IATA: Havacılıkta karbona karşı hükümet desteği lazım

DUBAI - Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü'nün (ICAO) Dubai’de ev sahipliği yaptığı Üçüncü Havacılık Alternatif Yakıtları Konferansında (CAAF/3) havacılığın karbondan arındırılmasını sağlamak için hükümetlerdan destekleyici politikalar beklendiği bildirildi

Dubai. CAAF/3’te şu başlıklarda kritik anlaşma sağladı:
• Dünya çapındaki tüm coğrafyalarda Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) üretimini teşvik etmeye yönelik küresel bir çerçeve oluşacak. Hedef, 2030 yılında havacılık yakıtının, bugün endüstride kullanılan fosil yakıtlara kıyasla %5 daha az karbon yoğunluklu olmasını sağlamak olacak.
• Bazı devletlerin daha hızlı ilerleme kapasitesine sahip olduğunu, diğerlerinin ise olmadığı kabul edildi.
• Kapasite geliştirme, bir “Finvest Merkezi” ve gönüllü teknoloji transferi, tüm ülkelerin küresel bir SAF pazarına katılabilmelerini sağlamak için öne sürülen önlemler arasında yer aldı.
• Küresel ve sağlam bir SAF muhasebe çerçevesine dayalı olarak, havayollarının karbondan arındırma yükümlülüklerine karşılık SAF satın alımlarının çevresel özelliklerini talep etmelerini sağlarken küresel bir SAF pazarını geliştirebilecek bir çözüme duyulan ihtiyaç bildirildi.

SAF'ıN KRITIK ROLÜ ANLAŞıLDı
IATA Genel Müdürü Willie Walsh toplantıda şunları anlattı: “Hükümetler, 2050 yılına kadar havacılıkta net sıfır emisyona ulaşmak için SAF'ın kritik rolünü anladı. CAAF/3 sonuçları, daha kısa olan 2030 zaman ufku hakkında iddialı bir vizyon ekliyor. Bu amaçla, CAAF/3 anlaşması dünyaya gerçek ilerlemeyi sağlayacak politikalara olan ihtiyacın net bir şekilde sinyalini veriyor. Kaybedecek vakit yok. IATA, üretimde katlanarak artan bir artışla küresel SAF pazarının tüm potansiyelini ortaya çıkarmak için hükümetlerin acilen mümkün olan en güçlü politikaları uygulamaya koymasını bekliyor.”

2050 YıLıNA KADAR NET SıFıR KARBON EMISYONU
Walsh sözlerini şöyle sürdürdü: SAF Üretimini Desteklemeye Yönelik Talep Sinyali ve Politikalar Bu gereklidir, çünkü havayollarının 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu taahhütleri doğrultusunda SAF'a olan talebi, 2023'te havayollarının jet yakıtı tüketiminin %0,2'si ile sınırlı olan SAF'ın mevcut mevcudiyetini büyük ölçüde aşmaktadır.”

SAF üretim pazarına yönelik talep sinyalleri ise şöyle açıklandı:
• SAF'ın jet yakıtı fiyatının üzerinde önemli bir primle fiyatlandırılması nedeniyle 2022 yılında üretilen tüm SAF, sektöre yaklaşık 500 milyon ABD doları ek maliyetle satın alındı.
• Tedarik zincirine dikey olarak entegre olan, bazılarının SAF projelerine özsermaye ve risk sermayesi taahhüt eden havayollarının örnekleri giderek artıyor.
• Havayolları, SAF için toplam 45 milyar ABD doları tutarında vadeli satın alma anlaşmaları imzalamıştır; bu rakam, bugünkü SAF kullanılabilirliğinin çok üzerindedir.

Walsh şunları anlattı: “Hükümetlerin CAAF/3 deklarasyonuna göre hareket ederek SAF üretimini tüm şekil ve biçimlerde genişleten politikalar görmemiz gerekiyor. Kesin talep sinyallerine rağmen SAF üretim pazarı yeterince hızlı gelişmiyor. Dünyanın her yerinde SAF'a ihtiyacımız var ve bu amaçla, üretimi canlandırabilecek, rekabeti teşvik edebilecek, yeniliği teşvik edebilecek ve finansman çekebilecek doğru destekleyici politikaların bugün uygulamaya konması gerekiyor.”

IATA, hükümetleri aşağıdaki yollarla küresel olarak SAF üretimini en üst düzeye
çıkaracak politikalar benimsemeye çağırdı:
• Üreticilerin yerel ham madde mevcudiyetinden en iyi şekilde yararlanmasını sağlamak
• Cezalandırıcı değil olumlu politikaları hayata geçirmek
• Farklı enerji kaynakları genelinde mevcut ve gelecekteki potansiyel politika desteğini dengelemek ve tercihen yenilenebilir enerjileri tercih etmek ve SAF'lerin ikincisinden adil pay almasını sağlamak için çabalamak
• Havacılığı dönüştürmede ve net sıfır karbon emisyonuna ulaşmada başarıya giden yolun kolektif bir sorumluluk olduğunun bilincindeyiz.

AMAÇ, CEZAI DEĞIL OLUMLU POLITIKA
IATA'nın Sürdürülebilirlik Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Baş Ekonomisti Marie Owens Thomsen, "Hükümetlerin üzerlerine düşeni yapması kesinlikle çok önemli ve biz de üzerimize düşeni kesinlikle oynayacağız” şeklinde konuştu.
Thomsen sözlerini şöyle tamamladı: “Amaç, cezai değil olumlu politika önlemleriyle her yerde SAF üretimini en üst düzeye çıkarmak. Havayolları, ortaya çıkan SAF üretimini yakalamak için kollarını açarak hazır. Havayolları karbondan arındırmanın en keskin noktasında olsa da bu yükü tek başlarına kaldıramazlar. CAAF/3, havacılığın karbondan arındırılmasının, 2050 yılına kadar net sıfıra odaklanmamız nedeniyle tüm değer zincirinin ve hükümetlerin yürekten ve ortak çabalarını gerektireceğini bir kez daha açıkça ortaya koydu. Tamamen açık olmak gerekirse, devletin parası nereye giderse, özel para da onu takip edecektir. “