İSTANBUL- Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy “Son zamanlarda kültür sanat konusunda Türkiye çok fazla yol aldı. AKM’yi artık bir bina olarak görmüyoruz ve belirttiğimiz gibi Beyoğlu Kültür Yolu rotasının bir halkası olarak görüyoruz. İstanbul’un doğuyla batısını fiziki olarak birleştiriyor, en önemli birleşme noktası olarak görüyoruz” dedi.
‘Mirasın bütünlüğünü koruyarak daha çağdaş ve kapsamlı bir vücuda kavuşturmak istedik’
Ersoy, Beyoğlu Kültür Festivali’ni başlattıklarını söyleyerek “3 yıl önce çok ciddi bir çalışma ve planlamanın ardından ilk adımlarını attığımız Beyoğlu Kültür Yolu projesi, cumhuriyetimizin 98. yılını kutladığımız 29 Ekim’de, yeni AKM’nin açılışıyla İstanbul’dan dünyanın sahnesine çıkmış bulundu. Beyoğlu Kültür Yolu Festivali ile oldukça görkemli bir şekilde yeni bir programı başlatmış olduk. Bu yapı yaklaşık 50 yıl İstanbullulara hizmet vermekteydi. Bu süre zarfında deprem ve yangınlar gibi zorlu badireler atlatmak durumunda kaldı. Dolayısıyla mirasın bütünlüğünü koruyarak daha çağdaş ve kapsamlı bir vücuda kavuşturmak istedik” dedi.
‘Pandemi şartlarında yaklaşık 2.5 yıllık süreçte bu prestijli eseri tamamlayabildik’
Yapımının yaklaşık 2.5 yıl sürdüğünü belirten Ersoy “Dünyada benzer yapılara baktığımızda ortalama 7.5 yıl gibi bir inşaat süresi görüyoruz. Biz üstelik pandemi şartlarında yaklaşık 2.5 yıllık süreçte bu prestijli eseri tamamlayabildik. Yüze 70 yerli malzeme kullanarak yaklaşık 96 bin metrekare kapalı alana sahip olacak şekilde inşa edilen yeni AKM için, 6 bin 100 metrekarelik alanda peyzaj çalışmaları yapıldı. 4 bin 700 metrekare alana sahip 'Yeşil Çatı' sistemi uygulamasıyla gün ışığından en fazla yararlanacak şekilde tasarlandı. 2 bin 40 kişi kapasiteli opera salonumuzun yer aldığı 14 katlı A blok merkezimizin kalbi konumunda. Yaklaşık 49 metrekare üst katında terası da olmak üzere bir restoran bölümümüz bulunuyor. Burada çalışmalarımız devam ediyor, 300 derece İstanbul manzarasıyla çok güzel bir panoramik manzarası var” diye konuştu ve ekledi:
“10 kattan oluşan B blok, 802 kişi kapasiteli bir tiyatro salonunu içinde barındırıyor. Bu blok yaklaşık 16 bin 300 metrekare. Ofisler, kitap kafe ve dükkanlar yaklaşık 3 bin metrekare kullanım alanına sahip C blokun içindeyken, servis alanlarımız ise bin 700 metrekare kullanım alanına sahip olan D blok içinde yerini alacak. Beşinci ve son blokumuz olan E blok, restoran binası olarak hizmet verecektir. 4 bodrum kattan oluşan kapalı otoparkımız, 432 araç kapasiteli.”
‘4-6 yaş arası çocuklarımızı sanatla tanıştırmayı hedefliyoruz’
Blokların arasından geçen hattın ‘Kültür Sokağı’ olarak isimlendirildiğini ifade eden Ersoy “Bu bloklarımızın arasından geçen bir hat var ve biz buna ‘Kültür Sokağı’ diyoruz. AKM Sanat Kütüphanesi ve Kreatif Endüstriler Kütüphanesi burada bulunuyor. Sokağımızda çocuk sanat merkezi de bulunuyor. Sanatın çocuklarımızın hayatına oldukça erken girmesini ve ayrılmaz bir parça olmasını önemsiyoruz. 4-6 yaş arası çocuklarımızı sanatla tanıştırmayı hedefliyoruz. AKM Galeri havada asılı gibi duran prizmatik yapısıyla gerçekten dikkat çekiyor. Estetiğin ötesinde bu özgün yapı, İstanbul’daki sergi salonu ihtiyacına ciddi bir katkı sağlayacak. Türk sinemasının adeta bir marka ismi haline gelmiş Yeşilçam’ın adını taşıyan sinemamız da Kültür Sokağı’nda yerini aldı. 100 kişilik kapasitesiyle özellikle vizyonda fazla yer bulamayan festival filmlerini sinema severlerle burada buluşturacağız. Platformun 2. katında bir de müzik kayıt stüdyosu var. Kültür Sokağı’nda tasarım ürünlerin satılacağı dükkanımız ve çok amaçlı salonumuz bulunuyor” dedi ve ekledi:
“Tüm konsepti dizayn ederken 7 gün 24 saat yaşayacak bir konsept planladık. Yeni AKM yaklaşık 2 milyar lira olan toplam maliyetiyle İstanbul ve Türkiye’ye bir yatırım oldu.”
Konuşmasında Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin duraklarını anlatan Ersoy, her yılın bahar aylarında bu etkinliği gerçekleştirmeyi planladıklarını belirtti.
‘Türkiye kültür ve sanat alanında çok fazla yol aldı’
Ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ersoy ‘AKM ile İstanbul’un arasındaki tamamlayıcılığın’ sorulması üzerine “Atatürk Kültür Merkezi Türkiye’nin modern yüzünü gösteren bir yapı ve kültür ve sanatla Türk sanatçısının ne kadar iç içe olduğunu gösteren yapılardan biri. Son zamanlarda kültür sanat konusunda Türkiye çok fazla yol aldı. Özellikle bizim sanatçılarımız doğu ve batıyı birleştiren bir sentez gibi, bir sentez oluşturdukları için, bu sentezi çok iyi kullandıkları için çok farklı eserler de üretme şansına sahipler. Yani AKM’yi artık bir bina olarak görmüyoruz ve belirttiğimiz gibi Beyoğlu Kültür Yolu rotasının bir halkası olarak görüyoruz. İstanbul’un doğuyla batısını fiziki olarak birleştiriyor, kültür ve sanat olarak da birleştiren en önemli birleşme noktası olarak görüyoruz. Bütün bu özellikleri kullanarak buradan dünyaya da bir mesaj vermek istiyoruz. Kültür ve sanatla dünyayı nasıl birleştirebiliriz, ne kadar daha verimli hale getirip insanları daha ne kadar mutlu edebiliriz, bütün bu adımları bu binayla birlikte atacağız” dedi.
‘Toplumun Türkiye’de İstanbul'da birleştirilmesi açısından böyle bir yere ihtiyacımız vardı’
Ersoy cevabına şu şekilde devam etti:
“AKM’nin böyle bir avantajı var, İstanbul bir marka şehir. Uluslararası bir marka olmak istiyorsanız da uluslararası marka etkinliklere ev sahipliği yapmanız gerekiyor. Markalaşmış ulusal etkinlikler de bu tarz markalaşmış binalarda performanslarını göstermek istiyorlar. O açıdan böyle bir eksikliğimiz vardı.Toplumun Türkiye’de İstanbulda birleştirilmesi açısında da böyle bir yere ihtiyacımız vardı. Zaten bunun sonuçlarını bu hafta bütün Türk toplumundan gelen tepkilerle de görüyoruz, herkes çok umutlu ve mutlu. Bu festivalin sonunda daha da iyi neler yapmak istediğimizi herkesin anlayacağına inanıyoruz.”