DENİZLİ- Denizli Valisi Hasan Canpolat, Hierapolis antik şehrini yıkan fay kırığının turizme kazandırılacağını bildirdi. Vali Canpolat, Pamukkale deyince akla yalnızca travertenlerin geldiğini ama Hierapolis'te gezilip görülmesi gereken bir çok yer olduğunu söyledi.
Pamukkale'nin halen söz konusu depremin izlerini taşıdığını, yer yer dolmuş ve üzeri kapanmış fay kırıklarının ortaya çıkarılacağını belirten Canpolat "Fay kırıklarını ortaya çıkararak burada nasıl etkili bir yıkımın gerçekleştiğini gözler önüne sermek istiyoruz. Bazı bölgelerde üzeri sazların birikintileriyle kaplanmış, bazı yerlerde de harabelerle kapanmış kırıkların gezilip görülmesini sağlayacağız. İnsanlar travertenleri ve Hierapolis'i gezerken burada ne gibi dramatik olayların meydana çıktığını da görecek. Hierapolis'i yerle bir eden deprem felaketinin izleri buralarda hala görülmekte. Binlerce yıl öncesinden kalan fay halen mevcut. Buraları ahşap ve camla kaplayarak insanların gezi yoluna dahil edeceğiz," dedi.
Kırıklar camla kaplanacak
Hierapolis'te yüzlerce yıl önce yıkıma yol açan ve neredeyse antik medeniyeti ikiye bölen fay kırığının yer yer bir metre genişliğe ulaştığını, gaz ve termal su çıkışının devam ettiğini belirten Canpolat "Boydan boya ikiye bölen kırığın aardından şehir sular altında kalmış. Bazı büyük harabelerde koca yapıyı kâğıt gibi ikiye böldüğü açıkça görülüyor. Tehlike oluşturan ve su akışı halen devam eden fayların bazı yerlerde üzerleri betonla kapatılmış durumda. Betonla kaplanmış olan kırıkların üzerleri açılacak. Üzerleri de camla kaplayarak insanların hem suyun kaynağını hem de fay kırığının ortaya çıkardığı sonuçları görmesi sağlanacak," şeklinde konuştu.
İtalya'daki Pompei antik şehrinin Vezüv yanardağının külleri altında kaldığına işaret eden Canpolat "Tarihte çok az şehir bu tip doğal âfetlerle yok olmuştur. Pompei'nin kaderi neyse Hierapolis'inki de öyle olmuş. İtalyanlar şehri ortaya çıkararak ve tanıtarak çok sayıda turist çekmektedir. Şimdiye kadar Hierapolis'te, bu konu üzerinde fazla durulmamış ancak biz, bunu ortaya çıkaracağız," dedi.
Son büyük depremden sonra terk edilen Denizli'nin 18 kilometre kuzeyindeki Hierapolis antik şehrinin, arkeoloji literatüründe "Holy City" (Kutsal Şehir) olarak adlandırılması, bilinen birçok tapınak ve diğer dinî yapının varlığından kaynaklanıyor.
Şehrin hangi eski coğrafi bölgede yer aldığı tartışılıyor.
Hierapolis coğrafi konumuyla kendisini çevreleyen çeşitli tarihi bölgeler arasında yer alıyor.
Coğrafyacı Strabon ile Ptolemaios, verdikleri bilgilerde, Karia bölgesine sınır olan Laodikeia ve Tripolis kentlerine yakınlığıyla Hierapolis'in bir Frigya kenti olduğunu ileri sürüyor.
Antik kaynaklarda kentin Helenistik dönemden önceki adıyla ilgili herjangi bir bilgi yok.
Hierapolis olarak adlandırılmadan önce de şehirde hayatın var olduğu sanılıyor.
Şehrin kuruluşu hakkında bilgilerin kısıtlı olmasına rağmen Bergama krallarından 2. Eumenes'in MÖ. 2. yüzyıl başlarında kurduğu ve Bergama'nın efsanevi kurucusu Telephos'un karısı Amazonlar Kraliçesi Hiera'dan dolayı, Hierapolis adını aldığı biliniyor.
Hierapolis Roma İmparatoru Neron dönemindeki (MS. 60) büyük depreme kadar Helenistik kentleşme ilkelerine bağlı kalınarak özgün dokusunu sürdürmüş.
Deprem kuşağı üzerindeki kent Neron dönemi depreminde büyük zarar görmüş ve tamamen yenilenmiş.
Üst üste yaşadığı bu depremlerden sonra kent tüm Helenistik niteliğini kaybetmiş, tipik bir Roma kenti görünümünü almış.
Hierapolis Roma döneminden sonra Bizans döneminde de çok önemli bir merkez olmuş.
Bu önem M.S. 4. yüzyıldan itibaren Hristiyanlık merkezi olması (metropolis), M.S. 80'li yıllada, Hz. İsa'nın havarilerinden olan Aziz Philip'in burada öldürülmesinden kaynaklanıyor.
Hierapolis 12. yüzyılın sonlarına doğru Türklerin eline geçmiş.