Uzun zamandır aklıma takılan yarışmalar konusuna, özellikle de yazın yarışmalarına kısaca değinmek istiyorum burada.
Dünyanın her yanında olduğu gibi ülkemizde de kurumlar ve kişiler tarafından çeşitli dallarda irili ufaklı ödüllü yarışmalar düzenlenir ve sonuçları da halkı bilgilendirmek amacıyla değişik yayın organlarından duyurulur.
Bu yarışmalarda beni en çok şaşırtan da; yarışmaya katılan yapıtlar arasında zaman zaman birincilik ödülünü vermekten sarfınazar eden, konularının uzmanı seçkin jüri üyelerinin, "Birinciliğe değer eser bulunamadığından birincilik ödülü bu yıl verilememiştir" gibi akla ve mantığa pek de uygun olmayan bir gerekçeye dayanarak büyük ödülü vermemeleridir.
Bir yarışmada İkincilik, üçüncülük ödülü pekâlâ veriliyor, jüri özel ödülleri ile mansiyonlar yerlerini buluyor da, aynı yarışmada birincilik ödülü yarışmacılardan neden esirgeniyor öyleyse diye sormazlar mı adama hiç? Bazı saygın jüri üyeleri, bir türlü kıyıp veremedikleri birincilik ödülü ile diğer ödülleri dağıttıkları yapıtlar arasında acaba büyük uçurumlar mı görüyorlar? Sizleri bilemem ama bu durumu benim için anlamak gerçekten olanaksız gibi bir şey.
Eğer yarışmaya gelen yapıtların tümü belli bir düzeyin altında kötü ürünlerse; ödüller hâl hatır için verilmemeli ve o yarışma daha işin başındayken hemen iptal edilmelidir.
Yok eğer; yarışma jürisi değerlendirmeyi yaparken; falanca usta yazarın ya da filanca ünlü sanatçının yapıtlarını ölçü olarak alıyorsa; yarışmalarda bu her zaman çok büyük yanılmalara, karışıklıklara ve aynı zamanda haksızlıklara da yol açacaktır.
Sonuçların değerlendirilmesi, salt katılımcıların yarışmaya gönderdikleri yapıtlar arasında olmalıdır. Aksi takdirde, yeryüzünde bugüne kadar düzenlenen hiçbir yarışmada; dahanın da daha iyisi var diye, dünya yazın ve sanat tarihinde köşe taşlarını oluşturmuş ünlülerin ağırlığı nedeniyle, örneğin, bu dünyadan bir Şekspir geçti diye, ne şiir ne de oyun dalında hiç kimselere ödül verilmemesi gerekmez miydi?
***
Baba nasihatı
Türk askerinin K.Irak'tan çekilmesiyle ilgili olarak ABD, "Kararı Türkiye verdi" demiş.
Hayatta siz siz olun; ölene değil öldürene, kararı verene değil verdirene bakın!
***
Alın size cevap
AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu, savaş karşıtı sözleri için şarkıcı Bülent Ersoy'a "Ersoy kadar cesur olsak, biz de bir yanımızı kestirirdik" demiş.
Bu da kestirmeden bir cevap işte!
***
Olacağı
Maliye Bakanı Unakıtan, "Yakında bir vergiyi kaldıracağız" demiş.
Bunlar kaldırsalar kaldırsalar, bazı kullara nasip olan ancak Allah vergisini kaldırırlar!
***
Meşgale
Hitler savaşta Pinokyo çizerek vakit geçirmiş. N'apalım yani?
Biz de türbanla geçiriyoruz!
***
Koyverin gitsin
Doluluk oranı Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaşan cezaevleri alarm veriyormuş.
Af zamanı gelmiş desenize!
***
Laf ola...
Üniversitede çoğunluğu ele geçirdikten sonra türbanlıların, başları açık kız öğrencileri, "Dağdan gelir, taştan gelir, başı açık püsküllü yengem gelir" diye tiye almayacakları ne malûm!