Elma ve armutu kıyaslamak gibi bir şey

Başkan Lal Denizli “Konu yılın farklı dönemlerinde turizmi hareketlendirmek olmalı. Çeşme sadece iki ay değil 12 ay boyunca ziyaret edilen bir yer haline gelmeli” dedi.

ÇEŞME - Başkan Lal Denizli, Çeşme’nin deniz turizmi dışındaki alanlarının zenginleştirilip turizme katkı sunabileceğini söyledi. Denizli, “Konu yılın farklı dönemlerinde turizmi hareketlendirmek olmalı. Çeşme sadece iki ay değil 12 ay boyunca ziyaret edilen bir yer haline gelmeli” dedi. Son zamanlarda Yunan adalarına artan ilgi ile ilgili konuşan Lal Denizli, "Biz biraz abartıyoruz. Bizde olmayan şeyi övmek üzerine kurulu bir psikoloji var. Yunan adaları ile Çeşme’nin sunduğu turizm hizmeti mukayese kabul etmez. Yunan adaları farklı beklentileri karşılayan bir turizm odağı, Çeşme ise bambaşka bir turizm destinasyonu. Elma ve armutu kıyaslamak gibi bir şey." dedi.

Görevinde üç ayını geride bırakan Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, bölge turizmi, yatırımları ve planlanan projeleri Milliyet'ten Aslı Öktener'e anlattı.

■ Çeşme denilince çoğumuzun aklına, “kum, deniz, güneş” geliyor. Siz bundan memnun musunuz? 

Değilim elbette. Çeşme’de ilk hedefim kültür turizmini hareketlendirmek. Misafirlerin kentin farklı alanlarını da keşfedebilecekleri bir kültür rotası oluşturmak veya saklı kalmış kültür miraslarımızı daha görünür hale getirmek. Mesela Çeşme merkezde bir arkeolojik kazı yapılmış yıllar içerisinde. Çeşme bölgesinin en eski yerleşim yerine işaret ediyor kazı. Milattan öncesine dayanan bir yerleşim yerinden bahsediyorum. Çeşme merkezde Musalla Mahallemizde yer alıyor. Orayı ziyarete açmak, bir kültür ekseni oluşturmak istiyoruz. Bir de tarım turizmi var tabii. Onu Ovacık’ta harekete geçirmek istiyoruz. Agro turizm ile beraber Gastro turizmi de hareketlendirmek istiyoruz. Tarım gücümüz ve tarım potansiyelimiz çok yüksek.  

■ Peki Çeşme’ye gelen turistlerden memnun musunuz? 

Çevreyi koruyan, eğlenmeye gelen, huzura gelen, keşfetmeye gelenlerden çok memnunum. Ama kanunsuz olarak her yere park edip haftalarca kalan karavanlardan ve plajları bu denli kirletenlerden memnun değilim maalesef. Şöyle bir şey var. Karavancılar diyor ki “O zaman bize bir yer gösterin”. Altınkum bölgesinde hazine arazisine 1 tane yapıldı, ruhsatlandırılmadı hala sanırım bir müdürlükten görüş bekliyorlar. Devletten kiralanan bir alana ruhsat verilememiş. Şu anda en çok biz istiyoruz orayı açmalarını. Ama bir yandan karavanpark açılması yönünde girişim ve yatırımcılarla görüşmelerimiz sürüyor. Etrafı hoyratça kirletenler, çocuklarının kullanılmış bezlerini bile kumsala atanlardan, çöplerini plajları her yerine atanlardan memnun değilim. 

■ Belki belediye için de bir gelir kaynağı olur. 

Gelirinden ziyade önceliğim alanların temizliği. Karavanparklar bu konuda bir düzen getirecektir bölgemize.  

■ Bölgede planlanan yeni turizm yatırımlarınız var mı? 

Çeşme’ye bir büyük turizm yatırımından ziyade farklı alanları zenginleştirerek turizme katkı sunabiliriz. Mesela elverişli bir tiyatro salonumuz yok. Yani şöyle 500-600 kişinin, yaz kış insanların gidip oyunları izleyebileceği, konserlere gelebileceği, kongre yapabileceği bir alanı yok. Çeşme’de bir tane salonumuz var. Ancak sahnesi ve kapasitesi yetersiz. Yaz aylarında soğutması çok yetersiz. Hızlıca renove edilip günümüze uygun bir hale getirilmesi lazım. Oranın renovasyonunu yapacağız. Yeni bir tiyatro salonu yapma hikayemiz olacak; sergi ve tiyatro salonu olarak kullanacağımız.  

Çeşme’de bir vatandaş iyi bir sanatçının buraya gelip dinlemek için ya bir festival dönemini ya da yazı beklemesi lazım. Onun dışında çeşme halkı güzel bir konsere gitmek için İzmir’e kadar gitmek zorunda. Kültür sanat alanındaki etkinliklerin tamamı yerel çabalarla sürüyor. Burada konuşacağımız konu sezonun uzamasından ziyade yılın farklı dönemlerinde turizmi hareketlendirmek olmalı. Çeşme sadece iki ay değil 12 ay boyunca ziyaret edilebilen ve her sezonda farklı odak noktalarına hizmet veren bir yer olsun istiyorum.  

■ Yunan adalarına ilgi arttı biliyorsunuz. Görüştüğümüz kıyı belediye başkanlarının bir kısmı, ‘Buradan giden var ama karşıdan hiç gelen yok” eleştirisinde bulunuyor. Siz buna katılıyor musunuz?  

Bu veriye dayalı konuşabileceğim bir şey. Yıl sonunda çıkar o ortaya. Biz biraz abartıyoruz. Bizde olmayan şeyi övmek üzerine kurulu bir psikoloji var. Yunan adaları ile Çeşme’nin sunduğu turizm hizmeti mukayese kabul etmez. Yunan adaları farklı beklentileri karşılayan bir turizm odağı, Çeşme ise bambaşka bir turizm destinasyonu. Elma ve armutu kıyaslamak gibi bir şey.

■ Ama, bizim kıyılarımızın daha pahalı olduğunu da söyleyenler var…  

10 sene önce de Çeşme, İstanbul’un İzmir’in metropollerinden daha pahalı bir yerdi. Bu bir çok sezonluk yer için geçerli olan bir durum. Çeşme’ye has bir konu değil. Hatırlayın. Lahmacunun 10 lira olduğu yıllarda lahmacunun 50 lira olması konuşulurdu Bodrum’da. Bir de şu an pahalılıktan şikayet ediyorsak bu tartışmayı lokasyonlar üzerinden değil, ülkenin ekonomik durumu üzerinden yapmamız gerekir. Türkiye bugün ev kiralardan başlayarak, yeme-içme, servis, benzin, elektrik ve daha bir çok konuda gerçekten çok pahalı bir ülke oldu. Enflasyonun bu denli yüksek olması sezonluk bölgelerdeki fiyatları da o doğrultuda daha çok etkiliyor. Her bölgenin kentsel dili olmalı.

■ Yüksek katlı binalarla Çeşme ve Bodrum’un yapısal olarak bozulduğundan şikayet ediliyor. Siz buna katılıyor musunuz? 

Evet dokunun bozulduğu bir gerçek. Bence de buradaki en üzücü şey kentin bir dilinin oluşmaması. Eskiden Alaçatı için mesela bölgesel bir dil oturtulmuş. Nedir o? Taş evler. Alaçatı deyince akla ne geliyor? Arnavut kaldırımlarında yürüyüş yapan taş evler arasından sarkan begonvillerin içinde güzel bir yer geliyor aklımıza.  

Şimdi bugün baktığımızda neden mesela Ilıca’nın bir dili olmasın? Neden Çeşme merkezin ayrı bir dili olmasın? Orada Rum evlerinden kalan, çarşıya baktığımızda çoğu hâlâ eski yapılar renove edilmiş, restore edilmiş veya hala bir kısmı eski hâliyle duruyor. Ben şunu söylüyorum, bizim bir kentsel tasarım rehberimiz olmalı ve bu kentsel tasarım rehberi bölgesel olarak çalışılmalı, her bölgenin kendine has bir dilinin oturtulması, bir tabela anlayışının bir ışık anlayışına bir kent düzenlemesi anlayışının oturtulması lazım. Birbiriyle yarışan değil ama birbirinden farklı bir dil oluşturulan cepheler olması lazım. Ben bunu sağlamayı hayal ediyorum. Yani Çeşme’ye verebildiğim en büyük hizmetlerden birinin de en azından geleceğe dönük olarak da bu olduğunu düşünüyorum.  

■ Alt yapı sorunlarına ilişkin ne söylemek istersiniz?  

Çeşme’de alt yapı sorunlarımız oldukça fazla. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Cemil Tugay ve ekiplerine bölgemizden sık sık raporlar veriyoruz onlarda alanda bizlerle büyük özveri ile çalışıyorlar. İZSU ile alt yapı çalışmalarının planlamaları konusunda, İZBETON ile yolların yapımı konusunda sürekli temas halindeyiz. İzmir Gaz ile yaptığımız toplantılar neticesinde, sezon sonu itibari ile Çeşme’de doğal gaz çalışmalarımız başlayacak. Beş yıl içerisinde altyapı sorunlarının çözümlenmesine dair bir çok konuda ciddi yol kat etmiş olacağız. 

■ Çeşmeli olduğunuzu biliyoruz. Sokaklarda gezerken çocukluğunuza dair anılar canlanıyor mu? 

Artık canlanmıyor.  

■ Neden?  

Çünkü bir kere benim büyüdüğüm Ilıca tarafları… Gerçi hala koruyor aynı yapısını ama mesela en basiti biz çocukluğumuzda bisiklet üzerinde gezerdik. Öyle bisiklet yolumuz yoktu ama yediden yetmişe herkes bisiklet kullanırdı. Bisikletle plaja giderdik, bakkala, yemeğe giderdik… Yine Ilıca’da açık sinemaya, bisiklet tepesinde giderdik. Ama şu an en basit bakıyorum benim 12 yaşındaki yeğenimi bisiklete bindiremiyorum. Araçlardan, yoğunluktan da çekiniyoruz. Çok büyüdü Çeşme, dünyanın her yerinden ziyaretçilerin geldiği bir yere dönüştü. Çok fazla alternatif, çok fazla yeni alanın olduğu bir yer artık.  

■ Peki İzmir’de pek çok üniversite var. Gençlerle ilgili de bir festival düşünüyor musunuz?  

Evet. Bu sene değil ama düşünüyorum. Çünkü ben festivallerin daha iyi planlanması gereken şeyler olduğuna inanıyorum. Böyle son dakikaya çok da bırakmadan. Sene başından yıllık festival takviminin yapılıp içeriklerin çalışılması gerektiğine inanıyorum. O zaman daha güzel işler çıkıyor. Her kesime hitap edecek, bölge ekonomisine katkı sağlayacak, otelleri dolduracak ve esnafına iş yaptıracak festivaller planlamak önemli.  

■ Çocuklar için özel projeleriniz olacak mı?  

Elbette. İki tane mevcut alanı dönüştüreceğimiz iki tane de yeni yapacağımız kreşimiz olacak. Yeni yapacağımız projemizi; kreş, park, otopark şeklinde yapacağız. Kamu alanları yaratırken bir den çok ihtiyaca hizmet etmesinin çok önemli olduğuna inanıyorum. Çocuklarımız için ayrıca park, spor alanları, kurslar gibi daha birçok projemiz mevcut. 

 ‘Halk plajından denize girerken görebilirsiniz’

■ Sıcaklar iyice bastırdı. Merak ediyorum hiç denize girebildiniz mi? 

Hayır, hiç fırsatım olmadı. Şikayetim de yok. Sezon, bayram gibi zamanlar en yoğun dönemlerimiz. Geceleri çok geç saatlere kadar çalışıyorum belediyede. Haftaiçi-haftasonu ayrımı zaten yok ve benim çalışma anlayışımda olamaz. Yani bir de tabii kadın yöneticilerin nerede denize gireceği meselesi var maalesef… Ülkemizde kadın bedeni üzerinden tariflemeler kolaylıkla yapıldığından bir erkek siyasetçinin mayo ile görüntülenmesi ile bir kadın siyasetçinin görüntülenmesi aynı şey olmayacaktır. Beş sene içerisinde, günü geldiğinde en çok linci ben yiyeceğim belki ama en azından benden sonra gelecek birçok kadın siyasetçinin önü açılmış olacak.  

■ Sizi halk plajında görebilir miyiz peki?  

Belki bir gün görebilirsiniz tabii ki neden olmasın.  

■ Bir günde kaç saat uyuyorsunuz?  

Yaklaşık 6 aydır 4 ya da 5 saat en fazla.  

■ Dinlenmek için ne yapıyorsunuz? 

Dinlenmek benim için bir şeyler izlemek, kitap okumak demekti genelde… Ama şu an yeni âdetim evin içinde koltuğa uzanıp genelde uyumadan önce hiçbir şey yapmamak ve tavana bakmak.  

■ Sizce kadın ve erkek belediye başkanları arasında iş yapış şekli anlamında fark var mı?  

Böyle bir değerlendirme yapmak için her kadın belediye başkanının ve her erkek belediye başkanının nasıl çalıştığını bilmem lazım. Bilmiyorum. Ben sadece kendi çalışma usulüme ve şeklime kefil olabilirim. Onun dışında çalışmalarını ve tempolarını çok beğendiğim kadın belediye başkanları da var. Erkek belediye başkanları olduğu gibi. Yani bence orada kişinin tamamen kendisine bağlı. Ve tabii cinsiyetinden daha ziyade yöneticilik anlayışına bağlı. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var. Bu tip şeyleri cinsiyet üzerinden tanımlamayı biraz sakıncalı buluyorum. O da aslında başka bir ötekileştirme. Biz İzmir’de 8 kadın belediye başkanıyız. Her birimizin birbirinden ayrı zenginlikleri var. Farklı çalışma stilleri vardır, her biri ayrı kıymetli. Tıpkı erkek belediye başkanlarımızın olduğu gibi. 

21. yüzyılda izmariti yere atmamalısın!

■  Orman yangını demişken, biliyorsunuz Milliyet gazetesi olarak biz de farkındalık yaratmak için “Ormanlarımız Yaşasın” kampanyası başlattık. Biliyorsunuz yangınların %70’i insan kaynaklı çıkıyor…  

Biliyorsunuz dünyada iklim değişikliği gibi bir doğa gerçeği var. Bunu hiçbirimiz yadsıyamayız. Ama bugün Türkiye’de çıkan orman yangınlarının yüzde 70’inin kaynağına bakıyoruz, tamamen insan eli. 21. yüzyılda birine sigarayı yere atmayın dememeliyim. Çünkü zaten atmamalısın! 

■  Yangınlara karşı hazırlıklı mısınız? Eksikliğinizi gördünüz mü?  

Gördük. Eksiklerimizle de ilgili büyükşehir itfaiye daire başkanlığımızla iletişime geçtik. Bu cuma da hatta itfaiye ekipleriyle toplantı yaptık. Tazyikli su tankerlerimiz eksik mesela… Onları alıp, kritik noktalarda konuşlanmak için de harekete geçeceğiz.

Ayrıca vatandaşlarımızı bilinçlendirmek hem afet hem yangın hem de deprem gibi zamanlar için bir gönüllü ekip kuracağız çok yakın zamanda. Kent konseyi altında toplayacağız arkadaşlarımızı ve bununla ilgili sertifikasyona kadar eğitim alabilecekleri kurumlarla iletişime geçeceğiz. Bu tip afet, yangın gibi durumlarla baş ederken sadece yetkili personel değil ama bir gönüllü ordumuzun da olmasını sağlayacağız. 

Çeşmeli kadınlar hediye etti

Takılarınız çok konuşuluyor, hediyeler mi?

Evet. Hepsi Çeşmeli kadınların el emeği hediyesi. Adaylığım süreci ile başlayarak, bugünlere dualar okuyup şans getirmesi için verdiklerinden kolumdan çıkarmıyorum. Hatta Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in de dikkatini çekmiş. Kendisine de anlattım. Normalde batıl inançları olan bir insan değilim, fakat o kadar güzel niyetlerle takıldı ki enerjilerini yanımdan ayırmak istemiyorum.

Kıyafetleriniz de dikkat çekiyor?

Kasti bir şey yapmıyorum. Kendi zevkime göre giyiniyorum. Ve belediye başkanı olmam, keyif aldığım şeyleri giymeme engel bir durum olmamalı diye düşünüyorum. Güne başlarken canım ne giymek istiyorsa onu giyiyorum.

Butiklerden mi giyiniyorsunuz yoksa özel bir tasarımcınız var mı?

Hayır, hiç öyle özel bir şeyim yok. Herhangi bir marka takıntısı olan bir insan değilim. Neyi beğeniyorsam daha çok onu alıyorum.

Manşetler

38 Avrupa ülkesi Çin'i vizesiz ziyaret edebilecek
Kapadokya'yı 10 ayda 1 milyon 322 bin 598 turist gezdi
Uludağ yoğun kar yağışıyla sezonu açıyor
Mudanya, kendi zeytin markasını yaratacak
Pasaport bedeli gelirden çok arttı
SPK'dan Akfen'e şartlı onay!
Schengen vizesi alacak Türk vatandaşlarına yeni kısıtlama
Mövenpick Bursa, İncili Gastronomi Ödülü’nün sahibi oldu
EasyJetwash, marka anlaşmazlığında ödemeyi kabul etti
İspanya'dan bütçe havayollarına 179 milyon avro para cezası