ABDURRAHMAN BÜYÜKKESKIN
SIDE-MANAVGAT/ANTALYA - Antalya Birlikte Yaşam Kültürü ve Entegrasyon Platformu Başkanı ve Alman ve Avrupa turizmi uzmanı turizmci Erol Güldal, dünyada plansız turizm yatırımı yapan tek ülkenin Türkiye olduğunu belirtiyor..
Turizmci Erol Güldal, '' Almanya ve tüm Avrupa ülkeleri belediyelerinde ''turizm yatırımı masası'' bulunuyor. Belediye meclisinin onaylamadığı hiçbir proje yatırımına izin verilmiyor. Bizde bu olmadığı için 20 yıl aynı otelin aynı odasında tatil yapan bir Alman turist sezonda tatile geldiğinde kaldığı otelden denizi göremiyor?. Nedeni için Alman turistin yıllardır tatil yaptığı otelin yanı başına yeni bir otel dikilmiş.
Pandeminin dünya ve Türkiye turizminde de kronik hale gelmiş sorunları çözümü ve halı altına süpürülmüş olan gerçeklerle yüzleşmeyi de beraberinde getirdiğini belirten turizmci Erol Güldal, '' Senin ülkene evrensel hukuk normları, kişi hak ve hürriyetler noktasında zirve olan kişi başı milli gelirin demokratik değerlerle doğru orantılı olarak gören ve bir yılda kişi başı kitap okuma senden 23 kat daha fazla kitap okuyan ülke vatandaşlarını beş yıldızlı otellerinde ağlayacaksın, bir Alman edebiyatının önemli ismi Goethe'nin herhangi bir eserini okumayacaksın sonrada Alman turizmine yönelik otel yapacaksın.
Bu tür düşünceler çok yanlış. Turizmin temelini kültür,tarih,arkeolojik varlıklar ile bir ülkenin demokrasi çıpası, hukukun Avrupa Birliği(AB) uyum yasaları ile uyumlu, yatırım hürriyeti, düşünce, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü barometresidir. Bu bağlamda turizmde rakip olan Portekiz, İtalya, Güney Fransa, Yunanistan ve İspanya ya göre çok gerideyiz. Dünyada en fazla tatil yapan millet Almanlar, 1994-2006 yılları arası Antalya gelen entelektüel birikimi yüksek, maddi gelir grubu yüksek yapılan yanlışlıklar nedeni ile İspanya, İtalya, İtalya, Fransa'ya kaptırdık. Bu noktada bazı kuyumcu, deri ve halıcıların hatası turizmci esnafına çok büyük zararları oldu. '' şeklinde konuştu.
Pandemi döneminin Antalya turizminin zoraki olarak röntgeninin çekildiği bunun iyi analiz edilmesi halinde yaşanan sıkıntıların teşhisinde kolaylık olacağını vurgulayan turizmci Erol Güldal, ''Hayatında Alman edebiyatçı Goethe yi okumayan biri Alman turizmle ilgili yatırım yapmamalı. Yine hayatında Fyodor Dostoyevski'nin Suç ve Ceza Sını okumayan Rus turizmine yönelik yatırım yapmamalı. Sürdürülebilir turizmin temelini kültür oluşturur. Antalya'da deniz, kum ve güneş konseptinde otel yapımında doyuma ulaştı. Antalya kitle turizminde 40 yıl önce 5 bin yatakla başladığı turizm yolculuğunda bugün 650 bin yatak kapasitesine ulaştı. Antalya kitle turizminde yeterli doyuma ulaştı. Fakat inadına her yıl 30-40 bin yatak artışına bağlı otel yapılıyor. 11 yıl önce eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Manavgat Evrenseki bölgesinde sağanak yağmur yağışı sonrası su basan otelleri ziyaret ettiğinde dib dibe yapılmış otelleri görünce; öyle oteller yapılmış ki bir Alman turist diğer otelin balkona atlayacak mesafede. Böyle bir otelcilik ve turizm anlayışı olamaz demişti.' ifadesinde bulunduğunu hatırlattı.
58 yaşındaki turizmci dünyanın 180 ülkesinden 140'ı gezip turizm yatırımlarını yakından inceleme fırsatı bulduğunu anlatan turizmci Erol Güldal, turizm yatırımlarında planlama yapmayan tek ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. Türkiye'de turistik tesis ile turistik işletme açmanın temel mantığının, '' Bak falanlar bie sezonda butik, tekstil, deri, hediyelik eşya dükkanı açmış şu kadar milyon Euro para kazanmışlar; o zaman bizde aynı dükkandan açalım. ''' düşüncesine bağlı yatırım yapıldığa dikkat çeken Erol Güldal, turizmde yumurtaları tek sepete koyma anlayışı çok yanlış bir düşünce olduğunu kaydetti. Antalya'da bir otel yatırımcısının 3-4-5-6 adet grup oteli var hepside deniz, kum ve güneş turizmi konseptinde olduğunun altını çizen Güldal şu bilgileri verdi:'''Turizm sektörünün yaşadığı sıkıntılar sadece pandemi den değil turizmi etkileyen dış politika zaafları ve yanlışlıkları da var. Neden turizm gelirleri önemlidir sorusunu cevaplamak lazım. Hem istihdam hem de gelir bakımından önemli bir sektör. Asıl önemlisi turizm gelirleri döviz üzerinden olduğu için özellikle dış ticaret açığı üzerinde önemli bir etkisi vardır. Nitekim geçmiş yıllara baktığımızda dış ticaret açığına önemli bir katkısı olduğunu görüyoruz. Dış ticaret açığının daha ciddi boyutlara ulaşmasını engelleyen en önemli nedenlerinden birinin turizm gelirleri olduğunu görüyoruz. Bu ilişkinin giderek zayıfladığını söylememiz lazım. 2020 yılı itibariyle baktığımızda turizm gelirlerinin dış ticaret açığına katkısı ortalama yüzde 50 civarında iken yüzde 24’lere kadar düşmüştür. Dış ticaret açığının kapanmasını katkıda bulunan turizm gelirleri, dış ticaret açığının finansmanı ile ilgili sıkıntıların giderek büyüyeceğini söylüyor. 2020 yılı itibariyle baktığımızda 50 milyar dolar civarında dış ticaret açığı var. Milli gelirimize oranlarsak bu yüzde 6-6,5 gibi bir sorun teşkil ediyor. Bu ülkenin dış borçlarının çevrilmesiyle ilgili önemli bir alarm. Yüzde 5-6 üzerindeki her oran aslında ülkenin dış borç ödeme kabiliyetinin daraldığını söylüyor. Bu doğrudan doğruya CDS primlerinin artmasına neden olacak bir eğilimi gösteriyor. Bunun sonucunda da daha yüksek borçlanma maliyetlerine katlanmak zorunda kalacağımızı söylüyor.Doğrudur, turizm sektörü yatırımcıları zor durumdadır ama sonuçta belki onlardan daha fazla zor durumda olanların turizm ve diğer sektörlerdeki çalışanlar olduğunu da unutmamamız lazım. Nitekim bu anlamda baktığımızda 2019 yılında 1 milyon 700 bin olan çalışan sayısı 2020’de 1 milyon 377 bine düştü. Turizm sektöründe 400 bine yakın iş kaybı var. Başka sektörlerde de benzer durumlar söz konusu. Dolayısıyla önlemleri konuşurken işverenleri de dikkate alalım ama çalışanları da dikkate alan öneri paketi getirelim. Turizm sektörünü yakın plana alan, turizm sektöründeki acil sorunları yönetmeye dönük acil bir eylem planı hazırlanması gerektiğini düşünüyorUM. Sektörde bütün tarafların katkıda bulunacağı bir komisyon veya konsey gibi yer alacağı şekilde yapılması gerekiyor.Turizm sektörünün borçları faizleri silinecek ertelenmeli çalışanlar da aylık 3 bin lira destek verilmeli.Turizm sektörüne yatırımcılar açısından baktığımızda bankalara 135 milyar lira borçları olduğu görülüyor. Bu borçların faizlerinin sıfırlanarak ötelenmesinde büyük yarar olduğunu düşünüyoruz. Turizm sektöründe yatırım yapanlar gelirlerini kaybettiler ve en azından faizlerin silinerek borçlarının daha iyi bir döneme ötelenmesinde büyük yarar var. İşsiz kalmış olanlara da en azından 3 bin lira doğrudan gelir desteği verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. ''