Havaalanındaki fahiş su fiyatları ve sağlık için büyük tehlike...

Prof. Dr. Recep Akdur, havalananlarında yarım litrelik pet şişe suyun fahiş fiyata satılmasının yarattığı tehlikeden bahsetti.

İSTANBUL- Başta bebekler, şekersiz diyabet hastaları ve yaşlılar olmak üzere birçok hasta için su içmenin önemini belirten Prof. Dr. Recep Akdur, havalananlarında yarım litrelik pet şişe suyun fahiş fiyata satılmasının yarattığı tehlikeden bahsetti.

Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu haberinde; Halk sağlığı uzmanları bunun ekonomik sorundan çok bir sağlık sorunu olarak değerlendirilip önlem alınması gerektiğini söyleyerek, “Sıcak mevsimlerde havaalanlarında 4-6 saatten uzun süren beklemelerde bazı kişilerin yarım litrelik 5 -10 pet şişe su gereksinimi olabilir” diyor. Bu gerçekten yola çıkarak, tanesi 30 lirayı bulan su ihtiyacının toplam satış fiyatını hesaplamayı size bırakıyoruz, diyerek Prof.Dr. Recep Akdur’un görüşlerini aldı.

Ceyda Erenoğlu’nun haberi şöyle:

“Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) adına görüşlerine başvurduğumuz Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Recep Akdur, önce suyun insan için önemini anlatıyor sonra da havaalanlarında pet şişelerde satılan suların fahiş fiyatlarının insan sağlığına nasıl etki ettiğini…

Prof. Dr. Recep Akdur, "Bedenin en önemli yapı taşı sudur ve hücrelerin büyük kısmı sudan (protoplazma) oluşur. Protein sentezi, enerji ede edilmesi gibi her tür biyokimyasal olay hücrelerdeki bu suyun içinde gerçekleşir. Hücre suyundaki su ve maddelerin oranı ile varlığı korunamazsa hayat sona erer" diyor ve devam ediyor: "Mide ve bağırsaklardan alınan besinlerin bedene taşınması, bunların kullanımı sonunda oluşan atık maddelerin tekrar bağırsak ve böbreklere taşınması gibi organlar arasında her türlü madde alışverişi kan ile olur. Kanın esas maddesi de sudur. Tüm bu hayati olaylardan ötürü insan vücudunun ağırlıkça yüzde 63, hacimce yüzde 66’sı sudan oluşur. Bu oran bebeklerde yüzde 70’dir. Hücre ve doku yapısının korunabilmesi ile yaşamın sürdürülebilmesi için bedende bu miktarda suyun var olması gerekir."

İRADESİ DIŞINDA SUSAYIP SU İÇMEYENLER

Bedendeki su oranının korunabilmesi için içilen su ile idrar, ter ve dışkı yoluyla vücuttan atılan suyun dengeli olmasına ihtiyaç duyulur. Bedenden idrar ve ter gibi yollarla atılan su irade dışı, buna karşın içilen su yarı iradidir. İnsanlar iradeleri dışında kaybettikleri suyu su içerek karşılamazlarsa (susadıkları halde su içmezlerse) beden suyunu kaybeder. Bu kayıp, kandan başlayarak bedendeki suyun azalmasına ve su madde oranının bozulması nedeniyle sağlık hatta yaşam kaybına bile neden olabilir.

SUSUZ KALMAMASI GEREKEN İLK 3 GRUP

"Bebekler, şekersiz diyabet hastaları ve yaşlılar hem susuzluğa çok duyarlıdır hem de su içme iradeleri zayıftır. Bu nedenle bu grupların uzun süre susuz kalmaması gerekir" diyen Prof. Dr. Recep Akdur devam ediyor; "Bu kişiler sıcak yaz aylarında aniden susuzluğa girip yaşamlarını yitirebilirler. Bu ilk 3 gruba ek olarak kansız (anemik) olanlar, böbrek hastaları, tiroit hastaları, idrar sökücü ilaç kullananlar ile karbonhidrattan fakir beslenenlerin de uzun süre susuz kalmaması ve susadıkça düzenli biçimde su içmeleri gerekir."

KİM NE KADAR SU TÜKETMELİ?

Prof. Dr. Recep Akdur’a göre erişkin bir insanın, çevre sıcaklığı ile terlemesine bağlı olarak günde ortalama 3 litre su içmesi gerekir. Su içmenin çok kesin bir aralığı yoktur. En uygun su içme aralığı susadıkça içilmesi şeklindedir. Pratikte 24 saatin 8 saati uykuda geçtiğine göre 3 litre suyun 16 saatte uygun aralıklarla içilmesi önerilir. Bu da her saat yaklaşık bir bardak su içilmesi demektir. Yemek sırasında olduğu gibi bir seferde birkaç bardak su içilmesi halinde bu aralıklar biraz uzatılabilir.

BİRKAÇ SAAT SUSUZ KALMAK BİLE ZARAR VEREBİLİR

Prof. Dr. Recep Akdur bu noktada önemli bir konuya dikkat çekerek, “Havaalanlarında yiyecek ve içecekler olağanüstü pahalı. İnsanların belli bir alanda kapalı kalması ve başka alışveriş yapacak seçeneklerinin olmaması istismar ediliyor” diyor. “Havaalanlarında uzun saatler beklemek gerektiği gerçeğinden yola çıkıldığında fahiş fiyatla satılan suyun sadece cebe değil sağlığa nasıl zarar verdiğini açıklar mısınız” diye sorduğumuz Akdur, “suyun fahiş fiyata satılması, başta yukarda saydığımız risk grubundaki insanlar için tehlike kaynağıdır. Bir yolcu için özellikle sıcak mevsimlerde ve 4-6 saatten uzun süren beklemelerde 5 -10 pet şişe su gereksinimi olur. Bu durum havaalanı fiyatları ile ciddi bir meblağ tutar. Sonuç olarak insanlar su alamaz ve susuz kalırlar” yanıtını vererek devam ediyor:

ÇÖZÜM ÖNERİSİ: İÇME SUYU PINARLARI VE TEK KULLANIMLIK BARDAK

“Paketlenmiş içme suyu, şebeke suyunun olmadığı yerlerde gereklidir. Su şebekesinin olduğu yerlerde ise insanlara doğrudan şebekeye bağlı ve içme suyu alabileceği pınarlar ile tek kullanımlık bardaklar konması yeterlidir. Bu, hem yolcu ekonomisi hem de sağlığı için en uygun ve en basit çözümdür. Gelişmiş ülkelerde her köşede bir pınar ve tek kullanımlık bardak uygulaması vardır. Şebeke bağlanamayan yerlerde damacana kullanan pınarlar ve tek kullanımlık bardaklar konabilir. Anlayış, hizmet ya da yolcu sağlığı yerine yolcuyu istismar etmek olunca; basit çözümler yerine sütten daha pahalı ve fahiş fiyata su satılması sorunuyla karşı karşıya kalmamız normaldir.”"

Manşetler

Schengen vizesi alacak Türk vatandaşlarına yeni kısıtlama
Mövenpick Bursa, İncili Gastronomi Ödülü’nün sahibi oldu
EasyJetwash, marka anlaşmazlığında ödemeyi kabul etti
İspanya'dan bütçe havayollarına 179 milyon avro para cezası
British Museum'a şimdiye kadarki en değerli bağışı yapıldı
THY transit yolcularını İstanbul'da ücretsiz gezdiriyor
Antalya’nın 25 yıl sonraki iklim krizi 'Kıyamet' filminde
Esas Holding'ten Pegasus'ta hisse satışı
THY, AJet'in sermayesini 15 milyar lira artırdı
Sabiha Gökçen CEO'su Alp Er Tunga Ersoy istifa etti