İSTANBUL- EYT düzenlemesi ile sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesi yeniden gündeme gelirken, sistemin uygulayıcısı özerk kurum olan SGK’ya bütçeden yapılan toplam transferler bu yılın ilk dokuz ayında 301 milyar liraya ulaştı
Tüm dünyada olduğu gibi yaşlanan nüfus, artan işsizlik gibi nedenlerle çalışan-emekli dengesi ve buna bağlı olarak aktüeryal dengenin giderek bozulması yüzünden Türk sosyal güvenlik sisteminin açıkları ve kamu maliyesine yükü büyümeye devam ediyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK), ek ödeme transferi, faturalı ödemeler, devlet katkısı, ödeme gücü olmayanların GSS primi ve teşvikler kapsamında aktarılan tutarlar ile açık finansmanından oluşan toplam bütçe transferleri, yılın ilk dokuz ayında geçen yılın eş dönemine göre yüzde 54,8 artarak 301 milyar liraya ulaştı. SGK verilerine göre geçen yılın ilk dokuz ayında 194,5 milyar lira olan söz konusu transferler, yılın tümünde de 252 milyar lira olmuştu. Sosyal güvenlik sisteminin devlete toplam yükünün bu yılın tümünde 400 milyar lirayı aşabileceği belirtiliyor. 5510 sayılı yasa ile emeklilik yaşının yükseltildiği 2008 yılında 35 milyar lira düzeyinde bulunan sosyal güvenlik transferleri, izleyen dönemde büyümeye devam ederek 2016’da 100 milyar lirayı, 2020’de 200 milyar lirayı aşmıştı.
Dokuz aylık SGK açığı 38 milyar TL
Türkiye'de dağıtım (pay as you go) finansman modeline göre işleyen sosyal güvenlik sisteminde aktif çalışanlardan ve işverenden aldığı primlerin oluşturduğu gelirle, emekliler ve hak sahiplerine emekli aylığı ödeyen SGK, Ocak-Eylül döneminde bütçeden yapılan rekor transferler yoluyla devlet katkısına rağmen 37,9 milyar TL açık verdi. Kurumun açığı geçen yılın eş dönemine göre yüzde 74,4 büyüdü.
Buna karşılık; SGK’nın aylar itibariyle tahsil ettiği malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile ve sağlık sigortası primlerinin 1/4'ü oranında Kuruma yapılan “devlet katkısı” yüzde 55,4 artışla 122,5 milyar liraya ulaştı. Kurumdan gelir ve aylık alanlar ile hak sahiplerine her ay ödenen tutarlara göre belirli oranlarda yapılan ek ödemeler için Hazinece Kuruma yapılan “ek ödeme” yüzde 81,9 artışla 22,3 miyar; makam, görev, temsil tazminatları, terör emsal tazminatları, harp malullüğü zamları, emekli ikramiyeleri vb. tutarlardan oluşan faturalı ödemelerin karşılığı olarak Hazinece Kuruma yapılan “Faturalı ödemeler ve ek karşılık” transferi yüzde 11 artışla 53,5 milyar lira oldu.
Çalışan-emekli dengesi
SGK’nın gelir-gider dengesinin bozulması ve devlete yükünün artmasında, genel olarak çalışan/ emekli dengesinin düşüklüğü etkili oluyor.
Bir sosyal güvenlik sisteminin mali bakımdan ayakta durabilmesi için aktif/pasif sigortalı oranının asgari 4 olması gerektiği kabul ediliyor. Aktif/pasif oranı, aktif olarak sosyal güvenlik sistemine katkı sağlayan sigortalıların sayısının, sistemden aylık alanların sayısına bölünmesi ile hesaplanıyor.
Eylül 2022 itibariyle sosyal güvenlik kapsamında 26 milyon 148 bin 415 aktif sigortalıya karşılık, 13 milyon 869 bin 827 emekli aylığı alan kişi bulunuyor. Buna göre aktif/pasif sigortalı oranı 1,89.
2009 yılında 1,65 olan söz konusu oranın son yıllarda çok az yükseldiği dikkati çekiyor. Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesi ile sigortalılık süresi ve sigorta prim gün sayısını tamamlayan 2 milyon 250 bin hak sahibine yaş şartı olmaksızın emekli olma hakkı tanınmasıyla bu dengenin aleyhte bozulacağı belirtiliyor.
Kayıt dışı etkisi
TÜİK verilerine göre Türkiye’de istihdamdaki nüfus Eylül sonu itibariyle 31,5 milyon kişi, buna karşılık SGK’ya kayıtlı toplam aktif sigortalı sayısı ise 26 milyon dolayında bulunuyor. Buna göre 5 milyon dolayında kişi kayıt dışı çalışıyor ve adına sigorta primi ödenmiyor. Çalışma çağındaki 65 milyona yakın nüfusun 29,9 milyonu iş gücü dışında yer alırken, 35 milyon kişi olan iş gücünün de 3,5 milyonu aktif iş arayan işsizlerden oluşuyor. Öte yandan SGK, aktif sigortalılar, emekliler ve bağımlılarla birlikte toplam 75 milyona yakın kişiye sağlık hizmeti veriyor. Bu sayı da nüfusun yüzde 89’una denk geliyor.
Dünyada sıkıntı var
Uzmanlar, günümüzde dünyanın birçok ülkesinde yürürlükte olan dağıtım esasına dayalı sosyal güvenlik sistemlerinin finansal zorluklar yaşadığına işaret ediyor. Demografik gelişmelerden dolayı aktüeryal dengelerin bozulduğu ve oluşan açıkların sistemin devamına izin vermeyecek şekilde büyüdüğü belirtiliyor. Aktüeryal denge sorunları, Türkiye benzeri gelişmekte olan ülkelerin yanı sıra ABD, İsveç, İtalya, Japonya ve Kanada gibi birçok gelişmiş ülkede de yaşanıyor.Sosyal sigorta ilkeleri ile bağdaşmayan hizmet borçlanması ve erken emeklilik uygulamaları ile sosyal güvenlik kurumlarının, karşılıksız hizmet veren birer sosyal yardım kuruluşu konumuna geldiği ve sosyal güvenlik sisteminin nimet-külfet dengesinin bozulduğu ifade ediliyor.