Kimsenin uydusu değiliz

Sefa İnan

Değerli okurlarımız;

Bu haftaki yazıma çok değerli bir sözcük ile başlamayı uygun gördüm. Umarım birçoğumuz bu son derece anlamlı sözcük eşliğinde hayatımızı sürdürüyoruzdur.

İşte o sözcük;

“İnsanın karakterinin göstergesi, güçsüzken güçlüye olan davranışından değil, güçlü olduktan sonra güçsüze olan davranışından anlaşılır.” Ne kadar anlamlı değil mi?

Günümüz Türkiye’sinde maalesef bu sözcük anlamını yitirmiş gözüküyor. Gördüğüm ve izlediğim kadarı ile ne yazık ki, bu sözcüğün anlamını, davranışlarında uygulayan çok az kişinin kaldığını gözlemleyebiliyorum.

Geldiği makamı hazmedemeyip, geçmişindeki ezilmişliğin acısını çıkarırcasına “ben ne oldum”rahatsızlığına yakalanmak, altındakini ezmek, üstündekine yaranmak için kişiliğinden ödün vermek gibi ruh hastalıkları iş hayatımızda kendini daha belirgin hissettiriyor.

Bir şekilde elde ettiği makam cümle 3 paragraf yukarı veya görevi kendi menfaatleri doğrultusunda kullanan, kula kulluk eden ufacık menfaati için ayıya dayı diyen, dini bayramlarımızda kendinden yaşça çok küçük olan amirinin elini öpmek için sıraya giren ve kendinden yaşça büyüğün elini öpmesine müsaade eden kişiler artık yadırganmaz oldu.

Birinin birilerine karşılıksız yardımda bulunmasının bile altında menfaat yattığını sanan kişiler çoğunlukta.

Değerli Arkadaşlar;

Toplu iş sözleşmelerinde Hava-İş muhaliflerine yardımcı olma adına yazdığım makalelerden tamı tamına yedi tane ayrı ayrı mahkeme açıldı. Neyse ki iyi bir avukatım var, açılan davalarla ben uğraşmıyorum.  1991 yılından beri yayın hayatının içindeyim. UTED dergi ile başlayan medya serüvenim internet medyası, TV yönetimi, kişisel blog ve şimdide kendi haber sitemde devam ediyor. Bu zaman diliminde hiç ceza almadım. Hiç tazminat ödemedim.  Çünkü yazılarımda kesinlikle hakaret içeren cümleler bulunmamasının yanı sıra, yalan dolan ve belgesiz haberlere yer vermiyorum. Ne yazdıysak arkasındayız.

Airlinehaber olarak biz kimsenin uydusu değiliz. Para veya farklı menfaatler karşılığında sipariş haber yapmıyoruz.  Düne kadar takdir ettiğimiz ve desteklediğimiz kitle, bugün veya yarın, yanlış tutum ve davranışlar sergilerse anında onu da diğerleri gibi eleştiririz.

Düne kadar Hava-İş’i eleştirip yerin dibine sokarken, bilgi ve belgelerini yayınlarken bravo derken şimdi Hava-Sen i eleştirdiğimizde veya tarafımıza iletilen okur mektubunu yayınladığımızda tu-kaka oluveriyoruz.

İnsanımız alışık olmasa gerek ki, bir türlü tarafsızlığı kabul edemiyor. Bizim amirimiz memurumuz yok. Bizim kimseden bir beklentimiz de yok. Bizim tarafımız sadece ve sadece çalışan kesim. Yani sendika, işveren, dernek, vakıf değil, sadece emekçiler. Bu yayın anlayışımızı senelerdir sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz de… Hava-İş-Hava-Sen-Özçelik İş bizce farkı yok.

Bu kişiler o kadar çok yozlaşmışlar ki, karşılıksız yapılan yardımı bilmediklerinden, bu işin ardında mutlaka bir menfaat vardır diye düşünmüş olmalılar.

Her seçimde milletvekili olmak için kuyruğa girenler, çok az sayıdaki istisnalar hariç, devlet ve millet aşkına mı bu göreve gelmek istiyorlar dersiniz?

Sendika ve dernekleri zaten biliyorsunuz. İşverenle el ele kol kola sendikacılık ve dernekçilik mi yapılır?Mümkün müdür bu?

Bizim zamanlarımızda siyasiler ve onların getirdiği yöneticiler, dernek ve sendika yönetimlerini kazanma yoluna giderlerdi. Çünkü onlar seçilmiş olduklarından üyelerini yönlendirebilir ve kendi partilerine oy verdirebilirler diye düşünürlerdi. Sizce şu anda üyelerini yönlendirebilecek seviyede sevilen ve sayılan dernek veya sendika var mı? Bilhassa sendika yönetimlerini üyeler mi yoksa işveren mi seçiyor?

Sektörümüzde şimdiki ortama baktığınızda, işveren istediği sendikayı göreve getirip istemediğini yolladığını görmediniz mi? Bay Hamdi’nin HABOM çalışanlarını otobüslerle taşıyıp Çelik İş’e üye yaptırdığını bilmeyen var mı? Otobüsle üye yaptırılanlar yine aynı otobüsle üyelikten çıkartılabilirler.Hava-İş veya Özçelik-İş hiç fark etmez…

Gerçekler böyle iken toplu iş sözleşmesinden ne bekliyorsunuz? Teknik AŞ çalışanları memnun mu? O sendikacılar toplumun içinde nasıl dolaşabiliyorlar? Sendikacılık illa ki profesyonel yapılacak diye bir kayıt yok. Amatör olarak da yapılabilir. Peki, havacılık camiasında kim ücret almadan sendika başkanlığı yaptı? Sadece rahmetli Zihni Barın kaptan. Hem THY’de çalışırdı hem de sendikacılığı fevkalade yapardı.  Sendikacılığın masrafı nedir? Bu aidatlar nerelere akar. 3 yılda bir veya iki ay toplantıya girip işverenle güya pazarlık etmenin maliyeti nedir ki yüksek aidat alıyorlar.

Belirli makam ve mevkilere gelenler, iyi bir yönetim sergiliyor ve çalışanlarının yanında yer alıyorsa bravo demeye gerek yok ki… Bu zaten yapmaları gereken görev. Biz bu nedenle ilgili kurum iyi yönetiliyorsa onlara bravo yu biz değil çalışanlar söyleyecektir.  Bizim işimiz sadece eleştirmek, yalakalık yapmak değil.

Şimdi de, geçen hafta yaşanan bir yanlış anlamaya göz atalım.  

Pilot camiasında yüzlerce arkadaşım var. Geçen hafta yayınladığım bir haber ortalığı birbirine kattı diyebilirim. Bilirsiniz ben bir takım çalışanların kendi aralarında konuştuğu telegram gibi sistemlere girmem. Ortalarda pek dolaşmam. Davet edilmediğim yere gitmem ama, bana yayınlar mısınız diye yollanan mesajları ve açık mektupları hukuken sakıncalı mı, başıma iş açar mı diye okur ve uygun görürsem aynen yayınlarım.

Bir Pilot arkadaşım bana mesaj atarak bir kaptanın yolcuya “mal” dediğini ve yolcuya yönelik sarf edilen mal kelimesinin baş pilotluğa mesajla bizzat iletildiğini ve baş pilotun da aynı tarz esprili bir mesaj eşliğinde tüm pilotlara yollandığını anlattığında inanamadım ve belgesi var mı diye sordum.

Var tabii ki diyerek tüm yazışmaları tarafıma yolladı. Okudum ve gerçekten şaşırdım. Pilotun, yolcuya yaptığı mal esprisinden ziyade THY uçuş işletmenin en önemli makamlarından biri olan baş pilotluk makamındaki kişinin tüm pilotlara hitaben yazdığı seviyesi son derece düşük mesaj ilgimi çekti ve tabii ki yayınlarım dedim.

Dikkat ederseniz yukarıda yolcuya söylenen “mal” kelimesini espri olarak gördüğümü belirttim. Çünkü hiçbir pilot, durduk yere yolcuya mal diyemez. Pilotla yolcu arasında olmaması gereken ama olanı esprili bir diyalog diye geçiştirmek mümkündü. Ancak bu esprili konuşma neden baş pilota yollanmış ki diye düşündüm. İki kişi arasında geçiyor ve yolcu şikâyeti yokken, baş pilot bu sürece neden dâhil edilmek isteniyor ve o baş pilot bu sürece yine aynı tarzla cevap veriyor, ilginç geldi. 

Bu olay bana AirportTV de yönetim kurulu başkanlığı yaptığım süreçte çıktığım bir canlı yayında yaşanan bir olayı hatırlattı.

Konu sanırım pilot brokerlığı yapan bir firma ile ilgiliydi ve ben ve ekibim brokerlik yapan ilgili firmanın yanlışlarını konuşuyorduk.  Reji, konuyla ilgili bir telefon bağlantısı var diye beni uyardı ve canlı yayına alayım mı dedi. Bende tabii ki dedim.

Canlı yayına katılan kişi bizim eleştirdiğimiz firmanın sahibiymiş. Başladık canlı yayında konuyu tartışmaya… Telefondaki kişi cevap veremez hala gelmiş olmalı ki bana “makinist bozuntusu” dedi. Şimdi ben ona canlı yayında muhatap olamam ki. O kişiyi tanıyan yok ama beni var.

Bu nedenle gülümseyerek evet gerçekten mesleğe başladığım yıllarda bizim ismimiz makinist idi.  Aslında haklısın bize makinist de deniyordu ama bu tabir ben işe girdiğimden itibaren değişmişti. Şimdi ismi “uçak teknisyeni” oldu diyerek sohbetimizi sürdürmüştük. Sonuçta, benim sinirleneceğimi sanan broker firmasının sahibi bir nevi kendi silahı ile kendini vurmuş oldu.

Konuya bu mantıkla baktığımda, yolcu ile muhatap olan (nerede ve nasıl olmuşsa artık) pilotun yaptığı espriye gerek yoktu. Hele hele bu espriyi, matah bir şey yapmış gibi, baş pilota iletmek daha kötü oldu ve baş pilot tarafından aynı esprili tarzdaki cevap tüm pilotlara yollanarak maalesef genele yayılmış oldu. .

Tabii ki bu haberi yapan bendim ve benim düşünceme göre, bir yolcu ile pilot arasında olmaması gereken bir yaklaşım idi. Ayrıca haber doğru ve belgeli olup çalıntı değildi.

Bu arada THY’nin her sene yöneticilerine düzenlediği motivasyon toplantısı Ocak ayı içinde yapılacak.  Henüz günü konusunda bilgi alamadım. Bu toplantıda ekstra ikramiye çıkar mı çıkmaz mı bilemem. Çünkü THY bildiğiniz üzere Varlık Fonuna bağlandı. 

Bu konuda net bilgi aldığımda tekrar sizleri bilgilendiririm.