EFES / SELÇUK- Ünlü ressam Boticelli’nin tablosuna konu olan iftiraya uğrayan Büyük İskender’in saray ressamı Efesli ressam Apelles’in adına 40 eserle Efes Müzesinde sergi açan suluboya ressamı Eda Mordeniz “Sergimde Efeslileri temsil ettikleri değerleri hatırlamaları için geçmişte eserleriyle etkili olan, bu topraklarda yaşayan Apelles ile buluşturuyorum” dedi..
GEÇMİŞTEKİ EFESLİLERİ GÜNÜMÜZLE BULUŞTURDUM
Efes Müzesi Hikmet Gürçay Sanat Galerisi’nde 9-20 eylül arası açık kalacak olan suluboya resim sergisinin Efes’te yaşayanların bıraktığı insanı değerlerine karşı sorumluluk olarak gördüğünü belirten Eda Mordeniz şunlarısöyldi: “Apelles adlı suluboya sergimi Efes kentinde de yaşadığı bilinen Apelles’e adıyorum. Amacım, Efeslileri tarihi birer isim olmaktan öte, yarattıkları ve temsil ettikleri değerler üzerinden bu günün insanlarıyla buluşturmaya bir imkan yaratmaktır. Onları isimleriyle gündeme getirerek, varoluşlarının farkına varmak, insani yönlerini imkanlar ölçüsünde tanımak ve hatta onların nasıl insanlar oduklarına dair hayal gücümüzü kullanmaktır. Efesliler de büyüleyici Efes antik kenti kadar gerçek ve güzeldirler. Sanat yoluyla bu güzel insanları anmaya vesile olmayı çok seviyorum. Onlar bize kıymetli birer miras ve emanettir.”
Suluboya sergisi,Efes antik döneme ait suluboya eserler ve sanatçının kendi alanı olan empresyonist çiçekler sergileniyor
EDA MORDENİZ HAKKINDA
Eda Mordeniz, İzmir’de doğdu. Liseyi , AFS bursu ile gittiği ABD’de tamamladı. Daha sonra İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdi. İş yaşamını, İstanbul’da finans sektöründe yöneticilik yaparak tamamladı. Güzel sanatlarla olan ilgisini tüm yaşamı boyunca gerek uygulayıcı gerekse izleyici olarak devam ettirmiştir. Üsküdar Klasik Türk Sanatları Vakfı ve Kubbealtı Akademisi gibi önemli kurumlarda dört yıl klasik tezhip eğitimleri aldı. Tezhip çalışmalarında, sanatın teknik disiplinini, zerafetini ve manevi güzelliğini keşfetti. Kişisel bir tarz geliştirebilmek ve daha özgün çalışmalar yapabilmek amacıyla çeşitli suluboya atölye çalışmalarına katıldı. Fransa’nın Lyon kentinde, Jeanerot Atölyesinde çiçek ressamlığı üzerine workshop’a katıldı. Kadıköy Seven Sanat Galeri sanat atölyesinde suluboya teknikleri kurslarına devam etti. Bütün bu süreçlerde, hayalindeki çiçek yorumları gönlünde şekillenmeye başlamıştı. Hayalperest, coşkulu, çok renkli çiçeklerle tarzını oluşturmaya başladı. Bu tarzda çalışan dünyaca ünlü bir sanatçı olan Alman sanatçı Elke ile tanıştı ve onun adeta kokusunu hissettiğiniz çiçeklerle dolu , renkli, empresyonist sanatına hayran oldu. Almanya’da Elke Atölyesine katıldı ve bir süre onun tekniğini gözlemledi ve birlikte uygulamalar yaptı. Mart 2019 da Suluboya master sanatçı Besnik Xhemaili, “Laleler Sevgilerimle İstanbul” sergisinin Kuratörlüğünü üstlendi. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatar Fakültesi SEM bünyesinde suluboya atölyelerine devam etmektedir. IWS ( International Watercolor Society) Montenegro üyesidir.
EĞİTİMLER
Tezhip. Üsküdar Klasik Türk sanatları Vakfı İstanbul Turkiye
Tezhip. Kubbealtı Akademisi İstanbul Turkiye
Suluboya. Jeannerot Atölyesi Lyon Fransa
Suluboya. Seven Sanat Atölyesi İstanbul Turkiye
Suluboya. Elke Sanat Atölyesi Nuremberg Almanya
Suluboya. Mimam Sinan GSÜ Suluboya Atölyesi İstanbul Turkiye
SERGİLER
5-10 Mayıs 2018 Üsküdar Fikir Sanat Merkezi, Burhan Felek Köşkü “Morsalkımlı Üsküdar”
18 Haziran-30 Haziran Üsküdar Bağlarbaşı Nevmekan Galeri “Üsküdar’ın Çiçekleri”
1 Ekim- 15 Ekim 2018 Efes Müzesi Galerisi, İzmir “Flowers for Artemisia”
3 Mayıs-10 Mayıs 2019 Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Suluboya Atölyesi Karma Sergi
20-27 Ağustos 2019, Uluslaarası Suluboya Sergisi Kosova
Kasım 2019 İkinci Uluslararası Kosova Suluboya Bienali Kosova
9 Eylül-20 Eylül 2019 Efes Arkeoloji Müzesi “Apelles”
4 Nisan-20 Nisan 2020 İstanbul Ticaret Odası, Yeni Camii Hünkar Kasrı Sanat Galerisi
Tarihçi Tolga Mert’in anlatımına bakalım. Apelles, M.Ö 4. YY’da yaşamış Efesli ressamdır. Günümüze hiçbir eseri ulaşamamış olsa bile, Antik Çağ’ın sanat yazarları tarafından öylesine yüceltilmiştir ki, hala o dönemin en büyük ressamı olarak anılır. Rönesans sanatçıları, kopyaları dahi olmayan yapıtlarını kitaplardan anlatılan betimlemeleriyle Apelles’in resimlerini taklit etmek için uğraşmışlar.
Efesli ressam Apelles, Büyük İskender'in resimlerini yapmakla ünlüdür. İskender bu ressamı öyle seviyormuş ki sık sık atölyesine gidip onunla sanatı hakkında sohbet edermiş. Bir gün İskender Apelles’e bir teklifte bulunmuş ve kadınlarından “Pancaspe” adındaki sevgilisini çıplak halde resmetmesini buyurur. Fakat ressam, bu kadına aşık olduğunu kısa süre sonra belli etmiş. İskender’de bunu anlayınca, kendi sanatında bu kadar büyük olan ve herhangi bir zaferden hiçte değersiz olmayan yapıtlarına hürmeten, kadını Apelles’e armağan eder.
M.S yaşamış Romalı Yaşlı Plinius’un “Historia Naturalis” adlı ansiklopedik eserinin 35. kitabının 36. bölümü, 79-92. Sayfaları arasında Apelles’ten bahseder.
Bir anektodunu şöyle anlatmaktadır;
Apelles yaptığı tabloları halka sunup bir perdenin arkasına gizlenerek yorumları dinlemekten çok hoşlanırmış. Böylelikle yapacağı yeni resimler için yeni düşünceler edinmektedir. Apelles' in sergisini gezen bir ayakkabı ustası resimlerin birinin karşısında durarak tablodaki insanların ayakkabıları üzerinde eleştiriye başlar. Ayakkabıcının etrafında toplanan kalabalık merak içinde adamı dinlerken Apelles de gizlendiği perdenin arkasından yapacağı yeni tablolardaki ayakkabı figürleri için söylenenleri can kulağıyla dinler ve bir deftere not eder. Ayakkabı ustası uzmanlık alanının dışına çıkıp resmi sanat açısından ve teknik yönden eleştirmeye çalışıp resimdekilerin bacaklarını alay konusu etmeye başlayınca Apelles perdenin arkasından bağırır: "Efendi haddini bil, çizmeden yukarı çıkma!"
Ressam Apelles'in bu öyküsü unutulmuş olsa da iki kelimelik bir deyime dönüşen haliyle anlatılır durur günümüzde de: "Çizmeyi aşma!
Büyük İskender’in saray ressamı olduğu bilinen ve büyük bir iftiraya uğrayan Apelles’in yaşadıklarını yazan Süryani yazar Lukianos, Rönesans ressamı Botticelli’nin tablosuna esin kaynağı olmuştu. Bunlardan en önemli ise Floransa’da Uffizi Galerisi’nde bulunan 1494-1495 tarihli Botticelli’nin Apelles’e İfti̇ra “Calumny Of Apelles” adlı eseri kendi uğradığı bir haksızlığa da gönderme yapmak veya dönemin güçlü dini lideri Savonarola’nın düşmanları karşısındaki masumiyetini göstermek amacıyla da tasarladığı düşünülüyor.
APELLES KIMDIR?
Apelles Erken Helenistik dönemde yaşamış bir Yunan ressamdır. MÖ 4. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış olan ve Büyük İskender’in saray ressamı olduğu bilinen Apelles rönesans ressamı Botticelli’nin iki tablosuna esin kaynağı olmuştu.
Ancak Apelles’in günümüze hiçbir eseri ulaşmamış olsa da Antik Dönem yazarları tarafından övgüyle bahsedildiği eserleri sayesinde ününü korumuştur.
Onların görselliğinden yoksun kalan Botticelli söz konusu yapıtlarını o resimlerden söz eden klasik yazarların anlatımlarını belleğinde canlandırarak oluşturmuştu.
Özellikle Rönesans döneminde Antik Yunan Roma Dönemlerine duyulan ilgi sebebiyle Apelles’in kitaplarda tarif edilen eserleri Rönesans ressamlarına ilham kaynağı olmuştur.
Apelles rakibi bir diğer ressam Antiphilos tarafından ortaya atılan bir I ftiraya maruz kalmıştır.
İFTİRA
Apelles’in Büyük İskender’in Asya seferinde generallerinden Ptoleme ile birlikte ona eşlik ettiği belirtiliyor. İskender’in ölümünden sonra Apelles’in Mısır, Fenike ve Suriye’yi kapsayan bölgede hüküm süren Ptomele’nin sarayında konuk olduğu anlaşılıyor.
Apelles’in, becerileri çekemeyen ressam Antiphilus, onun hakkında Ptolemy’ye rakibi Fenike valisi ile birlikte suikast düzenlediği iftirasını atar. Apelles söz konusu suikastçı ile hiç buluşmadığı halde Ptolemy tarafından tutuklanır. Yapılan mahkeme sonucunda Apelles’in masumiyeti anlaşılır. Söylentiye göre Ptoleme yaptığından utanarak Apelles’e para ve hediyeler verdi. İftiracı ressamı da onun kölesi yaptı. Serbst bırakılan Apelles uğradığı bu haksızlığı kolayca unutturmamak için olayı alegorik biçimde betimleyen bir eserle ölümsüzleştirdi.
YAZAR LUKIANOS, APELLES’IN RESMINI TARİF ETTİ
Süryani yazar Lukianos, Apelles’in resmini bir eserinde betimledi. Rönesans döneminde Yunanca’dan Latince’ye çevrilen bu eser Rönesans ressamı Botticelli’ye kendi versiyonunu yapmak için ilham verdi.
Lukianos’un tasvirine büyük ölçüde bağlı kalan Botticelli eserde aynı karakterleri tarif edilen biçimde kullandı. Onları gösterişli biçimde süsledi ve bir avlu ile dışarı açılan bir taht odasına yerleştirdi.
BOTİCELLİ NİN TASVİRİ
Eserin ortasında, yerde hemen hemen çıplak biçimde sürüklenen iftiranın “Kurban”ıdır. Kurban’ın ayakları çarmıha gerilmiş gibi çaprazlandı. Ellerini dua eder biçimde birleştiren Kurban, tanrılardan yardım diliyor. Kurban’ı saçından çekerek sürükleyen figür “İftira”dır. Son derece güzel bir genç kız olarak betimlenen İftira, güzelliği ile karşısındakileri büyülerek gücünü gösterir. Hırslı İftira Kurban’ı bir eliyle saçlarından çekerek hızla sürüklüyor, diğer elinde ise olayı aydınlatacak deliline işaret eden bir meşale taşıyor.
KRAL MIDAS GIBI
İftira’nın hemen yanıbaşında ona yardım etmek için koşuşturan iki kadın figürü bulunuyor. Sarı-kırmızı giysiler içinde elinde çiçeklerle gelen “Komplo” ve bu çiçekleri İftira’nın başına yerleştirerek onu süsleyen “Sahtekarlık”. İftira’nın hemen önünde bulunan kahverengi eski giysiler içindeki sakallı adam “Garez”dir. İftira’nın meşaleli elini tutup onu öne çıkarıp, krala sunuyor. Bir yandan da elini krala doğru uzatan Garez, kralın görüşünü de kapatıyor.
En sağdaki yüksek tahtta tacı ve asası ile oturan “Kral”dır. Kral tıpkı Yunan Mitolojisi’nin ünlü hikayesindeki Kral Midas gibi eşek kulaklarına sahip bulunuyor. Dolayısıyla muhakeme yeteneği oldukça zayıftır. Tahtın her iki yanında duran “Bilgisizlik” ve “Kuşku” kralın kulağına fısıldayarak onu etkiliyorlar. Kral bir eliyle Kurban’a doğru yönelmiş olsa da bakışlarını yere doğrultmuş, olayı göremiyor.
BOTICELLI’NIN VENÜS’ÜN DOĞUŞU ESERINDEKI GIBI
Karalar içinde yas tutan “Pişmanlık” yaşlı gözlerle pişmanlık içinde iki büklüm olmuş, dönüp arkasındaki çıplak kadın figürüne bakıyor. Bu en arkada kalmış kadın figürü “Gerçek”tir ve en sonda kaldığı için ortaya çıkması zaman alıyor. Tüm çıplaklığı ile seyircinin karşısında olan Gerçek, Kurban’ın masumiyetini bilen tanrılara işaret eder şekilde gökyüzünü gösteriyor. Gerçek figürünün Boticelli’nin Venüs’ün Doğuşu eserindeki Venüs’le benzerliği gözden kaçmıyor.
RÖNESANS MIMARISI
Olayın geçtiği mekan Rönesans mimarisini gösterişli biçimde yansıtıyor. Taht odasını oluşturan mermer kolon ve kemerler altın renkli rölyefler ve istiridye deseni bezeli nişlerle süslenmiş. Rölyefler üzerinde antik mitlerden örnekler, Yunan mitolojisi kahramanlarının hikayeleri ve savaş sahneleri yer alıyor. Öte yandan, nişlerin içine yerleştirilmiş mermer heykellerin hareketlenerek ortamdaki olayı takip ettikleri görülüyor.