MADRİD- İspanya'nın Başkenti Madrid'te faaliyet gösteren Alambique adlı yemek kursunda, Türk mutfağı ispanyollara Osmanlı saray yemeklerinden mezelere ve tatlılara kadar çok geniş bir çerçevede tanıtıldı.
Alambique'nin davetlisi olarak Madrid'e giden Akdeniz Mutfakları Konservatuvarı Başkanı ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Hasan Açanal ile şef aşçı Erhan Şeker, İspanyollara 13 ile 15 ekim arasında, her gün iki buçuk saat Türk yemeklerinin nasıl pişirildiğini gösterdi.
Açanal, Türkiye'yi kültürel, tarihi ve sosyal yönleriyle tanıtır, Türk mutfağını İspanyollara anlatırken Şef Aşçı Erhan Şeker, yemekleri hazırladı.
İlk gün Osmanlı saray mutfağını tanıtan Açanal ile Şeker, vişneli yaprak sarma, faluzeciye, ıspanaklı börek ve ayva tatlısı pişirdi.
Bu sırada not alarak püf noktaları öğrenmeye çalışan İspanyollar, Şef Aşçı Şeker'in hamuru yoğururken "Kulak memesi kıvamına gelinceye kadar" demesini yeni bir tanımlama olarak algılayıp "Güzel bir sır" olarak tanımladı. Yemek pişirmeye ilgisi olan ve dünya mutfaklarını öğrenmeye çalışan kişilerden oluşan topluluk, Şef Aşçı Şeker ile birlikte yaprak sarmayı da öğrendi. Dersin sonunda yemekleri tadan İspanyollar çok hoşnut kaldıklarını söylerken bazıları, Türk yemeklerini yerinde tatma isteklerini dile getirdi.
Alambique'teki Türk mutfağı günlerinde közde patlıcan, zeytinyağlı kereviz, palamut pilaki, pırasa köftesi, kısır, humus ve fırında sakızlı sütlaç öğretildi.
Türk mutfağının yurt dışında tanıtımı etkinliklerini düzenleyen Hasan Açanal, şöyle konuştu:"Avrupa'da yaşayan Türkler, bizim mutfağımızı genelde dönerle kısıtlı olarak tanıtıyor. Bu yüzden bizim zengin bir saray, sokak mutfağımız olduğumuzu görmeleri Avrupalıları çok şaşırtıyor. Ve çok da hoşlarına gidiyor. Osmanlı saray mutfağında çok eskiden olupta bizim unuttuğumuz birtakım alışkanlıklar, malzemeler var. Kişniş, rezene gibi tarçının etle birlikte ya da tatlı-tuzlunun birlikte pişirilmesi gibi. Günümüzde bu neredeyse kullanılmıyor. Biz bunu tekrar öne çıkarıyoruz."
Yurt dışında tanıtıma gittiklerinde yanlarına nar ekşisi, biber salçası gibi bulunması zor olabilecek malzeme aldıklarını söyleyen Açanal, Avrupa'daki büyük kentlerde pek zorluk yaşamadıklarını, ya bir Ermeni ya da bir Arap bakkal bulduklarını ifade etti.
Aşçılık derslerine gelen insanları "Uzmanlaşmış, belki de Osmanlı mutfağını birçok sıradan Türk vatandaşından daha iyi bilen kişiler" olarak nitelendiren Şef Aşçı Erhan Şeker de "Merakları çok fazla ve ön bilgileri var. Böyle olunca da işimiz kolaylaşıyor. Sunabildiğimiz yelpaze çok geniş ve yemeklerimiz genellikle beğeniliyor" şeklinde konuştu.