İSTANBUL- TÜRSAB Başkan Adayı Hasan Erdem, İstanbul’da Aksaray ve bölgesindeki 100 civarındaki acentelara seslendi. Erdem, “Turizm sektörü artık günümüzde dijital platformların içine girmişken, dünya global bir hal almışken çok açık söylüyorum evrensellikten uzak, yabancı dil bilmeyen ve dijital dünyayı takip etmeyen bir TÜRSAB Başkanı sektörümüzü temsil etmesin. 25 Şubat’tan itibaren meslektaşlarımızla dünyadaki turizm fuarlarına giderek hem ülkemizi ve hem de sektörümüzü tanıtacak, yanlış algıları ortadan kaldırarak karşılıklı işbirliklerini hayata geçireceğiz. Kültür ve Turizm Bakanlığımız öncülüğünde ve TÜRSAB’ın gayretleriyle Türkiye’nin turizm lobisini 10 bin acentamız ve tüm sektör temsilcilerimizle birlikte oluşturacağız.
TÜRSAB Başkan Adayı Hasan Erdem, proje ve hedeflerini anlattığı toplantıda konuşmasına şu sözlerle başladı:
“Değerli meslektaşlarım, sizler de TÜRSAB’ta bir şeylerin yanlış gittiğinin farkındasınız ki bugün buradasınız. Her geçen gün kan kaybeden sektörümüzün geleceği için hepimiz bir arayış ve mücadele içindeyiz. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği turizm sektörü için çok önemli bir kurum olmasına rağmen 20 yıldır yanlış yönetiliyor. Sektörümüzün bugün geldiği duruma baktığımızda bunu çok açık ve net görebiliyoruz. Türkiye’de 10 bin üyesi olan ve bakanlıktan sonraki en stratejik kurum olan TÜRSAB’ta artık yanlış yönetime son verilmesini istediğimiz için bugün buradayız.
Bugün sadece Türkiye değil tüm dünya zor bir süreçten geçiyor. Terör belası sadece İstanbul’da değil Barcelona’da, Londra ve Paris dahil dünyanın her yerinde kendini gösteriyor. Fakat özellikle Türkiye’ye yönelik yanlış algı operasyonları hiç kuşkusuz turizm sektörünü etkiliyor. Buradaki yanlış algıyı ortadan kaldırmak elbette ki siyasetçiler kadar TÜRSAB’a da düşüyor. Fakat mevcut TÜRSAB Başkanı bırakın bu konuda bir şeyler yapmayı yangına daha da körükle giden açıklamalar yaparak sektörümüzü ve birliğimizi zor durumlarda bırakıyor. TÜRSAB’ta faaliyet gösteren 10 bin acentamız aynı zamanda birer turizm elçisidir.
Turizm sektörü artık günümüzde dijital platformların içine girmişken, dünya global bir hal almışken çok açık söylüyorum evrensellikten uzak, yabancı dil bilmeyen ve dijital dünyayı takip etmeyen bir TÜRSAB Başkanı sektörümüzü temsil etmesin. 20 yıldır gerçekleşen 10 seçime baktığımızda doğru insanların bizleri yönettiğini düşünmüyorum. Kasaba ağzıyla konuşan, siyaset ve hamaset yapan, bizlere ağalıktan başka bir şey yapmayan insanlar tarafından yönetildik. Artık 25 Şubat’tan itibaren bu gidişe bir son vereceğiz. Aslında seçimlerimiz biliyorsunuz 3 Aralık’ta gerçekleştirilecekti. Fakat mevcut yönetim 5 bin acentamızın karşısına çıkıp hesap vermek, demokratik bir şekilde seçimi gerçekleştirmek yerine sandıktan kaçtı. Bu sektörümüz ve mesleğimizin itibarı için çok acı bir durumdur”
Seçimlerimiz tarihimizde ilk defa kayyum tarafından yönetilecek. Türk turizminin en önemli yapı taşı olan TÜRSAB’ta artık inanıyorum ki 25 Şubat’tan itibaren artık yeni şeyler söylenmeye başlayacak. Seçimlerimize ilk aday olan kişi olarak 2 yıllık süre içerisinde Türkiye’nin pek çok yerindeki meslektaşlarımızla toplantılar yaptım. İstanbul’daki meslektaşımız da, Anadolu’daki meslektaşımızın da isteği, beklentisi net: Artık belge satmayan, kendine yeni rakipler oluşturmayan, sektörün gelişimi için siyaset yerine hizmet üretecek yeni insanların birliğimizi yönetmesini istiyorlar. Bunu biz de istediğimiz için 2 yıldır sektörümüzden kazandığımızı yine sektörümüze yatırarak aday olduk ve seçim çalışmalarına başladık. TÜRSAB’ta aday olmak, seçime katılmak maddi açıdan çok külfetli ve zor bir iş. Fakat mevcut yönetim 20 yıldır kendi paralarıyla değil TÜRSAB’ın parasıyla seçim kampanyası yürütüyorlar. Kendilerinden başka kimse aday olmasın diye de seçim şartlarını zorluyorlar. Güçlü TÜRSAB olarak bizim söz verdiğimiz 32 makro projemizin içerisinde delege sisteminin getirilmesi var. Bu sayede artık herkes TÜRSAB’a aday olabilecek.
DELEGE SİSTEMİ GELECEK
TÜRSAB’ın en büyük zenginliği olan 39 BYK’ımızı artık mevcut yönetimlere oy deposu olarak kullanılmasına müsaade etmeyerek özerkliklerini kazandıracağız. Her BYK kendi bölgesinin turizmini canlandıracak yetki ve bütçeye sahip olacaklardır. Atama yoluyla değil kendi yönetimlerini kendileri seçecekler. Hatta tıpkı TOBB’da olduğu gibi TÜRSAB’ta da delege sistemini hayata geçirip 10 bin acentamızı temsil eden delegelerle seçimlere gideceğiz. Böylece TÜRSAB yönetimine talip olmak maddi ve manevi anlamda artık zorlaşmayacak. Her TÜRSAB acentası meslektaşım birliğimizi yönetmeye talip olabilecek.