Şimdilerde internette çok popüler olan Facebook arkadaşlık sitesinde bir grubun başlattığı çağrı beni böyle bir yazı yazmaya itti. Bilindiği gibi 30 Ocak 1975 tarihinde Türk Hava Yolları'na ait TC-JAP tescil işaretli F-28-1000 Fokker Fellowship tipi uçak o zaman ki adıyla Yeşilköy Hava Meydanı'na yaklaşırken Marmara Denizi'ne düşmüş ve kazada 41 kişi hayatını kaybetmişti. Kaza yapan uçak halen Marmara Denizi'nin dibinde kurtarılmayı bekliyor olmalı ki, bu kazayı unutmayan bir gurup insan, uçağın oradan çıkarılması için bir kampanya başlatmışlar.
Aslında uçağın enkazının oradan çoktan çıkarılması gerekirdi. Ama bu belki imkansızdı, belki çok masraflıydı diye bu konuya bakan olmadı. Ama şimdilerde havacılığı sevenlerden böyle bir çağrı var. Onlar çağrılarında ısrarlı oladursunlar ben buradan başka bir konuya geçmek istiyorum. Geçen hafta içinde gayri resmi de olsa bir haber beni yine geçmişe götürdü. 2007 yılının Kasım ayında meydana gelen uçak kazası ve bu kazayla ilgili şirketlerden biri yine gündeme geldi.
Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de zaman zaman uçak kazaları olur. Bu kazaların nerede ve nasıl oldukları elbette havacılık tarihinin ilgi alanına girer. Milli havayolumuz olan Türk Hava Yolları uçaklarının yaptığı kazalar sayısal olarak bakıldığında birinci sırada yer alır. THY'nin kazalardan sonra nasıl bir sonuçla karşılaştığını ve ne duruma düştüğünü da araştırmak gerek.
Özel sektöre ait uçakların yaptığı kazalar ise THY'ye göre azdır. Elbette gerçekçi olmak gerekirse daha çok uçak, daha çok kaza demektir. Bu nedenle bir haksızlık yapıp en çok kazayı THY uçakları yaptı diye bir saptamada bulunmak da gerçekçi olmaz. Tıpkı, dünyada halen en çok Boeing uçakların kullanıldığını bilip, sonra da en çok kazayı neden Boeingler yapıyor demek gibi bir şey olur bu .
Özel sektörde bir çok şirket kurulmuş ve çeşitli nedenlerle kapanmıştır. Bir dönem kurulup, para kazandıktan sonra kapanan veya mali krize düşüp işi paydos eden şirketler çoktur. Şimdi bir çoğunuzun adını bile bilmediği bu şirketleri size bir sıralayalım... Kavala Gurubu'nun Tur Avrupa'sı, Zekai Bursalıoğlu'nun Toros Havayolları, Iğdırlı işadamı İzzet Tırpan'ın Albatros Havayolları, Fenerbahçe Kulübü eski Başkanı Ali Şen'in Green Air'i ve Active Air'ı... Kıbrıslı Tonguz Kazım'ın Akdeniz Hava Yolları, Yavuz Çizmeci'nin Sultan Hava Yolları ve VIP Air'ı, bir başka Kıbrıslı Asil Nadir'in Noble Air'i...Ferudun Aydın'ın Holiday Airlines'i..Kombassan Holding'in Air Alfa'sı.. Mehmet Hasançebi'nin Air Anatolia'sı. Tursem Grubu'nun Sunways Havayolları, Bursa Hava Yolları, Dardanel Air, Sönmez Hava Yolları, İntersun, Ali Demirel'in Rose Air'i.. Ve son dönemin en büyüğü olan Özcan Toplar'ın ünlü İstanbul Hava Yolları. Bu şirketler insanlar gibi doğup, büyüdüler ve başka başka nedenlerle öldüler. Belki iyi yönetilemediler belki bilmediğimiz bir takım sebeplerden ötürü kapandılar. Ama bu şirketleri şu anda hep sözünü ettiğimiz global ekonomik bir kriz kapatmadı.
Burada iki şirketin adını özellikle yazmadım. Birincisi Talya Hava Yolları, (Talya Air) ikincisi Birgen Hava Yolları (Birgen Air). Bu iki şirketin kapanma sebebi ikisinin de uçaklarının topraklarımız dışında meydana gelen kazalarda düşmesidir. Bir Türk şirketi olan Talya Havayolları'nın Boeing 727 tipi uçağı 1988 yılında Yugoslav mürettebatın hatası nedeni ile Kuzey Kıbrıs'ın Ercan Havaalanı'na ilk yaklaşma esnasında Girne Dağları'na çarpmış ve düşmüştür. Uçakta 6 mürettebat can vermiştir...Topraklarımızın dışında Türk özel sektör firmalarının ikinci kazası 1996 yılında meydana gelmiştir. Çetin Birgen'in sahibi olduğu Birgenair'e ait bir Boeing 757 tipi uçak Dominic Cumhuriyeti'ndeki Puerto Plata Hava Alanı'ndan kalkışından kısa bir süre sonra tırmanma esnasında düşmüş ve kazada tam 168 kişi can vermiştir.
Bu iki şirketi ayırmamım nedeni, bunların uçakları kaza yaptığı için her iki şirketin de kazalardan çok kısa bir süre sonra kapanmış olmalarıdır. Yeni burada ne patronların hatalı tutumu, ne de başka bir sıkıntı yoktur. Uçakların düşmesi şirketlerin de sonu olmuştur.
Evet , şimdi 2007 yılının Kasım ayına dönüyor ve Atlasjet kazasına bakıyoruz. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün kazadan hemen sonra konuyla ilgili yaptığı açıklama aynen şöyle diyordu. "Atlasjet Havacılık A.Ş adına kiralık (wet-lease) olarak sefer yapan Dünyaya Bakış Hava Taşımacılığı A.Ş'ye (World Focus Airlines) ait 165 koltuk kapasiteli MD 83 tipi ve TC- ATM tescil işaretli KKK 4203 sefer sayılı İstanbul -Isparta seferini yapmakta olan uçağın saat 00.51'de İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan kalkmasına müteakip saat 01.45'te Isparta Süleyman Demirel Havalimanı 05 pist başını karşılamak üzere ve son yaklaşmada uçakla haberleşme irtibatının kesildiği anlaşılmıştır. Uçakta 2 pilot, 4 kabin memuru ve 49 yolcu bulunduğu kaydedilmiştir."
Evet, uçağın sahibi olan Dünyaya Bakış Hava Taşımacılığı A.Ş (World Focus Havayolları) 2004 yılında kuruldu. Şirketi Anıtur'un sahibi turizmci Veli Çilsal kurdu ve o yıl iki uçağını hemen THY'ye kiralık olarak verdi. Bu uçaklardan birinin tescil işareti TC-AKP , harf gurubundan ötürü tarıtşmalara neden oldu. Adı geçen uçak şu anda Amerika'da Navajo Çölü'nde yeni sahibi beklemektedir. Şirket daha sonra bir çok ortak değiştirdi. Bu ortaklar sektörden olmayan insanlar oldukları için işi başaramadılar ve bıraktılar. Şirketi, en son sektörde en eskilerden olan Yavuz Çizmeci aldı ve çalıştırmaya başladı. Ama ne yazık ki, şirketin başına böyle talihsiz bir kaza gelince, adını ve imajını değiştirme yoluna gitti. Şirketin adı kendi küllerinden yeniden doğan Anka Kuşu'na ithafen Ankair olarak değiştirildi ve yeni logoda bu kuş yer aldı. Fakat nedense World Focus imaji ve kazanın etkisi kolay kolay silinememiş olacak ki, şirketin uçak sayısı kazadan sonra 2'ye ardından 1'e düştü. SHGM'nin uçak sayısının 3'e tamamlanması konusunda verdiği süre içinde bu mümkün olamadı ve geçen hafta şirketin uçuş ruhsatı iptal edildi. Yani bu durumda Türk Sivil Havacılık tarihinde uçakları kaza yapan üç şirketin üçü de tarih olmuş oldu. Kamuoyu bu şirketin adını 56 kişinin ölümüyle hep hatırlayacak. Ama sivil havacılık tarihi bu kaza ve bu şirket için ne yazacak bilmiyorum.
Çalışanlar artık birer birer başka şirketlere gidecek, belki bir kısmı işsiz kalacak. Ama, Birgen Air kazasından sonra halen sektörde olan Arzu Sarıkaya'nın kabin memuru arkadaşlarının ardından yazdığı o duygulu mektubun ardından, bu kazada da ölen kabin memurlarının arkadaşlarının yazdıkları hala daha internet sitelerinde öylesine duruyor. Güzel yüzlü kabin memuru Mana'nın resmi, bize manalı manalı bakıyor. Hepsi nur içinde yatsınlar.