Herkes gazeteci ve sahte gazeteciler

Özkan Altıntaş

Basın, istismar edilmeye müsait mesleklerdendir. Kendi mensupları içinde istismara yeltenenler çok azdır. Lakin basını kullanan ve ondan çıkar sağlayanların tamamına yakını basın dışındakilerdir. `Gazeteciyim` diye tehdit ve şantaja başvuranlar, iş takip edenler, siyasilere yanaşıp mevki sağlayanlar, çeşitli kuruluşları dolandıranlar çoktur. Bazıları çıkmayan, çıkmayacak olan dergi ve gazetelerine ilan-abone parası toplar, bazıları düzmece basın baloları davetiyeleri satar, bazıları da basın adını kullanarak, hayali kooperatifler kurar, milleti dolandırır.

 

Yarım pabuçla Babıali`ye gelip, 3-5 ay muhabirlik yaptıktan sonra milyarderler sınıfına kaydolanları da gördük, ceplerinde 3-4 sahte basın kartı taşıyanları da. Sevinilecek taraf, sahtekarların gayelerine ulaştıktan sonra ortadan kaybolmalarıdır. Böylece gerçek gazeteciler görevlerini uzun süre devam ettirirler.

 

Terör olayları yokken, sahtekarlar sadece şöhret ve para için oyunlarını sergilerlerdi. Terör dönemi başlayınca, iş ideolojik bir kılıfa büründü. Bin tane bile satmayan örgüt gazete ve dergilerinin yüzlerce çalışanı varmış gibi görünüyor.
Aslında yüzlerce kişiye muhabir, yazar vs. kimliği veriyorlar ama bunların hepsi militan, örgüt üyesi. Gazeteci kimliği ile her yere kolayca girip çıkmaları sağlanıyor, eylemde yakalananların, olayı takip eden basın mensubu olduğu savunuluyor, en önemlisi de yurt dışındaki bazı mihraklara, Türkiye`de gazetecilere kötü davranıldığı, basına baskı yapıldığı haberleri ulaştırılarak ülke karalanmaya çalışılıyor. Bu oyun uzun süre tuttu. Türkiye`de çok sayıda gazeteci hapiste, diye ülkemiz sık sık kara listeye alındı.

 

Bugün bu durum büyük ölçüde değişmiştir. Başta Cemiyetimiz olmak üzere, meslek kuruluşlarımız bu konuya el atınca çatlak sesler de azaldı. Sigortasız, kadrosuz, meslekle ilgili cemiyet ve derneklerin dışında, basın kartı sahibi olmayan kişilerin, gazeteci olamayacağı nihayet bazı yerlere anlatılabildi.

 

Ancak, halen örgüt mensubu olup, silahlı eylemlere katılan bazı sanık ve mahkumlar, gazeteci sıfatını kullanmaya devam etmektedirler. Yılbaşından bu yana gazeteci sıfatını kullanan 25 kişi hapishanelere girdi.

 

Bu 25 kişiden üçünün üzerinde patlayıcı madde bulunmuş, onbeşinin işlediği suçlarla basın faaliyetleri arasında hiçbir bağ olmadığı tespit edilmiş, üçü silahlı suç örgütünü övmekten mahkum olmuş, diğerlerinin durumu da inceleme safhasında imiş. (Basın Konseyi Raporu)

 

Terör örgütlerine ait militanlar yanında, mafya ile ilgili (az sayıda da olsa) kişiler de gazeteci olduklarını belirtmektedirler.

 

Resmi kuruluşların, her gazeteciyim, diyeni gazeteciden saymaması gerekir. Gazetecilerde aranan şartların onlarda da var olup olmadığını araştırmaları gerekir. Bu şartları taşımayanlarla ilgili dosyalara gazeteci sıfatı konmamalıdır.

 

Sahte doktor, sahte polis, sahte subay da çıkıyor arasıra. Ama sahte gazeteci hepsinin toplamından da fazla. Sayılarını azaltmak için mesleğimize sahip çıkmaktan başka çare yok.