Genç bakan, hasta TÜRSAB

Özkan Altıntaş

Türk turizminin duayenlerinde Nihat Böytüzün, 1999 eylülünde kendi yayınladığı Tour News gazetesinde TÜRSAB seçimleri öncesi ilginç bir yazı kaleme almış.
Diğer yazılarıyla birlikte Tour News’ta yayınlanan yazılarını “Turizm 2000 Başyazılarım. Baştan Sona Turizm” adlı kitapta topladı. 
Kitap Türk turizm tarihi için muhteşem bir belgesel.
Aynı zamanda gazeteci olan Nihat Böytüzün’ün kitabından ilginç bir yazıyı buraya aldım. Okudukça bazı dersler çıkaracağınıza eminim...

“Genç bakan ve hasta TÜRSAB” başlıklı yazı şöyle:

Şimdi genç, yakışıklı yepyeni bir turizm bakanımız var.
Güzel ve inandırıcı konuşuyor. Açık sözlü.
Kendini, hükümetini, yapılanları, yapılmayanları, rahatça tenkit edebiliyor.
Medeni cesareti tam. Akıcı üslubu ile kısa sürede kritik için bekleyenleri yanına alabiliyor.
O inanmış. Biz de inandık.
“2015 yılı 40 milyar dolar getirebiliriz” diyor.
Neden getirmeyelim?
“Yatırım yapanları kıskanmayalım, güney taşlaşıyor diyenlere ianmayalım. Daha bir misli yatağa ihtiyacımız var” diyor.
Aynen katılıyoruz.
Şimdiye kadar yapılan çalışmaları da inkar etmiyor ama “Hızımızı artıralım” diyor. Biz tam mutabıkız.
İnanarak hoşgeldiniz diyor başarılar diliyoruz.

TÜRSAB’a gelince. Dibi delik kazan gibi. Hem de ne kaynıyor, ne kaynıyor.
Yakında genel kurul var ve başkanlığa soyunan soyunana...
TÜRSAB’ın üyesi turizm acenteleri TÜRSAB’tan yaka silktiklerini söylüyorlar.
Talha Çamaş parkinson oluncaya kadar TÜRSAB’ta kalmak niyetinde deniyor.
İçeriden Mahmutoğulları, dişardan Başaran Ulusoy, Deniz Tüfekçi, Sibel Eronç ve Süha Uyar başkan adayları gibi görünüyor. Bahattin Yücel ise kararsız.
Çamaş bu sefer seçime girmeyi göze alamaz. “Pabuç pahalı” diyenler var. Göreceğiz.
Ortalık toz duman.

Hayata, işe işçi olarak başlamış.  Bir turizm şirketinde işçilikten sivrilmiş.  Kendi firmasının idaresini bile karısına bırakmış ve patron olmayı hiç becerememiş birisi, 4500 acente sahibi patrona nasıl patronlar patronluğu yapmak için diretiyor ve “O koltuğu bırakmayız” diyor.
Türk turizminin talihsizliği bu...
Binlerce seahat acentesine göre TÜRSAB Türk turizminin önünü tıkamıştır.
Acz içindedir. Menfaat paylaşımı içindedir ve bu yağma son bulmalıdır.
Acenteler Turizm Bakanlığı’nı göreve çağırmakta, seçimlerden önce TÜRSAB’ı teftiş etmesini ve genel kurula bir rapor vermesini beklemektedirler.
Turizmcilerin arasında bir söz dolaşımda: “Kötülük ateşi, yakan içinde yanar”
Bu vecize Hazreti Muhammed’den...
Bir başka söz “Her insan yanlış yapabilir. Ancak büyük insanlar yanlışlarını anlar.”
Son söz: Tam TÜRSAB’cılara uydurabilirsiniz.
“Olgun bir insanı dost edinmek isterseniz tenkit ediniz. Basit bir insanı dost edinmek isterseniz onu methedin.”
Anlayana sivrisinek saz
Anlamayana davul zurna az.



UFTAA bu yıl Bahreyn’de genel kurul yapıyor. TÜRSAB yıllardır üyesi olduğu halde bu kongreye katılmıyor.Uluslararası ilişkilerden bihaber.
Mama neredeyse bizim yöneticiler orada.
Hac kontenjanları, teşvikler, krediler, basına palavra istatistik beyanatları vererek gündemde olma gayreti içindeler.
Kongre için yapılan direk müracaat üzerine dış seyahatlerde avlanma projeleri, basım şirketiyle ortaklık fırsatları, iç yemekler, dış geziler gırla gidiyor.
Yönetimde öyle kişiler var ki seyahat acentesi bile yok.
Biz bu TÜRSAB’ı bu hallere gelsin diye mi kurduk?
Kimine “yazıklar” olsun, ama kimine de “yuh” olsun

Nihat Böytüzün’ün yazısı 1999’a ait...
Aradan geçen bunca yıla rağmen acaba ne değişti?