Dört saat süren çipli pasaport eziyeti

Özkan Altıntaş

Eşimin pasaportunu uzatmak için Kadıköy Emniyet Amirliği Pasaport Müdürlüğü’ne başvurduk.
Ancak eşimin pasaportunun 10 yıl öncesine ait olduğu ve Avrupa ülkelerinin 2000 yılından önce alınan pasaportları kabul etmediği belirtilerek yeni pasaport çıkarması gerektiği bildirildi. Özellikle Fransa böyle pasaportlara sorun çıkarıyordu.
Alınacak yeni pasaportta mecburen çipli olacaktı.
Neyse 3 yıllık uzatma bedelini ve pasaport cüzdan bedeli olan 50 lirayı bankaya yatırıp makbuzlarla ve gerekli pasaport şubesine gittik.
Eşimin parmak izlerinin kaydını aldıktan sonra internetten randevu almamız gerektiği bildirildi.
İnternete girdik ve 30 Temmuz saat 12.00’ye randevu aldık. Bir hafta sonrasını sabırla beklemeye başladık.
Gün geldi. Eşimle pasaport şubesine gidecektik ki oğlum: “Arkadaşlarım gitmiş. Sistemler kilitlenmiş. Pazartesi gelin demişler. Ona göre gidin” dedi.
Buna rağmen biz gittik. Pasaport şubesinin kapısından güvenlik aramamız yapıldıktan sonra 12.00’ye çeyrek kala girdik.
Pasaport bölümü salonunda oturma yerlerinde bir sürü insan oturuyordu. “Çipli pasaport” yazılı gişelerin arkasında polisler bilgisayarın önünde oturuyorlardı. Sağdaki ekranda ise bazı kişilerin isimleri yazıyordu. Herhalde sırası gelenin adı yazılıyor diye koltuklara oturup beklemeye başladık.
Ortada bir anormallik yoktu. Ama gişelere gidende yoktu. Dayanamadım gidip sordum. “İşlem yapılmıyor mu?”
”Sistem kilitli” dediler.
”Kim kilitledi?” diye sordum.
”Bizden değil Ankara’dan. Bizde açılmasını bekliyoruz” dediler.
”Ne kadar sürer” dedim.
”Bilmiyoruz” dediler.
Çaresiz gidip durumu eşime anlattım ve salonda bekleyenlerin arasında bizde oturmaya başladık.
Bu arada çipsiz pasaportların işlemleri sürüyordu. Pasaportunu veren öğleden sonra alıp gidecekti. Ama çipli pasaportun böyle bir şansı yoktu. Çipli pasaport teknoloji kurbanı idi…
Sıkıntı içinde elime geçirdiğim gazeteyi 4 defa okudum. Sonra eşim okudu. Bulmacalarını çözdü. Zaman bir türlü geçmek bilmiyordu.
Saat 13.00’te polisler “Yarım saat ihtiyacınızı görün gelin. Belki sonra açılır” dediler.
Çıktık bir yerlerde bir şeyler yedik.Her an açılır diye yarım saat dolmadan salona döndük.
Sıkıntılı saatler yeniden başladı.
Bu arada pasaport şubesine eski pasaportlarını uzatmak için veya yeni pasaport almak için gelen bir sürü arkadaşımı gördüm. Onlar şanslıydı. Eşimin pasaportu gibi eski pasaportları yoktu. Sabah verenlerin öğleden sonra pasaportlarını alıp gittiklerini gördük.
Ama çipli pasaporttan ses seda yoktu…
Saat 15.00 civarında birdenbire hareketlenme başladı. Yanımda oturan kişi fırlayıp gişeye gitti. Aldığı haberle yüzü gülerek yanımızda oturan eşinin yanına geldi ve “Oh” Çok şükür gelmiş” dedi.
Ortalıktan kaybolan polisler bilgisayarların başına oturdular. Ekranda isimler birer birer yazılmaya başlandı. Sistemin çöktüğü yerde adımızın çıkacağını ummuyordum. Gidip polislere sordum. “Adınız çıkacak” dediler. Ben kıvranırken eşimin adı ekranda görüldü ve gişeye gittik. Evrakları teslim ettik.
Polis saatlerce beklediğimiz işlerim bir dakikada bitirdi.
”Pasaportumuzu ne zaman alacağız?” diye sordum.
”Ankara’dan evinize postayla gelecek” dedi.
”Ne kadar da gelir?”
”Bir haftada…”
Bu bir haftada sözü aklıma çok şey getirdi. Ama polise söylemedim. Çaresiz oradan uzaklaştık.
Yaklaşık 4 saat süren çipli pasaport eziyetinden kurtulmuştuk.
Yol boyunca yurtdışında yaşayan 4 milyona yakın vatandaşımız aklıma geldi.. Hastası olan, cenazesi olan veya acil başka işleri olan vardı. Bu bir hafta neyin nesi oluyordu. Eskiden sabah verip akşam alıyorduk. Teknoloji geldi, süre bir haftaya uzadı. Bugün yaşadıklarımızdan sonra o bir haftanın bir ay olmayacağını kim garanti edebilirdi? Kime hesap sorulacaktı. Böyle bir makam yoktu.
Sorarsanız son teknoloji kullanıyoruz.
Hayır kullanmıyoruz.
Herhangi bir konsolosluğa vize için gidiyorsunuz. Adamlar saat dakika vererek iş yapıyorlar. Kullandıkları bizim internetimiz ve bizim imkanlarımız. Bizim imkanlarımızı bizden iyi kullanıyorlar.
Biz ise teknolojik eziyeti çok iyi yapıyoruz.
İçişleri Bakanı’nın giderek makamında Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a çipli pasaportlarını teslim ettiği fotoğraflar gözümün önüne geldi.
Bizim eve de acaba bakan mı gelecekti?
Nerede o günler…
Bu duruma bakılırsa Türkiye’de çipli pasaport eziyeti uzun süre sürecek.
Allah hepimize kolaylık versin