyorsanız bu iş başlıyor, başladı. Haziran ayı itibarıyla artarak devam edecek, temmuz ayında ciddi bir şekilde yabancı trafikte de artış olacak ve yavaş yavaş Ağustos ayı gibi biz birçok ülkeyle trafiği tamamlamış olacağız.
Mayıs ayında biz ilk operasyonu başlattık. Türkiye'ye en fazla misafir veren 60 ülkeye mektup yazdık. Bu mektuplarla birlikte iki tane ek dosya gönderdim. Dosyalardan biri Türkiye'nin başlattığı sertifikasyon programıydı, ikincisi ise hastane altyapımızla ilgiliydi. Sonra o ülkelerin Türkiye'deki elçileriyle tek tek görüşerek bu uygulamaları anlattık. Aynı anda bizim o ülkelerdeki Türk Büyükelçilerini bilgilendirdik ve onlarda bulundukları ülkelerdeki makamlarla görüştüler. Ardında da Dışişleri Bakanımızla beraber telefon diplomasisi başlattık."
Bakan Ersoy, bu bağlamda ikinci bir aşamaya geçecekleri bilgisini vererek, "Tesisler açılmaya, sertifikasyon sistemi uygulanmaya başlandı ve 19 Haziran'da bu 60 ülkenin büyükelçilerini Antalya'ya davet ettik. Şu anda 43'ten fazlası onay verdi. Aynı şekilde bu ülkelerin Türkiye'deki yerleşik basın temsilcilerini de davet ettik. Havalimanından başlayarak Türkiye'nin sertifikasyon sisteminin nasıl çalıştığını yerinde göstermek istiyoruz. Uçakta, tesislerde, alışveriş merkezlerinde nasıl, hastane altyapımız nasıl bunları kendileri gözlemleyip karar verecekler ve nasıl istiyorlarsa öyle raporlayacaklardır. Biz hazırız uygulamayı da yerinde canlı gösteriyoruz." ifadelerini kullandı.
"İç Pazarda Hareketlilik Başladı"
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, konaklama tesislerinde fiyatların dövize endeksli olduğunu hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Salgın öncesi kurun durumu göz önüne alınarak erken rezervasyonlarını yapmış olanlar için bir fiyatlama vardı. Kurlar artmış olsa dahi o fiyat farkları yansıtılmadı. Yani ilk açıklanan Türk lirası fiyatları üzerinden revize yapılmadı. Yabancıyla kıyasladığınız zaman yerli misafirler daha ucuza gelmiş oldu. Yani kasım ayında açıklanan fiyatlar neyse aynı fiyatlarla devam ediliyor şu anda baktığınız zaman. Benim gözlemlediğim birçok tesiste öyle ama zaten bu sene otelcinin esas hedefi -konaklama tesisleri için söylüyorum- bunu tekrar bir başlatıp sistemin çalıştığını gösterebilmektir."
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, 1 Haziran sonrasındaki hareketliliğe değinerek, şunları kaydetti:
"İç pazarda hareketlilik başladı, çok düşmüştü. Kapıları kapattık, her şeyi kapattık. Şehirlerarası yasakları zaten biliyorsunuz. Yüzde 2-3'lere düşmüştü hareket. Şu anda yüzde 45-50'lere geldi. İç turizm hareketi başladı. İleriye dönük de ölçümlüyorum anlık diye bakmayın. Rezervasyon akışlarını alıyoruz biz. Rezervasyon akışlarıyla geçen sene bugünü kıyasladığınız zaman yüzde 45’lere geldi. Bu demektir ki, haziran sonuna kadar geçen seneki rakamları iç turizm hareketleri yakalayacak. İç turizm açısından bakarsanız çok iyi."
Beyoğlu Kültür Yolu Projesi
Beyoğlu Kültür Yolu Projesi'ne de açıklamalarında yer veren Bakan Ersoy, projenin Galataport ile başlayıp AKM ile geliştiğini vurguladı ve şöyle devam etti:
"İlk aşamasını geçen hafta gerçekleştirdik. Belli duraklar belirlemiştik. Galataport, Galata Kulesi, Doğan Apartmanı’nın önünden, Tarık Zafer Tunaya... Narmanlı Han bitmişti zaten. Atlas Pasajı, Emek Sineması... Şimdi ilave birkaç şey daha ekledik, Mısır Apartmanı, Mehmet Akif Ersoy'un Müze Evi, Fransız Konsolosluğu, Taksim’deki cami altında gerçekleştirilecek olan kültür merkezi ve AKM'ye bağlanan bir sistem. Orada çok hızlı hareket ediyoruz, Tarık Zafer Tunaya'yı hizmete aldık. 7 Haziran diye söz vermiştik. Orası çok amaçlı bir salon. İçinde bir tiyatro var, yaklaşık 100 koltuklu. Bir de 97 koltuklu sineması var. 140 metrekarelik çok amaçlı bir salonu ve iki de küçük salonu var. Düzenli tiyatrolar sergilenecek."
Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde hem Devlet Tiyatrolarına bağlı birimlerin hem de özel sektörün eserleri sergileyeceğini dile getiren Bakan Ersoy, çok kötü durumda olan ve uzun süre kapalı kalan yapının A'dan Z'ye yenilendiğini kaydetti.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nin Galata Mevlevihanesi'ne bitişik olduğunu hatırlatarak, şu bilgileri verdi:
"Eskiden de Galata Mevlevihanesi'nin sınırları içerisindeymiş. Orasını da aslında bir vakıf diye düşünebilirsiniz. Onun içinde de bir sinema salonumuz var. Gündüzleri çocuk sinemaları, akşamları da sanatsal filmlerin yönetmenlerinin kısa metrajlı filmlerini gösterelim dedik. O alanda ihtiyaç var. Onlar salon bulmakta zorlanıyor. Bu amaçla kullanacağımız bir yer. Özel galeriler ve diğer sergiler için çok amaçlı salonu var. Galeriler ve güzel sanatlarda bu sıkıntı var şu anda. Onlara çok iyi şartlarda kullandırabileceğimiz çok amaçlı salonlar yaratmaya çalışıyoruz. Hepsinin ihtiyacını karşılayacak bir kültür sanat merkezi halinde hizmete girecek."
"Böylelikle Beyoğlu’na Eski Canlılığını Getirmeye Çalışıyoruz"
Bakan Ersoy, Atlas Pasajı'nın da proje içinde yer aldığını ifade ederek, "Orada çok yoğunlaştık. Beklentinin çok üzerinde bir bina çıktı. Orayı renove ettikçe altından şaheserler çıktı." değerlendirmesinde bulundu.
Galataport'un cazibe merkezi oluşturduğunun altını çizen Ersoy, "Orası sadece bir liman olmaktan çıktı. Yaşam merkezi. Hem yerli hem yabancı turisti etkileyen bir çekim trafiği oluştu. Bu trafiği Galata Kulesi veya oradan Doğan Apartmanı’nın önünden Tarık Zafer Tunaya’dan Beyoğlu’na bağlamak, Beyoğlu’nda da birçok kültür noktası yaratarak AKM’ye kadar bağlamak. Böylelikle Beyoğlu’na eski canlılığını getirmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
"15 Eylül'de Galata Kulesi'ni Yeni Yüzüyle Açacağız"
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, Galata Kulesi’nde de ciddi bir renovasyona başladıklarına dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Geçen hafta itibarıyla projelendirmeleri tamamlandı. Haziran ayı içinde ihaleleri bitiyor. Hedefimiz 15 Eylül. 15 Eylül’de Galata Kulesi’ni yeni yüzüyle açacağız. İçinde kafeterya, restoran, mutfak ve idari ofisler var. Böyle kullanılmaması lazım. Galata Kulesi İstanbul’un ilk orijinal meydanlarından birinde. Ceneviz Meydanı. O aslında yangın kulesi. Biz onun içini komple soyuyoruz. Kule özelliğini koruyoruz ama içindeki o bin metrekarelik kapalı alanı boşaltıp, müze haline getiriyoruz.
Kule, cazibe noktası olarak insanları çekecek. Kulenin üzerinden gördüğünüz diğer kültür varlıklarımız, arkeolojik değerlerimiz ve tarihi yapılarımızın detaylarını, içerideki müzede göreceksiniz. Biraz dijital, modern bir teknoloji müzesi haline de getiriyoruz. Çevresi zaten kafe, restoran. O esnafın işi. Seyir terasından merdivenle inerken bütün bu müzeyi dolaşarak ineceksiniz. Yani cazibe noktası, sizi İstanbul’un diğer cazibe noktalarına yönlendirecek."
"AKM Sadece Bir Bina Değil, Bir Konsepttir"
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, tarihi bölgenin, yuvarlak bir alan içinde olduğunun altını çizerek, şunları aktardı:
"Dairenin içerisinde uygunsuz, oraya aykırı bir yapı var. O yapıyı da kamulaştırma çalışmalarını başladık. Yokuşta biliyorsunuz orası. Yokuşu da doğal bir amfi tiyatro haline getireceğiz. Bize bağlı kültür kurumları orada aktiviteler gerçekleştirecek. Bir kültür sanat meydanı şeklinde de olacak. Oradan yürüyerek Tarık Zafer Tunaya’da sergiler, tiyatrolar vs. göreceksiniz. Sizi Beyoğlu’na bağlamaya çalışıyoruz."
Çalışmaların hepsini yıl sonuna bitirmeye çalıştıklarını söyleyen Bakan Ersoy, şöyle devam etti:
"Eylül sonuna kadar Atlas Pasajı’nda hem bir sinema müzesi hem de çok güzel bir sinema salonu yapıyoruz. Bundan sonra Yeşilçam’ın galalarını orada yapacak, o eski atmosfere gideceğiz. AKM’nin inşaatını da yıl sonuna tamamlayıp içerisine bir kültür sokağı oluşturuyoruz. AKM sadece bir bina değil, bir konsepttir. Onunla ilgili birçok hukuki ve yasal düzenlemeler de yapıyoruz. AKM İstanbul’un sanat merkezi olacak. Yönetimi de orada olacak. Bizim hedefimiz yıl sonuna kadar inşaatını bitirip yönetim kadrolarının binaya yerleşmesi. İçinde yönetimli hayat başlayacak."
Bakan Ersoy, AKM'nin dünyanın sayılı binalarından biri olduğunu vurgulayarak, rekor bir hızla yapımın devam ettiğini kaydetti.
"Turizm Gerekçe Olarak Gösterilmesin"
Ayasofya'nın ibadete açılmasıyla ilgili bir soru üzerine Bakan Ersoy, hukuki sürecin devam ettiğini hatırlatarak, "Türkiye bir hukuk devleti, Danıştay'ın vereceği karara göre hükümet gerekli uygulamaları alır." dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, Ayasofya'nın ibadete açılmasının turizme etkilerine ilişkin, şu değerlendirmede bulundu:
"Mahkemenin kararından sonra turizm açısından endişelenmem. Biz onun çözümünü buluruz. Onu da çok güzel yönetiriz. Turizm bir gerekçe olarak gösterilmesin. Bizim çok iyi yönetebileceğimiz bir süreç. Başarılı da oluruz. Ama dediğim gibi şu anda yorum yapmak için erken."
Danıştay'ın kararının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin alacağı kararlara göre gerekli düzenlemelerin yapılacağını vurgulayan Bakan Ersoy, "Önden yapılan spekülasyonlara pek inanmıyorum da güvenmiyorum da." ifadesini kullandı.
AKM ile Taksim Camisi'nin de yıllarca konuşulduğunu ve şu an çok güzel eserlerin yapıldığını dile getiren Bakan Ersoy, "Siz konsantre olup çözüm ararsanız çözüm var, başarılı çözümler var. Herkes rahat etsin." şeklinde konuştu.