Her uçakta artık kesin VIP olacak

Musa Alioğlu

Ekonominin acımasız kuralları bir yana, her sektörün kendine özgü irili ufaklı sorunlarının da olduğunu biliyoruz. Havacılık sektörünün de kendine özgü sorunları vardır ve olmaya da devam edecektir. Ülkemizde, devletin “Ben devletim yaparım” mantık ve anlayışından hareket ederek uygulamaya koyduğu bazı kuralların ne anlama geldiğini tartışmakta yarar var.

 

Havayolu şirketlerini doğrudan ilgilendiren ve 2010 yılına gelene kadar hiç kimsenin aklına gelmeyen bir uygulama sessiz sedasız yürürlüğe girdi. Resmi Gazete’nin 27 Şubat 2010 tarihli nüshasında Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün SHY-22 Yer Hizmetleri Yönetmeliği’nin (Bu yönetmelik 28 Ağustos 1996 tarihli ve 22741 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır) 19. maddesine bir (ö) bendi eklenmiş. Diyeceksiniz ki, eklenmiş de ne olmuş. Aslında hiç bir şey olmamış ve olmayacaktır.  Çünkü bu konu direkt halkı ilgilendiren bir konu değil ve de asla olmayacaktır. Sadece bizim gibi ülkelerde devleti idare edenlerin kendilerine bazı ayrıcalıklar sağlayan yasaları el çabukluğu ile   çıkarmasının tipik bir örneğini yaşıyoruz.

Yer Hizmetleri Yönetmeliği’ne eklenen bentte aynen şöyle diyor:

 “İlgili mevzuat çerçevesinde karşılanması ve uğurlanması gereken kişiler ile bu kişilere ait bagajların terminal binası ile uçak arasındaki ulaşımı ve diğer işlemleri, uçuşu gerçekleştiren hava taşıyıcısı tarafından herhangi bir bedel alınmaksızın yapılır veya anlaşmalı yer hizmetleri kuruluşuna hizmet satın alma yoluyla yaptırılır. Hizmet satın alma yoluyla yapılan işlemlerde de karşılanması ve uğurlanması gereken kişilerden herhangi bir bedel alınmaz.”

Şimdi, bu sözlerden ne anladığımıza veya ne anlamadığımıza bir bakalım. Anladığımız şu ki, bütün havayolu şirketleri karşılanması ve uğurlanması gereken kişileri ve onların bagajlarını onlardan hiçbir bedel almadan uçaklardan terminale, terminallerden de uçaklara taşıyacaklardır. Anlamadığımız konu ise “ilgili mevzuat “ denen konunun ne olduğu, kimleri kapsadığıdır. Yani “karışlanması ve uğurlanması gereken kişiler” kimlerdir.

 

Türkiye’de bugüne kadar herşey devletçilik esasına göre yapıldığı için, devletin verdiği hizmetlerden, yine devletin belirlediği bazı ayrıcalıklı kişiler ücretsiz yararlanma hakkına sahiptirler. Devlete bu konuda söyleyecek sözümüz yoktur. Yani eğer tren devletinse, devlet bu trene kendi ayrıcalıklı adamlarını pekala ücretsiz alabilir. Hal böyle olunca, devlet kendisine ait uçaklara da kendi uygun gördüğü kişileri ücretsiz alabilir. Ve diğer hizmetleri de onlara ücretsiz sunabilir. Zaten şimdi de böyle yapılıyor. Devletin malı olan THY’nin uçaklarında ön koltuklarda birileri daima ücretsiz seyahat eder. O koltuklar ki, onlara biz bussiness clas diyoruz. Bu nedenle o koltukların fiyatı arka koltuklardan çok daha fazladır. Yine bu kişiler THY’nin ve yine devletin bir başka kuruluşu olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün havalimanlarındaki özel salonlardan ücretsiz yararlanabilirler. Bu salonlar iki çeşittir. Birincisi kısaca VIP diye bilinen Çok Önemli Kişiler salonu, diğeri ise bazı alanlarda olan CIP yani Ticari Önemli Kişiler salonlarıdır. VIP salonlarının yolgeçen hanı olduğunu ben değil, herkes söylüyor. Girin internete ve çıkan haberlere bakın anlarsınız ne demek istediğimi. THY, kime nasıl hizmet eder ona sözümüz yok. Her ne kadar ben özelleştim ve özel bir kuruluşum dese de öyle olmadığını uygulamalardan anlıyoruz. Şimdi yapılan bu değişiklikle bundan böyle bütün özel havayolu şirketleri de karşılanması ve uğurlanması gereken kişileri (?) ücretsiz karşılayacak ve uğurlayacaklardır. Neden, niçin ve ne hakla diye sormaya gerek yok mudur acaba? Bunu yaygın medya atladı veya görmemezlikten geldi. Veya bilmiyorlar bu kararın ne anlama geldiğini. Ama sektör medyasında işi bilen bir kişi konuyu ele aldı. Airporthaber.com sitesi yazarlarından Murat Herdem iyi bir gazetecilik örneği sergileyerek iki hafta önce konuyu ele aldı ve bakın neler yazdı “ Yani esnek fiyat politikasıyla bilet satan özel havayolu şirketleri, 50 liraya sattığı VIP biletinin karşılığında o yolcu için, bilet fiyatı kadar dışarıdan ekstra hizmet satın alacak. Yolcudan para kazanmak bir yana, yolcunun ödediği paranın belki de fazlasını havayolu şirketi kendi cebinden ödeyecek. Tabi, uçaktaki VIP yolcu kaprisleri de cabası...VIP yolcu taşımaya alışkın olmayan özel şirketlerin yöneticileri, uygulama oturana kadar deyim yerindeyse hop oturup hop kalkacak. 'Bugün acaba hangi VIP yolcu telefonda serzenişte bulunacak' diye gün boyu kara kara düşünecek.”

 

Doğru söze ne denir. Sadece Atatürk Havalimanı’ndan yılda 200 bin VIP yolcu gelip geçtiğini söylersek arkadaşımızın ne demek istediğini daha iyi anlarız. Siz şimdi düşünün bakalım. Siirt Meydanı’na bir VIP geldiyse onun için araç bulacaksınız veya kiralayacaksınız, ardından da bu sayın yolcuyu uçağa kadar götüreceksiniz. Sayın yolcunun bagajlarına da VIP muamelesi uygulayacaksınız. Yine aynı şekilde uçaktan kendilerini ve bagajlarını alıp özel bir araçla terminale getireceksiniz. Bunu yaparken sadece bir kişi olsa iyi. Bu sayın yolcunun yakınları da bu haktan yararlandığı için işiniz zordur ey havayolu yöneticileri. İç hatlarda tarifeli uçuş yapan Onur Air, Pegasus, Sun Express, Atlas Jet, İzair ve KTHY, sizi zor bir iş bekliyor bilesiniz. Bundan böyle siz de uçakların ön tarafına bir perde asacaksınız. Kim ayrıcalıklı, kim değil belli olsun diye.

 

Bana göre özel sektörün, devletin verdiği yetkilerle donatılmış bazı insanlara ücretsiz hizmet vermesi yanlıştır. Devlet, bu kişileri uçaklarında ücretsiz uçurabilir. Kendine bağlı kuruluşların VIP salonlarında ücretsiz ağırlayabilir, kendi araçlarıyla uçaklara taşıyabilir. Buna karışmaya da hakkımız yok. Ama devletin özel sektöre böyle bir dayatmada bulunması anlamsızdır. Adı üstünde özel sektör. Özel kuruluşlar olan havayolu şirketleri vergisini veriyorsa, aldığı hizmetlerin bedelini kat kat ödüyorsa devletin de böyle işleri ücretsiz istemeye hakkı yoktur. Devlet hangi hizmeti özel sektöre ücretsiz veriyor ki, özel sektör de devlete ve onun gösterdiği insanlara ücretsiz hizmet versin.

 

Bana göre zaten devletin VIP listesini de revize etmek gerekir? Çünkü o listeye gereksiz girmiş bir çok insan var. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve bakanları anlıyorum. Ama ondan sonrasına baktığımızda eskiler, yakınlar diye yer alanlara acaba gerek var mı diye düşünüyorum.

 

Avrupa Birliği müktesebatı deyip duruyoruz. Orada böyle bir şey var mı? Bu konu bana göre uygulamada sorunlar doğuracaktır. Şimdiden bir çok havayolu şirketinden şikayetler gelmeye başladı. Bu duruma bireysel haklar olarak bakmak yanlıştır. Kamu yararının olmadığı bir uygulama kime hizmet ediyor ona bakmalı.