İSTANBUL- Türkiye Innovation Week, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla, 23-25 Kasım’da Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ev sahipliğinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Türkiye’nin ve yakın coğrafyanın en büyük inovasyon buluşması öncesinde TİM Başkanı Mustafa Gültepe DÜNYA'nın sorularını yanıtladı…
TİM İnovasyon Haftası etkinlikleri 9’uncu yılını tamamladı. Etkinliğin inovasyon kültürünün gelişimine nasıl bir katkısı oldu? İnovasyonlu 10 yılda ne değişti? İnovasyon Haftası’nın ihracata katma değeri ne oldu?
Bu yıl çok anlamlı ve özel bir yıl. Cumhuriyet’in 100, TİM’in 30, Türkiye İnovasyon Haftası’nın ise 10’uncu yılı kutlanıyor. Türkiye Innovation Week; ülkemizde, sanayicide, ihracatta, genel olarak toplumda inovasyon konusunda bir farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
Verilere baktığımızda pozitif etkilerini de görüyoruz. Türkiye 10 yıl önce “Küresel İnovasyon Endeksi”nde 74’üncüyken, bugün 39’uncu sıraya yükselmiş durumda. Yüksek teknoloji ürün ihracatı 5 milyar dolardı, şimdi 7.4 milyar dolar. Orta-yüksek teknoloji ihracatı 46.5 milyar dolar düzeyindeydi. Şimdi 81.3 milyar doları buluyor. Küresel ekonomi büyük bir değişim ve dönüşüm yaşıyor. Bu dönüşümde de inovatif davrananlar bir adım öne çıkacak.
Türkiye’nin en büyük girişimcilik ailesi TİM-TEB Girişim Evleri, İnovasyon Odaklı Mentorluk Programı Inosuit, Türkiye’nin İlk İnovasyon Geliştirme Programı İnovaLİG, Türkiye’nin en genç ve inovatif ailesi İnovaTİM, MasterClass’lar, İnovasyon Akedemisi’yle girişimcilik ekosistemini bir araya getiriyoruz.
Bugüne kadar 500 bin katılımcımızla, 10 milyon izleyicimizle Türkiye’nin yenilik öncülerini bir araya getirdik. 164 üniversiteden 225 bini aşkın öğrencimiz İnovasyon Haftası’na katıldı.
Hedefimiz inovasyonla ülkemizi ihracatta ilk 10 ülke arasına taşımak. Bu nedenle önümüzdeki yüzyılda insanlığın ihtiyaç duyacağı 10 konuda hızlandırılmış MaratON başlattık. Ülkemizin gururu olan İnovasyon Haftamızı global bir zemine oturtmak istiyoruz. Bu kapsamda bu yıldan itibaren etkinliğimizi Türkiye Innovation Week adıyla düzenleyeceğiz.
Ar-Ge ve inovasyona ayrılan payın ihracattaki etkisi nedir?
Ar-Ge faaliyetleri yaygınlaştıkça ürünlerimizin teknoloji yoğunluğu ve değeri de aynı oranda artıyor. Bu da ihracatımıza pozitif bir etki oluşturuyor. Ancak Ar-Ge’nin sabır isteyen bir süreç olduğunu vurgulamak da fayda var. İhracat başarılarını konuştuğumuz ürünler 10 belki 20 yıl öncesine giden hikâyelere sahip. Bugün yürütülen projelerin başarılarını da 5 yıl sonra veya belki 10 yıl sonra konuşacağız.
O nedenle fikirler, gayretler, girişimler çok değerli. Türkiye’de bu inovatif fikirlerin ve bu fikirlerin uygulama aşamasına geçmesi için ortaya konan gayretlerin ve girişimlerin arttığı bir dönemde olduğumuzu rahatlıkla ifade edebilirim. Milli gelir içinde Ar-Ge harcamalarına ayrılan pay 2022 itibariyle yüzde 1.32 oldu. 2021 yılında bu oran yüzde 1.40’tı. Ancak dolar bazında Ar-Ge harcamalarında artış var.
2023 itibarıyla Türkiye dünyanın en inovatif 39’uncu ülkesi konumunda. İnovasyon ekosistemi geliştikçe bu sıralamada daha iyi noktalara çok hızlı bir şekilde yükseleceğiz. Ar-Ge harcamalarının yüzde 46’sı yüksek teknoloji grubuna, yüzde 40’ı ise orta-yüksek teknoloji grubuna yönelik yapılıyor. Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı yüzde 0.83’ten yüzde 1.40’a çıktı. Ar-Ge harcaması 7.3 milyar dolarken, şimdi 11.3 milyar dolar. Patent başvurusu ise 14 binken, şimdi 17 bin 400.
Ülkemizdeki Ar-Ge merkezi sayısı 1298’i, tasarım merkezi sayısı da 326’yı bulmuş durumda. Start-up’lar, Türkiye’de inovasyon ve yeni kavramlara öncülük ediyor. Bu konuda sürekli büyüyen ve sağlam temelli bir ekosisteme sahibiz. Küresel dengesizlikler nedeniyle yatırımlarda düşüş görülse de ilk 9 ayda en çok yatırım alan dördüncü ülkeyiz. Girişimlerin büyümesi ve globalde başarı olması için ekosistemi desteklemeye devam edeceğiz.
2028 yılı için 375 milyar dolar mal ihracatı, 200 milyar dolar da hizmet ihracatı hedefi koydunuz. İhracatı bu noktaya çıkaracak stratejik hamlenin satır başları nelerdir?
2023’ü 255 milyar dolar mal, 100 milyar dolar hizmet ihracatı ile tamamlayacağımızı öngörüyoruz. 2028’de ise 375 milyar dolar mal, 200 milyar dolar hizmet ihracatı hedefliyoruz.
Bu hacme erişebilmemiz için ihracatımızı hem tonaj olarak hem de kilogram birim değerimizi artırmamız gerekiyor. Başarılı olduğumuz sektörlerde daha büyük ölçeklere çıkabilirsek özellikle ABD pazarında ihracat gelirlerimizde ciddi sıçrama yapabiliriz. Bunun için verimliliği esas alan bir finansman modelinin sürekli çalışması ve ihracatçıları desteklemesi gerekiyor. Bizim asıl odaklandığımız mesele ise ürünlerin niteliğini artırmak.
Bunun yolu yüksek teknolojiden, Ar-Ge’den, tasarımdan, markalaşmadan geçiyor. İnovasyon işte tüm bu kavramları içinde barındıran bir anlam taşıyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak inovasyon ekosisteminin gelişmesi için öncülük yapıyoruz.
Türkiye’nin önemli pazarı olan Almanya’da daralma sürüyor. Önümüzdeki 2 sene için de belirgin bir dönüş gözükmüyor. AB pazarında ölçek ve katma değer arttıracak ihracata ilişkin çalışmalar ne olacak?
Almanya 4.3 trilyon dolarlık bir ekonomi. Etki alanında bulunan Avrupa Birliği 17 trilyon dolara yaklaşan bir ekonomiye sahip. Dolayısıyla Almanya’da durgunluk olsa bile ticaret yine devam edecek. Ayrıca pazar çeşitlendirmek adına çok ciddi girişimlerimiz var.
2023 yılında TİM ve İhracatçı Birlikleri olarak 180’den fazla ticaret heyeti yaptık. Bunların sadece ikisi Avrupa Birliği ülkelerine yönelikti. Orta Asya, Kuzey Afrika, Körfez ve Doğu Avrupa’ya ihracatımızda güçlü bir artış ivmesi yakalandı. Elbette Almanya en önemli pazarımız ama artık Almanya’ya yoğunlaşan bir ihracat yapımız söz konusu değil.
Halen gümrük vergileri nedeniyle sıkışan bir ihracat artış hızı var. 2030 yılında oluşacak sürdürülebilir üretimi koruyacak ilave vergiler de gelecek. Türkiye mevcut vergilere dikkate alarak 2030 öncesi dönüşüme hazır mı?
Toplam ihracatımızın yüzde 42’sini gerçekleştirdiğimiz Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşması kapsamında zaten gümrük vergisi olmadan ticaret yapıyoruz. Ayrıca 28 ülkeyle Serbest Ticaret anlaşmamız var. Yenileri için de görüşmeler devam ediyor.
İhracatımızın gümrük vergilerine sıkışmış bir durumu olduğunu ifade etmek doğru olmaz. Belki şu boyutları ifade etmek mümkün; Örneğin Mısır’ın ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması var. Mısır bazı sektörlerde rakibimiz olan bir ülke. Dolayısıyla bu sektörlerde rekabet dezavantajı ile karşılaşabiliyoruz.
Ancak ihracatımızın buraya sıkıştığını söyleyemeyiz. Bu konuda asıl üzerinde durduğumuz unsur Yeşil Mutabakat kapsamında gelen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve 2026’dan itibaren bazı sektörlerde başlayacak karbon vergileri. TİM olarak Sürdürülebilirlik alanında sektörel eylem planlarımızın çoğunu hazırladık. Kalanları da yıl sonuna kadar tamamlayacağız. Türkiye yeşil dönüşümün öncü ülkelerinden biri olacak.
Kilo değeri ve dünya ihracatından alınan pay son 20 yılda dar bir banda sıkıştı. Kilo değeri 1.5 dolar, ihracattaki pay yüzde 1 civarında. Güçlü bir pay ve katma değer için ilave hangi politikalara öncelik verilmeli. İhracatçı konfor alanından çıkmak için nelere yapmalı?
Aslında buna bir sıkışmışlık demekten yana değilim. Küresel ihracattan aldığımız pay 20 yıl önce yüzde 0.55’ti. 2022 yılında bu oranı yüzde 1,02’ye taşıdık. Burada işçisinden işverenine memurundan bakanına kadar, Türkiye’nin her yerinden insanımızın büyük bir emeği var. Bu emeği takdir etmek gerekir. Küresel ihracat 2022 yılında 25 trilyon dolar oldu.
Böyle bir hacim varken, aldığımız payı neredeyse iki katına çıkarmışız. Kilogram başına ihracat değerinden de benzer bir artış var. Tabi bu oranın ve değerin daha iyi olmasını arzuluyor ve tüm çabamızı buna sarf ediyoruz. Ancak bugünkü motivasyonumuzu son yıllarda bu iki alanda yakaladığımız başarılar oluşturuyor. Bu dönemdeki başarıları göz ardı etmemek lazım diye düşünüyorum.
Dünyaca ünlü isimleri ağırlayacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilecek Türkiye Innovation Week'te, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Dünya Ekonomik Forumu Siber Güvenlik Uzmanı Dr. Magda Lilia Chelly, Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen, Yapay Zekâ Uzmanı Edgar Perez, Çevre Aktivisti Alexandra Cousteau da yer alacak.
11adet sergi ve enstalasyonun yer aldığı alanda; yeni medya, dijital sanatlar, biyo-sanat ve yapay zekâ gibi çağdaş konu başlıklarını bir araya getiren Eskizden Piksele Dijital Sanat Sergisi, Mustafa Kemal Atatürk’e ait hatıraların yapay zekâ uzmanlarınca veri heykeline dönüştürüldüğü “Bir Hayalin İnşası” eseri de üç gün boyunca sanatseverlerle buluşacak.
Etkinlik, önde gelen CEO’ları da ağırlayacak. Zorlu Enerji CEO’su İbrahim Sinan Ak, Ülker CEO’su Mete Buyurgan, Trendyol CEO’su Erdem İnan, Ticimax CEO’su Cenk Çiğdemli, Martı Kurucu Ortağı Sena Öktem, Meta Türkiye’den E-ticaret ve Çoklu Kanal Endüstrileri Grup Lideri Irmak Emekdaş, SpaceSide Kurucusu Remco Timmermans etkinlikte katılımcılarla buluşacak.