ÖZKAN ALTINTAŞ-TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL- Hayatını kaybeden gazeteci ağabeyimiz Güngör Denizaşan’ın meslek yaşamı, Bâb-ı Âli’de başlamıştı. Kısa sürede cemiyet hayatının vazgeçilmezi olan Denizaşan, sahibi olduğu Gazete 13 ile tanınırdı.
50X70 boyunda pahalı kuşe kağıda basılı tablo gibi büyük fotoğraflarla bezeli prıl pırıl “Gazete 13” ile tek başına yayıncılık yapmıştı. Gazete 13 Türk cemiyet ve iş dünyasının tarihini yansıtan yapısıyla önemli bir yayındı.
Fotoğraf makinesinin marka bölümünün üzerine "Turgut Özal" yazıp o zamanın Cumhurbaşkanına "Senin makinenle seni çekiyorum" diyerek şaka yapmıştı. Turgut Özal, Denizaşan'ın makinesini alarak "Benim makinemle seni çekeyim" diyerek onun şakasına karşılık vermişti. Sadece o mu? Yerli yabancı bir çok liderle, işadamıyla, ünlüyle aynı şaka yollu haberler yapmış ve fotoğraflar çekmişti. Herkesle yıldızı barışık, sevecen ve sevilen bir insandı.
Gazete 13"te Karadenizli işadamları hakkında yazdığı matrak yazılar her sayıda merakla beklenirdi. Herkesin kucağına köpeği Tanti'yi verir "Benim muhabirim Tanti" der fotoğrafını çeker. Sonra fotoğraf altına mutlaka muzip bir şeyler yazardı.
Özeldi ve özel insandı. Onun şaka dolu haberleri herkesin ilgisini çekerdi. Eski bir opera sanatçısı olan Güngör Denizaşan, herkesle dalga geçer, ama kimse ondan alınmazdı. İş dünyasında adeta dokunulmazlığı vardı. Son dönemde gazetesini çıkarmasında en büyük destekçisi Aydın Doğan'dı. Bana "Gazete 13 artık Hüürriyet'in yayını" derdi.
Allah rahmet etsin. Bir dost daha kaybettik. Gazeteciliğin en renkli insanlarındandı ve yeri doldurulmayacak kadar dolu dolu bir insandı
Milliyet'te Atılay Kandemir onun için şunları yazdı.
Düne kadar Güngör Denizaşan demek “Gazette” demek, gazeteci demek, fotoğraf demek, heyecan demek, meslek aşığı demek, duayen demek, arkadaş demek, vefa demek, çaba demek, direnmek demek, örnek insan demek, “Gazete 13” demekti… Bugün ise hüzün demek, özlem demek... Şimdi dost, arkadaş ve birlikte çalışmış olmanın gururunu taşıyan, helal olsun diyen, dostlarından da helallik bekleyen bir yoldaşı olarak uğurlar olsun Güngör abi diyorum.
Çok sevildi, sayıldı
Hikâye, bir zamanlar bizim yokuş Bâb-ı Âli’nin efsanevi gazetesi Akşam’da başlıyor. Güngör Denizaşan elinden hiçbir zaman düşürmediği fotoğraf makinesiyle 17 yaşındayken kapısından girdiği dönemin Akşam gazetesinde, efsanevi patron Malik Yolaç’ın dikkatini çekmiş. Denizaşan iri cüssesi sempatik tavırları, ele avuca sığmayan sempatik hareketleriyle kısa zamanda herkesin sevgilisi oluvermiş. Gazete yönetiminin yanı sıra, gittiği davetlerde cemiyet hayatının pek çok kişisinin ilgisiyle karşılaşmış. Doğaya, hayvanlara ve sanata olan düşkünlüğüyle takdir toplayan genç muhabir, bir yandan çalışırken bir yandan da İstanbul Belediyesi konservatuarının şan ve tiyatro bölümünde eğitim alarak, gazetecilik hayatına farklı bir boyut kazandırmış.
Hayatını adadı
İleriki yıllarda yarım asırlık muhteşem, başarı dolu geçmişini “Gazete 13” olarak taçlandırıp bir dergi çıkaran Güngör Denizaşan, popülaritesini daha da artırmış. İş, sanat, cemiyet ve spor dünyasından efsane isimlerin yer aldığı dergisini, daha sonraki yıllarda “Gazette 13 International” olarak değiştirmişti. Tek başına hazırladığı yayınını zaman içinde çok sevdiği dostu Cahit Uğurata’yla sürdürmüştü. Tüm bu süreç boyunca “Tanti” adlı muzip köpeğini yanından hiç ayırmamıştı.
Güngör Denizaşan yaşının ilerlemesiyle son yayınını birkaç yıl önce 507. sayısında kapatmak zorunda kaldı. Rahatsızlığı boyunca Taksim Talimhane’deki evinde dostlarını kabul eden, ve muhteşem arşivinde son rötüşlerini yapan Güngör Denizaşan’ın Koç Üniversitesi Hastanesi’ne yatmadan önce büyük bir dileği vardı. Güngör ağabey seneler önce ünlü Mimar Hayati Tabanlıoğlu’nun mimarisini üstlendiği Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) açılışında AİDA operasında çektiği, devlet başkanlarından sanatçılara kadar birçok ismi içeren muhteşem arşivini dev foto blokları olarak bastırıp, sergilemek istiyordu. Arzusu, yeni AKM’nin açılışında ve sonrasında söz konusu fotoğrafların sergilenmesiydi. Her şey hazırdı ama olmadı, bu başka hiç kimsede olmayan muhteşem gala gecesinin görüntüleri sergilenemedi. Ustam kısmet değilmiş, çok çaba sarf ettik ama belki bir gün o güzel yerde sergilenir. Ruhun şad olsun…
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyelerinden, 2006 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü ve Sürekli Basın Kartı sahibi Güngör Denizaşan, 18 Kasım 2021 Perşembe günü İstanbul'da yaşamını yitirdi.
87 yaşında hayatını kaybeden usta gazeteci Denizaşan, yaşadığı sağlık sorunları yüzünden 50 yılı aşkın süredir kesintisiz yayımladığı gazetesi Gazette 13'ün basımına ara vermek zorunda kalmıştı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Güngör Denizaşan'ın ölümünün ardından bir mesaj yayınladı.
Mesajda şu ifadelere yer verildi:
"Değerli meslektaşımız Güngör Denizaşan'ı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Mesleğimize uzun yıllar başarıyla hizmet veren Denizaşan'ın ailesinin, dostlarının ve meslektaşlarının acısını paylaşıyor, başsağlığı ve sabırlar diliyoruz"
GÜNGÖR DENİZAŞAN KİMDİR?
1934 yılında İstanbul'da doğdu. Haydarpaşa Lisesi'ni bitirdi. İstanbul Belediye Konservatuarı'nda şan ve tiyatro eğitimi aldı. Gazetecilik mesleğine Türk Haberler Ajansı'nda foto muhabiri olarak başladı. Son Saat, Gece Postası gazetelerinde misyon yaptı. Akşam Gazetesi'nde sanat ve cemiyet muhabiri olarak çalıştı. 10 bine yakın fotoğraftan oluşan bir arşive sahipti. 1967 yılında çıkarmaya başladığı Gazette 13'ü 2019 yılına kadar aralıksız yayın hayatında tuttu. 2006 yılında TGC Burhan Felek Basın Hizmet mükafatı aldı.
Güngör Denizaşan, editörü 'Tatnti Auguri' ile birlikte Habertürk Gazetesi magazin ekinde yıllarca 'mizahi nostalji' köşesini hazırlamıştı.