İSTANBUL - Yıldırım Holding, Arnavutluk’un en büyük krom şirketi Albchrome’u satın almak için görüşmelere başladı. Yıldırım Holding’in satın almak istediği Arnavutluk'un ünlü lideri Enver Hoca’nın 1948 yılında kurduğu Albchrome, dünyanın en büyük ferrokrom üreticilerinden. Dünya'dan Kerim Ülker'in yazısına göre yurtdışında aldığı limanlarla adını duyuran Yıldırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım, madencilikte de önemli projelere imza atıyor.
7 ülkede başta altın ve krom gibi metaller üzerine madenleri bulunan Yıldırım Holding, bu listeye şimdi de Arnavutluk’u ekliyor. Yıldırım Holding’e ait Yılmaden Holding, Arnavutluk’un en büyük krom şirketini satın alıyor. Ülkenin ilk milyarderi olan Saimir Mane’nin sahibi olduğu Balfin Group’a ait Albchrome'u almak için görüşen Yıldırım Holding yönetimi, anlaşmayı ocak ayında tamamlamak istiyor.
Enver Hoca kurdu, milyarder satın aldı
1948 yılında dönemin Arnavutluk Lideri olan Enver Hoca tarafından kurulan Albchrome, dünyanın da en büyük ferrokrom üreticilerinden biri olarak biliniyor. 2000 yılında özelleştirilen şirketi önce Rus-Avusturyalı Darfo adlı bir şirket almış ardından kısa bir süre sonra Balfin Group’a devredilmişti. Arnavutluk'un ilk ve tek milyarderi olan Mane’nin sahibi olduğu Balfin Group ise yıllık 500 milyon eurodan fazla ciro elde eden aralarında perakende, inşaat, bankacılık gibi alanları da içinde barındıran bir çok sektörde faaliyet gösteriyor ve Balkanlar’ın da en büyük özel şirketlerinden biri olarak biliniyor.
Samsunspor Başkanı Yıldırım'a 'batacaklar' dedikçe yükseldi
Yılport Samsunspor'un Başkanı Yüksel Yıldırım'ın Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdem Erol'un 'Zirvedekiler- Samsun'dan Başarı Hikayeleri' kitabında kaleme aldığı hayat (başarı) hikayesi yazı dizisi şöyle:
Kromda Dünya Devi Oldu
2002 yılı sonunda Rusların tutumuyla kömürde sıkıntıya giren Yıldırımlar, 2004 yılında küllerinden adeta yeniden doğuyordu. Yaratıcılıklarını ön plana çıkardılar. Babadan öğrendikleri ileri görüşlülüğü ve tüccarlığı geliştirdiler. İşe girmeden önce inceliyor, araştırıyor ve planlamalarını yapıyorlardı. Adeta herkesin bir post çıkardığı koyuna “Biz bundan nasıl 2-3 post çıkarabiliriz,” diye bakıyorlardı. Eti Krom’u aldıktan sonra, rakipleri dedikoduya başladı. “Bunlar kromculuğu bilmiyor, zarar edecekler, iflas edecekler,” diyorlardı. Karar alıp bir yıl krom satışı yapmadılar. Dedikodular daha da şiddetlendi, “Bunlar manyak, ne yaptıklarını bilmiyor, yarın banka borçlarını ödeyemez hale gelecekler, batacaklar,” diyorlardı. Bu bir yıl boyunca Yüksel Yıldırım çalışmalar yaptı. “Dünyada kim krom, ferrokrom üretiyor, rakipler, bunu satan tüccarlar, kullananlar kim, nereden nereye gidiyor, ürettikleri ürünle rakiplerinin ürettiği ürün arasında ne fark var, Türkiye - Hindistan - Kazakistan - Rusya - Güney Afrika - Pakistan - Arnavutluk ve Çin’de kim ne kadar ferrokrom üretiyor?” sorularını cevaplarını çıkardı, karşılaştırma tablolarını hazırladı. Ardından rakiplerine karşı pazarda oluşturacağı taktik ve stratejileri, lojistik çözümleri belirledi. Eti Krom özelleştirilmeden önce tüm malını Amerika’ya satıyordu. Amerika’ya uçtu ve ferrokrom alıcılarıyla bir araya geldi...
* * *
ABD’de Rüşvet Teklif Ettiler
Eti Krom’u aldıktan sonra Amerika’ya gittim. Eti Krom’un bütün ferrokromu Amerika’ya satılıyordu. Oradaki alıcılar bana rüşvet teklif ettiler. Dedim ki “Bir dakika ya, ben Eti Krom’un sahibiyim, satış müdürü değilim.” Ama hala Eti Krom’u nasıl yolarız hesabını yaptıklarını gördüm. Eti Krom’un tüm ferrokromu ABD’ye gidiyor ama zarar ediyor. Eti Krom’un ürünlerini ABD’den çekip Avrupa’ya getirmeye karar verdim. Eti Krom’u işleten devlet bir şekilde Avrupa pazarından çıkmış ve tüm malını rüşvet çarkının kurulduğu ABD’ye gönderiyor. Ben dünyanın dört bir yanında rakipler ve müşterilerle görüşürken kardeşim Mehmet de Elazığ’a yerleşerek fabrikanın üretimini üstlendi. Üretilen malın kalitesi yükseldi, verim arttı.
* * *
Eti Krom üretime başladığında hedefini Avrupa pazarı olarak belirlediler. Ama bir sorun vardı, hem fiyatlar, hem maliyetler yüksek, hem de Avrupa’nın büyük çelik üreticilerine doğrudan mal satamıyorlardı. Ferrokromu tüccarlara satıyorlar, büyük üreticiler kapıdan içeri bile almıyordu. 2008 yılına geldiklerinde rakipleri arasındaki İsveç’teki dünyanın ilk ferrokrom üreticisi VARGÖN ALLOYS AB şirketini Yıldırımlar satın aldı. Vargön firmasının dünyanın en büyük çelik üreticileriyle uzun dönemli kontratları vardı. Ardından Japonya’nın büyük çelik üreticileri de müşteri listesine eklendi. Kısa sürede Avrupa’nın kromdaki üçüncü büyüğü oldu. 2013’te de Rusya ve Kazakistan’daki rakiplerini bünyelerine katarak kromda dünyanın en büyük firmaları arasında dördüncü, ferrokromda ise Kazak firmasından sonra ikinci büyük üreticisi haline geldi. Devletin zarar ederek kapatıp satışa çıkardığı Eti Krom’un alınmasıyla kurulan YILMADEN, 10 yıl gibi kısa sürede krom ve ferrokromda dünyanın söz sahibi şirketlerinden biri haline geldi. Türkiye, İsveç ve Rusya’da ferrokrom, Türkiye ve Kazakistan’da da krom madeni üreten YILMADEN, dünyadaki tüm paslanmaz çelik üreticilerinin tanıdığı, dünya pazarında fiyatlara yön veren bir holdinge dönüştü. Ödüllü Çevreci Projeler Özelleştirmeden alınan Gemlik Gübre Fabrikası’nın başına da ağabeyi Ali Rıza Yıldırım geçti. Gübredeki rakipleri de “Bunlar ne anlar gübreden, zarar edecekler, iflas edecekler,” diye dedikodu üretmeye başladı. Oysa planlamayı yapmışlardı. Kömür sektöründe büyük başarı kazanmışlardı. İkisi de sezonluk maldı, ikisinin lojistiği de yurt içinde kamyonlarla yapılıyordu, ikisi de yurt dışından gemilerle geliyordu. Önce fabrikada üretilen gübrenin kalitesini artırdılar, ardından verimliliği yükselttiler. Satış ise zaten en iyi yaptıkları işti. Kâr marjını maksimize ederek kısa sürede gübre sektöründeki ilk 3 firma arasına girdi.
* * *
El attığımız sektörü hem büyüttük hem de çalışanların seveceği bir hale getirdik. Ziyaret edenler şaşırıyor. Seneler önce gelenler, son halini görünce şoke oluyor. Aldığımız yerleri güzelleştiriyoruz ve çalışanların sosyal donatılarla mutlu olacağı yerler haline getiriyoruz. Bazısı özelleştirmeden firmayı alıyor, “Ben parama bakarım. Paramı çıkarana kadar hiç yatırım yapmam, paramı çıkardıktan sonra bakarız,” diyor. Biz aldığımız ilk günden itibaren orayı iyileştirmeye sokuyoruz. Verim alabilmek için yapacağımız yatırımlara hemen başlıyoruz. Ondan sonra kısa dönem, orta dönem yatırımlara geçiyoruz. Eti Krom’da emisyonlar dışarı veriliyordu, biz emisyonları tutmak için filtre sistemi koyduk. Bacadan atılan sıcak gazları 600 dereceden 200 dereceye indirgeyen bir türbin sistemi koyup, o sıcak havadan elektrik üreten sisteme dönüştürdük. Bugün oradaki bu çalışmayla ödül aldık. 60 milyon avroya yakın yatırımla bunları yaptık, hem çevre için, hem de geri kazanım için. Üretimden cüruf atılıyordu, o cürufları geri kazanmak için üniversite ve Çevre Bakanlığı’yla bir çalışma yaptık. O cürufların içinden metalleri aldıktan sonra kalanları kırarak bordür taşları yapıp, belediyelere hem bağışta bulunuyoruz hem de satıyoruz. Briket fabrikası kurduk, kullanılmayan atık olanları geri kazanarak onları fırınlara verdik. Orada muhteşem geri dönüşüm sistemi var. Benzer şeyleri Gemlik Gübre’de de yaptık. Amonyakta kaçak vardı, denize gidiyordu. Havuz yaptık, orada çökeltmeyle içindeki kimyasalı yeniden fabrikaya yönlendirip kullandık. Verimliliği artırdık, soğuk hava deposunun içine koyduk.
* * *
Liman Sektörüne Bir Girdi, Pir Girdi Sedef ve Alemdar limanlarını alarak kurulan YILPORT ile limancılığa girdikleri ilk yıl konteyner limanını büyütmek için çalışma başlattıklarında kimse inanmıyordu. Ne de olsa körfezdeki küçük bir limandı. İki liman birleştirilerek önemli bir liman yaptılar. Ardından Yarımca’da Rota Limanı YILPORT’a katıldı. 2012 yılında İş Bankası’ndan GEMPORT’u satın aldılar. 2004 yılında ilk adımı attıkları YILPORT ile limancılıkta 2016 yılı sonunda dünyanın en büyük 13’üncü konteyner limanı operatörü haline geldiler. Toplam limancılıkta ise dünyada ilk 10 içinde ve 8 ülkede 20 liman ve 6 kara terminalinin sahibi. Limancılıkta dünyanın en hızlı büyüyen konteyner operatörü... Limancılıkta elde edilen büyük başarının altında ise Yüksel Yıldırım’ın 1988 yılında ABD’de Japon firmasında elde ettiği bilgiler, beceriler ve vizyonu şirketlerine taşıması var. ABD’de gördüğü ve öğrendiklerini Türkiye’deki limancılığa uygulayarak Dilovası’nda, İzmit Körfezi’nde yarattıkları farklılaşmayla adeta limancılıkta yeni bir sayfa, yeni bir çığır açtı. Ve o yıllardan beri herkes YILPORT’u örnek alarak konteyner operatörlüğünde büyümeye çalıştı. 5 Kıta, 49 Ülke, 6 Holding, 200 Şirket Yıldırım Holding 2004 yılından bugüne kadar satın alma, modernizasyon ve iyileştirme projelerine 5 milyar ABD dolarının üzerinde yatırım yaptı.
Yıldırım Holding, çatısı altında 5 ana sektörde 5 holdingle yatırımlarını ve hızlı büyümesini sürdürüyor. Metal ve madencilik sektöründe Yılmaden Holding, gübre ve kimyasallar sektöründe Yılfert Holding, liman işletmeciliği ve lojistik sektöründe Yılport Holding, enerji sektöründe Yıldırım Enerji Holding ve denizcilik sektöründe Yılmar Holding ile 5 kıtadaki 49 ülkede 200’e yakın şirket ve 12 bini aşkın çalışanı ile büyümeye devam ediyor.