HATAY - Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Antakya Hipodrom ve Çevresi Kazıları Başkanı Prof. Dr. Hatice Pamir, kentte yapılan kazılarda çıkartılan eserlerin kazı komisyonu üyeleri arasında paylaştırıldığını anlattı. Hatice Pamir yaklaşık 200 civarında mozaik eserin yurt dışına sergilendiğini söyledi.
M.Ö. 300'lü yılların başında Büyük İskender'in komutanlarından Seleucus Nikator tarafından kurulan ve nüfus bakımından Roma İmparatorluğu'nun 3'üncü büyük şehri olarak bilinen Hatay, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Sergileme alanı olarak dünyanın en büyük mozaik müzesini içinde barındıran kentteki kazılarda ortaya çıkarılan yüzlerce eser, yurt dışındaki farklı müzelerde sergileniyor.
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Antakya Hipodrom ve Çevresi Kazıları Başkanı Prof. Dr. Hatice Pamir, Hatay ve çevresinin Fransız manda yönetimi altında olduğu 3 Mart 1932 yılında ilk arkeolojik kazıların yapılmaya başlandığını belirterek, şunları söyledi: "Princeton Üniversitesi Sanat ve Arkeoloji Bölümü Başkanlığı, Hatay ve yakın çevresinde kazı çalışmasına başlatılması için 1930'da Fransa ve Suriye Yüksek Komisyonu'na başvurup 6 yıl süreyle kazı yapma izni alır. Kazıların finansal desteğini sağlamak için 1931 yılında görüşmeler yapılır ve 1931 yılında Antakya Kazıları Komisyonu/Komitesi kurulur. Bu komiteye finansal destek veren Worcester Sanat Müzesi, Baltimore Sanat Müzesi, Fransa Milli Müzeleri ve Princeton Üniversitesi katılır. Başlangıçta Amerikalı arkeologlar ve araştırmacılardan oluşan ekibe daha sonra Fransa Milli Müzeleri'ni temsilen, Fransız Şam Enstitüsü'nden bir üye katılır ve kazılar 1939 yılına kadar sürdürülür. Antakya, Defne ve Samandağ'da sürdürülen kazı çalışmalarında 80 kadar yapı ve yaklaşık 300 kadar mozaik taban döşemesi ortaya çıkarılmıştır. Başlangıçta sistematik arkeolojik kazı amaçlayan çalışmalar giderek sadece mozaik döşeme hasadına yönelmiş ve kazı çalışmaları bu şekilde sürdürülmüştür. Kazı ekibi, Hatay, Fransız mandası altındayken kazıların 1942 yılına kadar devam ettirilmesi izni almış, 29 Haziran 1939'da Hatay'ın Türkiye'nin bir parçası olmasıyla kazılar Türkiye Cumhuriyeti'nin yetkisi altına geçmiştir."
1939 yılının temmuz ayında Türk hükümetinin kazılara 1942 yılına kadar devam edebileceği izni verildiğini ancak o yıllarda kazıların Asar-ı Atika Nizamnamesi'ne tabi olduğundan çıkarılan hiçbir eserin Türkiye dışına çıkarılmadığını anlatan Hatice Pamir şöyle konuştu: "1940 yılının bahar aylarında Türk hükümetinin de temsil edildiği komisyon üyelerine, 1939 yılı öncesi kazı çalışmalarında çıkan eserler paylaştırılmıştır. Bu paylaştırma maalesef bazı mozaik panellerin bütünlüğünü bozmuş, bir evin yemek salonuna ait tek bir panel kesilerek farklı müzelere götürülmüştür. Buna en çarpıcı örneklerden biri Antakya Atrium Evi'nden çıkan mozaik döşemedir.Bu mozaik döşemenin birer paneli Louvre Müzesi, Worcester Sanat Müzesi, Wellesley Sanat Müzesi ve Princeton Üniversitesi Sanat Müzesi'ndedir. İki paneli ise Baltimore Sanat Müzesi'ndedir. Adeta mozaik paneller yerlerinden ve bütünlüğünden koparılarak müzelerde sergi objesine dönüştürülmüştür. Muhteşem teknik repertuarı, çarpıcı dekoratif ve tasvirsel etkileyiciliği, işledikleri geniş yelpazeyi kapsayan konuları ile Hatay mozaikleri, antik dönemin en muhteşem şehirlerinden birinde yaşayan insanların sanat zevkleri ve entelektüel ilgilerine dair günümüze kalan canlı tanıklarıdır" diye konuştu.
Hatay'a ait olan birçok eserin, bazı kişilerin özel koleksiyonlarına dağıldığını belirten Hatice Pamir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hatay'dan çıkartılan 200 mozaik eser yurt dışında sergileniyor. Fransa'da Louvre Müzesi'nde Hatay mozaiklerinin geniş bir koleksiyonu bulunuyor. Ayrıca, ABD'deki farklı 28 sanat müzesinde Hatay'dan giden mozaikler var.Başlıca müzeler ise Baltimore Sanat Müzesi, Worcester Sanat Müzesi, Princeton Üniversitesi Sanat Müzesi. O dönem eserler, yasal yollardan yurt dışına çıkartılmıştır. Ancak Hatay'ın arkeolojik zenginliği bitmez. Hala kazılarda tarihi eserler çıkartılıyor. Bizim korumacı bir yaklaşım ile çıkartılan eserlerimize sahip çıkmamız gerekiyor." (