RİGA / LATVİA- Türkiye’nin Ortadoğu, Körfez ve Kuzey Afrika, Uzakdoğu ülkeleri pazarının güçlü acentesi, Mercan Turizm’in Başkanı Dr. Cüneyt Mengü Latvia’nin Riga şehrinde katıldığı The 4th Eurasian Conference on Language and Social Sciences (ECLSS 2018b)toplantısında “Türkiye turizminin geleceğine ilişkin yaklaşımlar” başlıklı konuşmasında gerçek istatistiki değerlere dayanarak “Türkiye’nin 2023 yılında 65 milyon turist alacağı kuvvetle muhtemeldir” dedi.
Dr. Mengü, önemli kaynaklardan aldığı verilerden faydalandığını belirterek tablolar eşliğinde konuşmasını yaptı. Dr. Mengü Türkiye’nin turizm geleceğinin herhangi bir engel çıkmadığı takdirde parlak olduğunu belirterek, araştırma sonuçlarına göre normal şartlarda 2023 yılı için “mücbir sebepler” olmaksızın kötümser 60.5, olağan 80.5 ve iyimser 110 milyon turist hedeflendiğini belirterek: “Ancak, 2016 yılında Türkiye'de yaşanan olumsuz olaylar nedeniyle 2023 yılında ülkemize turist gelişi bize göre karamsar hedefimiz olan 60,5 milyon ile en fazla 65 milyon arasında olacağı kuvvetle ihtimal dâhilindedir” dedi.
Dr. Mengü, önümüzdeki yıllarda herhangi bir “Mücbir Sebep” faktörünün ortaya çıkmaması halinde tahminlerinin mümkün olacağını belirterez “Bu arada 1-3.Kasım.2017 tarihinde yapılan 3.Turizm Şurası sırasında alınan kararlarının da gözden geçirilerek günümüz şartlarına göre uygulanması yararlı olacaktır”şeklinde konuştu.
Latvia’nın Riga kentinde Daugavpils University, Universitiy of Roehampton-London, Abay Kunanbayev’in kurduğu Kazakh National Pedagogical University, Yenilikçi Adımlar Derneği, şimdiki Rusya’nın ilk devlet başkanı Yeltsin’in kurduğu Ural Federal University işbirliğinde düzenlenen “Eurasia Conference on Language Social Sciences” toplantısına katılan Mercan Turizm’in Başkanı Dr. Cüneyt Mengü, “Türkiye’nin turizmde geleceğinin parlak” olduğu mesajını verdi. Dr. Cüneyt Mengü’ye konuşmasından sonra organizasyon komitesi tarafından teşekkür edilerek sertifika verildi.
TÜRKİYE TURİZMİ HAKKINDA ÖNGÖRÜLER
UNWTO verilerine göre) uluslararası turist çıkışlarının 2000 yılından başlayarak her yıl % 4-5 artarak son derece yüksek bir ivmeyle büyüme kaydetmesi ve önümüzdeki yıllarda da artışların aynı seviyede süreceğinden hareketle turizmde ülkelerin rekabet içinde olacaklarını anlattı. Turizmdeki ülkelerarası rekabet içinde Türkiye’nin bazı önlemler alması gerektiğini anlatan Dr. Mengü yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
Bu bağlamda aşağıda gösterilen önerilerin dikkate alınması Türk Turizminin 2023 yılı hedefinin yol haritasının önemli bir bölümünü teşkil edecektir:
• Türkiye’nin bugünkü mevcut genel yatak kapasitesi 1,2 milyon civarındadır. Bu husus ile ilgili olarak tarafımızdan yapılan başka bir araştırmamızın sonucuna göre 2023’e kadar en az 1 milyon 800 bin seviyesine ulaşacağı öngörülmektedir.
• Turist gelişlerinin küresel manada sağlanması konusunda her bir ülke için farklı turizm stratejisi uygulanmalı ve ihtiyaçlar ona göre tespit edilmelidir.
• 2023 hedefine yönelik olarak mevcut havalimanlarımızın kapasitesi yeterli olacaktır. Ancak, özellikle marka kent olma yolunda ilerleyen İstanbul ve Antalya’nın önümüzdeki dönemlerde herbirinin 15 – 25 milyon aralığında turist kabul edeceği göz önünde bulundurularak “Destinasyon Yönetimi İlkeleri” dikkate alınarak gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
• 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Yasası, bugünkü haliyle yeterli olmamakta ve 2023 hedefine hizmet etmemektedir. Önerilen yasa tasarılarına bakıldığında genellikle outgoing konusunda uzmanlaşmış acentalara yöneliktir. Oysaki, döviz getirici nitelik taşıyan ve gerçekten konusunda uluslararası arenada uzmanlaşmış olan incoming acentalarına belirli kriterler doğrultusunda yasada geniş yer verilmeli ve teşvik edilmelidirler. Bu arada tur operatörlüğü yasasının da mutlaka çıkarılması yararlı olacaktır.
ŞEHİRLEŞME DÜZENLİ OLMALIDIR
• Turizm şehir içi trafiği ile iç içedir. Türkiye’nin büyükşehirleri ve özellikle mega kent İstanbul’un trafik sorunu mutlaka çözülmelidir. Aksi takdirde bugünkü İstanbul’un trafik durumuyla önümüzdeki yıllarda hedeflenen turist akışına cevap vermesi mümkün olamayacaktır. Üçüncü Boğaz Köprüsü (Yavuz Sultan Selim) ve Marmaray projeleri gibi alternatif projelerin hayata geçirilmesi faydalı olacaktır.
• Türkiye’nin ve özellikle İstanbul’un konaklama konusunda arz-talep dengesini dikkate alarak çalışmaların yapılması ve özellikle İstanbul’un Avrupa yakasındaki otel yapımları planlı ve programlı şekilde gerçekleştirilmelidir.
• Doğu Marmara Bölgesi ve Trakya’nın turizmde İstanbul’a destek olmaları adına bu bölgelerin yatırımlarla teşvik edilmesi ve yeni yapılacak otellerin Doğu Marmara Bölgesine ve Trakya’ya kaydırılarak hem İstanbul’un yükünün hafifletilmesi hem de, bu bölgelerde turizm adına fazla tanıtılmamış güzelliklerin turizme katılması gerekmektedir.
• Önümüzdeki yıllarda özellikle İstanbul için Kruvaziyer turizminin geliştirilmesi yararlı olacaktır. Ayrıca Kruvaziyer turizminin geliştirilmesi konusunda mevcut Galata Limanı’nın bir an önce hizmete alınması gerekmektedir.
• İstanbul gibi diğer turistik büyük şehirler için metro sistem ağının yanı sıra toplu taşıma amaçlı hafif raylı sistemlerin inşa edilmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir.
• Dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin 1.4 milyar nüfusu ile Dünya turizminin en çok dikkat çeken ülkesi konumundadır. Hâlihazırda Çin’den her yıl yaklaşık 180 milyon kişi yurtdışına seyahat etmektedir. UNWTO raporlarına göre Çinliler en çok para harcayan turistlerdir. Bu bağlamda Çin’in ileriki yıllardaki turistik çıkış potansiyeli göz önüne alındığında Çinli turistleri ülkemize çekmek adına sistemli tanıtım programları yapılmalıdır.
• Turist girişini arttıracak en önemli unsurlardan bir tanesi de çok uluslu sportif faaliyetlerin ülkemizde yapılması ülkemizde yapılabilecek bir olimpiyat veya dünya kupası organizasyonu turist gelişini sadece bu organizasyon esnasında değil ondan sonraki yıllarda da belli bir ivme ile attıracaktır.
• Ülkemize yurt dışından gelen turistlerin büyük miktarı deniz, kum, güneş olarak tabir ettiğimiz tatilci potansiyelidir. Bunun yanı sıra birçok medeniyetin yer aldığı ve binlerce yıllık tarihi olan Anadolu’muzun kültürel ve inanç turizmine daha çok önem verilmelidir.
• Turizmin her kolunda gerekli olan hizmet ve servis anlayışını, gelişen teknolojilerle destekleyerek geliştirmemiz gerekir.
• Yurt dışında yazılı ve görsel medyaya büyük önem verilmelidir. Kaliteli tanıtıcı programlar yapılmalıdır.
• Yurt içinde ve özellikle yurt dışındaki tanıtım faaliyetlerinde devletimiz gerçek pazarlama ayağını desteklemelidir.
• Kongre turizmi desteklenmeli ve güçlendirilmelidir.
• Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde incoming yapan seyahat acentaları ve tur operatörleri arasından seçilecek kişilerden oluşan danışma kurulunun yer alması,
• Otellerimizde uygulanan yıldızlama sisteminin yeniden ele alınması ve dünya sıtandartlarına göre yeniden yıldızlama yapılması,
• Uluslararası alanda tutarlı, anlamlı ve çekici bir Türkiye markası yaratmaya yönelik tanıtım stratejilerinin geliştirmesi ve uygulanması,
• Turizmde ucuz ürün yerine pahalı ve markalaşan ürünleri öne çıkararak kişi başı döviz girdisi arttırma yönünde çok ciddi çalışmaların yapılması ve nitelikli turist sayısının arttırılması,
TURİZMDE AR-GE’YE ÖNEM VERİLMELİDİR
• Turizmde Ar-Ge ye önem verilmesi ve geliştirilmesi yönünde çalışmalar yapılması, Kamu ve özel sektör örgütlerinin katılımı ile Ar-Ge Merkezlerinin oluşturulması, istatistiklerin izlenmesi ve değerlendirilmesi,
• Bilhassa İstanbul başta olmak üzere turistlerin ilgi odağı olan şehirlerimizde çarpık kentleşme ve yapılaşmayı önleyen, bozulmuş kent ve çevre görünümünü iyileştirecek uygulamaların hayata geçirilmesi,
Turistlerin seyahatleri esnasında çok daha rahat anlayabilecekleri “Turizm Gelişim Koridorları” oluşturulması (ipek yolu koridoru, inanç koridoru, yayla koridoru, kültür koridorları, Hristiyanlığın yayılış koridorları gibi )
SAĞLIK TURİZMİNDE ÇOK DİLLİ ÇALIŞMA YAPILMALIDIR
• Sağlık turizmi kapsamında Merkezi Hekim Randevu Sistemi'nin (MHRS) farklı yabancı dillerdeki uygulamaları gerçekleştirilmeli. Türkiye'de sağlık turizmi kapsamında tedavi görmüş yabancı hastaların devamlılığının ve aidiyetinin güçlendirilmesi için onlarla iletişim kurulması,
• Termal turizm tesislerinin, hastaneler, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezleriyle iş birliği yaparak faaliyet göstermesine yönelik destek mekanizmalarının planlanması,
Turizmde süreklilik birinci kuraldır. Turizm mevsimsel değil tüm yıla yayılmalıdır. Ülkemiz dünya ülkeleri arasında mukayeseli üstünlüğünü devam ettirmelidir.
TÜRKİYE’YE GELEN TURİST SAYISINDA YÜZDE 30 DÜŞÜŞ YAŞANDI
Dr. Cüneyt Mengü konuşmasında Türkiye turizminin 2023 geleceğine ilişkin yaklaşımlar konusuna değinerek görüşlerini şöyle özetledi:
Türkiye 2023 yılında Cumhuriyetin kuruluşunun 100. Yıldönümünü kutlayacak. Bu sebeple 2005 yılından beri Türkiye’nin turizmde 2023 hedeflerine ilişkin çeşitli kuruluşlar tarafından farklı tahminlerde bulunulmaktadır. Yapılan tahminlerin hangi araştırma metotlarına dayandırıldığı belirtilmediği gibi bazılarında da belirledikleri hedeflere göre yüzdesel aritmetik ortalama kullanıldığı müşahede edilmiştir. Tarafımızca 2006 yılında yapılan ekonometrik analizi ile tek değişkenli regresyon öngörü (aralık ve nokta tahminleri) modeline göre dünyada yıllar itibariyle gerçekleşen ve 2023 yılına kadar tahmin edilen global uluslar arası turist çıkışlarına göre ülkemize yurtdışından gelen turist sayısının tahmini yapılarak bir projeksiyon oluşturulmuştur. Yaptığımız bu araştırma sonuçlarından anlaşıldığı gibi 2006 – 2015 yılları arasında ülkemize gelen turist sayılarının bahsi geçen yıllarda öngörülen sayılarla hemen hemen aynı, hatta olağan beklentiler düzeyinde olduğu görülmüştür. Ancak, 2016 yılında ülkemizde meydana gelen olumsuz olaylar sonucunda bir önceki yıla göre Türkiye’ye gelen turist sayısında % 30 oranında düşüşün yaşanması projeksiyon çalışma sonuçlarımızı olumsuz yönde etkilemiştir. Bu çalışma kapsamında tarafımızca yapılan öngörü analizlerinde görüleceği üzere Türkiye’nin 2023 hedefi ile ilgili olarak yıllar itibariyle normal akışı içerisinde elde edilen sonuçların yanı sıra “force majeure” kaynaklı gerçek ve tahmini rakamların karşılaştırılmaları sonucu kötümser, olağan ve iyimser beklentiler elde edilmiştir.
DÜNYA TURİZMİNE BAKIŞ
Dr. Mengü açıklamasında dünya turizminde yaşanan gelişmeleri ise şöyle özetledi:
Uluslararası turizm endüstrisi ekonomik yaşamın vazgeçilmez faaliyet alanlarından birisini teşkil etmektedir. Bu endüstrinin makro ekonomiye etkilerini üç başlık altında toplamak mümkündür:
- Öncelikle ekonomik büyümeyi desteklemektedir.
-Dış ticaret açıklarının kapatılmasında son derece önemli bir ekonomik enstrüman konumundadır.
-Bacasız sanayi de denilen uluslararası turizm gerek doğrudan, gerekse dolaylı olarak toplam istihdam konusunda yadsınamaz bir öneme sahiptir.
Bu nedenle öncelikle de çağımızın en önemli sosyal sorunlarından birisini teşkil eden işsizliğin azaltılmasında çok önemli bir araç konumunda olduğu görüldüğü gibi öte yandan turizm faaliyetlerinin ekonomik getirisinden dolayı uluslararası turizm endüstrisinde dünya ülkelerinin ilgi odağı olmuştur.
Uluslararası turizm dünya genelinde politik, demografik, çevresel ve sosyo-kültürel olaylardan doğrudan etkilendiği gibi dünya milli gelir üretiminde kimya ve otomotiv sanayisinden sonra üçüncü sırada yer alması dikkat çekici bir gelişmedir.
Öte yandan, küreselleşmenin sonucu olarak dünya daha da küçülmeye başlamış ve insanlar uzak mesafelere seyahat etme eğilimine girmişlerdir. Bu gelişmenin nedenleri arasında harcanabilir kişisel gelirin artması, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler