ANKARA - Türkiye'de çevreye duyarlı sürdürülebilir otel sistemlerine olan ilgi, son yıllarda önemli ölçüde artış gösterdi. Bu durum, hem sektör içinde hem de toplum genelinde daha geniş bir çevre bilinci ve yeşil dönüşüm sürecinin hızlanmasına katkı sağlarken, Sheraton Ankara Hotel & Convention Center & Lugal, a Luxury Collection Hotel Genel Müdürü Kılıç Ali Kantar, konuklama tercihlerini çevre dostu uygulamaların belirlediğine dikkat çekiyor.
Türkiye’de çevreye duyarlı sürdürülebilir otel sistemlerine olan ilgi, son yıllarda önemli ölçüde artış gösterdi. Bu durum, hem sektör içinde hem de toplum genelinde daha geniş bir çevre bilinci ve yeşil dönüşüm sürecinin hızlanmasına katkı sağlıyor. Değişim, sadece çevreyi koruma çabalarını desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda otellerin uzun vadeli başarısına ve misafir memnuniyetine de katkı sağlıyor. 1991 yılında Alman mimarlık firması “Gerkan, Marg and Partners” tarafından dizayn edilen Ankara’nın Kavaklıdere semtinde bulunan Sheraton Ankara Hotel & Convention Center & Lugal, a Luxury Collection Hotel Genel Müdür’ü Kılıç Ali Kantar ile sürdürülebilir turizm ve çevre dostu uygulamaları konuştuk: Enerji tasarrufu en önemli taahhütlerimizden biri “Hedefimiz, sadece otelcilik sektöründe değil, genel olarak iş dünyasında da sürdürülebilirlik anlayışının yaygınlaşmasına katkıda bulunmak. Bu doğrultuda, sürdürülebilirlik odaklı projelerimize ve işbirliklerimize yatırım yapıyoruz. Enerji verimliliği ve atık yönetimi konularında attığımız adımlar, hem çevreye olan etkilerimizi minimize etmek hem de kaynaklarımızı daha verimli kullanmak için büyük önem taşıyor. Enerji tasarrufu en önemli taahhütlerimizden biri. Enerji kaynaklarımızın sınırlı olduğunun bilinci ile daha az enerji ve su tüketimini desteklemek için tüketim verilerimizi takip ediyor, çalışanlarımızı bilinçlendiriyor, enerji verimliliğinin sürekli iyileştirilmesini sağlamak amacıyla çalışmalar yapıyoruz. Otelimizde gerçekleştirdiğimiz enerji tasarrufu projeleri sayesinde, LED aydınlatma ve yüksek verimli ısıtma-soğutma sistemleri kullanarak enerji tüketimimizi yüzde 20 oranında azaltmayı başardık. Ayrıca, su tasarrufu sağlamak amacıyla düşük akışlı musluklar ve su geri dönüşüm sistemleri kurduk. Bu sayede su kullanımımızda yüzde 15’lik bir tasarruf elde ettik. Atık yönetimi konusunda ise geri dönüşüm programları uygulayarak atık miktarını azaltmaya odaklandık.
Atıkların yüzde 50'si geri dönüştürüldü
Plastik, cam, metal, kâğıt ve organik atıkların kaynağında ayrıştırılması, atıkların yüzde 50’sinin geri dönüştürülmesini sağladı. Ayrıca, gıda atıklarını minimize etmek için artan yemekleri ‘Yemeğimiz Çöp Değil Can Olsun’ sloganıyla hayvan barınaklarına bağışlıyoruz. Yerel üreticilerle çalışarak restoranlarımızda kullanılan gıda malzemelerinin tedarik zincirini kısaltıyor, böylece karbon ayak izimizi azaltıyoruz. Aynı zamanda, atık yönetimi konusunda yerel geri dönüşüm tesisleri ile işbirliği yaparak, otelimizde üretilen atıkların etkin bir şekilde geri dönüştürülmesini sağlıyoruz. Misafir odalarında bulunan QR kodlar aracılığıyla sürdürülebilirlik politikalarımızı ve çevresel performansımızı paylaşarak, onların bu konuda farkındalık kazanmalarını sağlıyoruz.”
Z jenerasyonu çevre dostu otelleri tercih ediyor
“Özellikle Z jenerasyonu, çevre dostu uygulamaları olan otelleri tercih etme konusunda çok bilinçli. Bu da sektördeki otellerin sürdürülebilirlik çabalarını daha ön plana çıkarmasına neden oluyor. Z jenerasyonunun bu duyarlılığı, sürdürülebilir otelcilik uygulamalarının sadece bir trend olmaktan çıkıp kalıcı bir standart haline gelmesine yardımcı oluyor. Sektördeki bu değişimler, önceliklerin de yeniden şekillenmesine yol açıyor. Artık oteller, sadece lüks ve konfor sunmakla kalmıyor, aynı zamanda misafirlerine çevreye duyarlı bir konaklama deneyimi sunmayı da hedefliyor. Türkiye’deki otellerin bu dönüşüme hızlı bir şekilde adapte olmaları, ülkemizi global turizm pazarında daha rekabetçi bir konuma getiriyor.”
Lüks hizmetler sürdürülebilir uygulamalarla entegre ediliyor
“Sürdürülebilir turizmin önündeki en büyük engellerden biri, bilinç eksikliği ve bu alanda yeterli farkındalığın henüz tam olarak oluşmaması. Ayrıca, sürdürülebilir uygulamaların başlangıç maliyetleri de bazı oteller için caydırıcı olabiliyor. Ancak, uzun vadede bu yatırımların hem çevre hem de işletme için faydalı olduğu açık. Sürdürülebilirlik, sadece çevresel sorumluluk değil, aynı zamanda gelecekteki başarının ve misafir memnuniyetinin anahtarı. Lüks, artık sadece gösterişten ibaret değil; misafirlere sunulan benzersiz deneyimler, kalite ve kişiselleştirilmiş hizmetlerin tamamından oluşuyor. Bu arada otelimizde elektrikli araç şarj istasyonları kurduk ve misafirlerimize çevre dostu ulaşım seçenekleri sunarak, karbon ayak izlerini azaltma konusunda destek sağlıyoruz. Mutfakta enerji verimliliğini artırmak amacıyla davlumbazlarda enerji tasarruflu sistemlerin kurulumu gelecek planlarımızdan. Bu sistemler, hava kalitesini optimize ederken enerji tüketimini de önemli ölçüde azaltacak. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla yatırım yaparak, otelimizin enerji ihtiyacını güneş panelleri gibi sürdürülebilir kaynaklardan karşılamayı hedefliyoruz Lüks hizmetlerimizi sürdürülebilir uygulamalarla entegre ediyoruz. Misafirlerimizin bu hizmete olan ilgisi ve çevreye duyarlı yaklaşımları bizi motive ediyor ve bu tür sürdürülebilir çözümleri artırmayı planlıyoruz.”