Adalet anlayışının tartışıldığı ve hükümetin “İnsan Hakları Eylem Planı hazırlıyoruz” diyerek “Kamu gücü özgürlükleri daraltmaz, korur” gibi süslü sözler söylediği bir dönem yaşıyoruz.
Hatta söylemler arasında herkesi şaşırtan şu başlıklar bile var:
“Adalet, özgürlük, eşitlik, insan haklarına dayanan normlar sistemi”, “Adalet yoksa tüm imkanlar zulüm aracına dönüşür”, “Adalet, masumiyet karinesine sahip çıkan hukuk düzeniyle sağlanır”, “Aynı şekilde adalet, kamu hizmetlerinin erişilebilir, hesap verebilir, eşit, şeffaf ve adil bir şekilde sunulduğu, refahın toplumsal tabana yayıldığı kuşatıcı bir yönetimi ifade eder.”, “Kamu gücü özgürlükleri daraltmaz, korur”
Aslında gerçekleşirse bunların hepsi doğru ve çağdaş toplumlarda uygulanan adalet, demokrasinin temel unsurlarını oluşturan bu ilkelere sahiptir.
Bu sözler aklıma Fransız Devrimi’nden ilham alan İttihat ve Terakki iktidarının sloganlaştırdığı Hürriyet, Adalet, Eşitlik (Müsavat) ve Kardeşlik (Uhuvvet) kelimelerini getirdi.
Ayrıca bu sözlerden ilham alınarak Edirne’nin Uzunköprü İlçesi’nde dikilen ilk demokrasi anıtı 112 yaşını doldurdu.
Halk arasında “Hürriyet Çeşmesi” olarak bilinen ilk Demokrasi Anıtı, Osmanlı’nın 1427’de Rumeli’de kurduğu ilk şehre adını veren, dünyanın en uzun taş köprüsünün hemen girişine dikili ve ilginç bir öyküsü var.
1908’de ilan edilen meşrutiyetin anısına dikilen anıtın dört ayrı cephesinde Fransız Devrimi’nden ilham alan İttihat ve Terakki iktidarının sloganlaştırdığı Hürriyet, Adalet, Eşitlik (Müsavat) ve Kardeşlik (Uhuvvet) ilkelerinin yazılı olduğu mermer kaideler bulunuyor.
Tarihi köprü 44 yıl önce genişletilirken sökülerek 1 metre öteye taşındı. Bu yer değiştirme sırasında Bayındırlık Bakanlığı’na ait bir depoya kaldırıldığı öne sürülen mermer kaideler sırra kadem bastı.
Bunun üzerine, tarihçi Latif Bağman, bir hat ustasına 4 ilkeyi mermer üzerine yazdırıp anıttaki yerlerine koydurdu. Bağman, Uzunköprü Tarihi ve Belgeleri adlı kitabında, “Biz Uzunköprülüler, Türkiye’mizde demokrasiye geçiş fikrinin benimsendiğinin sembolü olan bu eşsiz demokrasi anıtımızla ne kadar övünsek azdır” diyor. .
Anıtın "Hürriyet" yazan tarafı
Bağman, Uzunköprü Tarihi ve Belgeleri adlı kitabında, “Biz Uzunköprülüler, Türkiye’mizde demokrasiye geçiş fikrinin benimsendiğinin sembolü olan bu eşsiz demokrasi anıtımızla ne kadar övünsek azdır” diyor.
Yıl 1908, Meşrutiyet ilan edilmiş, Meclis-i Mebusan açılmış, Kanun-i Esasi kabul edilmiş.
Memleketin her köşesinde hürriyet rüzgarları esiyor.
1427 yılında Padişah 2. Murat’ın emriyle Rumeli’de kurulan ilk Türk şehri Cisr-i Ergene (Uzunköprü) bu rüzgarı kuvvetle hissediyor.
Halkın “Hürriyet Çeşmesi” dediği, tarihi köprünün hemen başına dikilen anıtın açılışı var.
14 Aralık 1908 tarihli Yeni Edirne Gazetesi’nde törenle ilgili şu bilgiler veriliyor:
“Cisr-i Ergene’de Meşrutiyet Anayasası’nın yeniden yürürlüğe konması ve yeni Meclis-i Mebusan’ın oluşturulması nedeniyle, Belediye dairesi önünde büyük bir tören yapıldı.
Anıtın açılış konuşmasını yapan Kaymakam Mazhar Müfit Bey halka ve öğrencilere meşrutiyetin anlamını ve Fransız Devrimi’nin getirdiği demokrasinin ana ilkeleri olan, anıtın dört yanına mermer kaideler üzerine yazılarak ölümsüzleştirilen Hürriyet, Adalet, Müsavat, Uhuvvet ilkelerini anlattı.
Askerler, hükümet ileri gelenleri, öğrenciler ve kalabalık bir halk topluluğu törene katıldı.
Hep bir ağızdan ‘yaşasın Meclis-i Mebusan, yaşasın Kanun-i Esasi, yaşasın ordumuz, yaşasın padişahımız’ haykırışları ile yeri göğü inlettiler.
Askerler resmi geçit yapıp kışlalarına çekildi.
Edirne’den getirtilen ince çalgıcılar Hürriyet marşını çalarken, Kaymakam ve Belediye Başkanı kutlamaları kabul ettiler.
Gece de belediye önünde şenlikler ve fener alayları yapıldı.”
Ne yazıktır ki 112 yıl geçmesine rağmen Türkiye’de hala Hürriyet, Adalet, Müsavat, Uhuvvet ilkeleri tartışılıyor.