Fotoğrafın düşündürdükleri

Özkan Altıntaş

Ne zaman fotoğraf makinesini eline alsam, vizörden dünyayı kucaklayacakmışım gibi gelir.

Aslında benim kucaklayacağım ya bir detay, ya bir noktadır.

Fotoğraf makinesi bena o kuçaklama duygusunu hissettirir.

Objektifin içinden dünyanın içeri doğru süzülüp bir yerlerde benim için duracağını bilirim.

Öyle ki...
Yıllar sonra orada duran hayaller yeniden önümde canlanır ve beni o günlere götürürür.

 

Fotoğrafın insana verdiği duyguyu tarif imkansızdır.

Bazen eski fotoğraflara baktığımda karenin içine dalıyor ve o günlere gidiyorum.

Fotoğrafın verdiği hazzı tarif edemem.

Bir anlık duruş...
Dünyanın durduğu an...
Hepsi orada...

Bir daha o an geri gelmeyecek...
Ama 'Ben fotoğrafını çektim, bende var' diyebilirsiniz. 

 

Hele siyah-beyaz fotoğraflardaki görüntü daha bir başka...

Sanki renkli dünyayı siyah-beyaza hapseden bir anlayış...

Bir huniden tüm renkler süzülmüş ve siyah-beyazın asaletiyle birleşmiş...

Zaten siyah beyaz fotoğrafa bakarken bile insanın hayallerinde renkler uçuşur...

O anlar yeniden canlanır.

Fotoğrafın derinliklerinde yatan gizemi keşfetmeye çalışırız...

Hele bir insan fotoğrafıysa...
‘Acaba o an ne düşünüyordu?’ diye sorarız.

Bir manzara ise kıyıdan köşeden bir anı yakalamaya uğraşırız...

Bir kalabalıksa....
Kalabalık arasında bir tanıdık aramaya uğraşırız...

Ya da çevreye bakar yılların eskitmişliğini inceleriz...

Bütün bunları sadece bir kare siyah-beyaz fotoğrafta görmek mümkündür...

 

Hele şimdi dijital dünyanın imkanlarıyla ufkumuz o kadar genişledi ki...

Hiçbir şey vizöre sığmıyor...

Ama öyle ustalar var ki...

Öyle bakışları, öyle gözleri var ki...

Fotoğrafta bir dolu dünyayı kavuşturuyorlar...

İşte o ustalara saygı duyorum

 

İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nde öğrenim gördüğümde Avrupa Sanatı hocamız Prof.Mazhar Şevket İpşiroğlu idi.

Bir tablonun önüne bizi diker ve 'Anlatın' derdi.

Van Gogh, Dali, Giotto, Leonardo veya başka bir sanatçının eseri...
Tabloyu izleyip anlatırdık...

Zamanla bu anlatım benim hoşuma gitti...
Tabloyu başka gözle izlemek büyük keyif verdi...
Birilerinin ben tabloyu anlatırken dinlemesini isterdim...

Hala bir tablo, bir fotoğraf gördüğümde içimi çeşitli duygular sarar...

Bir başka dünyalara...
O zamanlara giderim...


Bu yazının belli bir hedefi yok...
Belki birileri birilerini eleştirmemi bekliyorlar.
Bu kez yapılan doğru bir işi kutluyorum.

Turizmin önemli bir dalı olan fotoğraf sanatçılığını anlatmak istedim.
Sizlere, bizi her zaman duygulandıran fotoğrafı sunmayı tercih ettim.
Hangimiz eski bir fotoğrafta kendimizi görünce etkilenmiyoruz ki...

 

Fotograf.net adlı site bizlere o ustaları ve eserlerini tanıtıyor.

İzlenmesi gereken faydalı bir site olduğu için hazırlayanları ve orada yer alan ustaları kutluyorum.