Datça’da boncuk mu var?

Erdem Yücel

Datça birkaç yıldır büyük bir değişim gösteriyor. Ege’nin ve Akdeniz’in diğer sahil yörelerindeki doğayı hiçe sayan yapılaşmalar, akıl almaz pahalılıktan kaçanlar bozulmamış olan Datça’ya akın ettiler.  Böyle olunca da Datça’da İnşaat sektörü büyük boyutlara erişti, tatilciler için küçük ölçüde daireleri olan binalar yapıldı. Doğal güzellikler önemsenmedi ve şehrin simgesi zeytinler başta olmak üzere ağaç kesimleri büyük boyutlara erişti. Birkaç yıl öncesine kadar yeşilliğin ağır bastığı Özbel’in uzantısındaki ağaçların yerini her geçen gün yapılanmalar alıyor ve bitki örtüsü ortadan kalkıyor.  

Büyük şehirlerden kaçanların Datça’ya yerleşmesi hız kazandı. Sanırım Datçalılar azınlıkta kaldı. Belediyenin bütün uyarılarına rağmen gelenlerin büyük bir kısmı nüfus kayıtlarını buraya taşımıyorlar. Böyle olunca da devletten hakkı olan yardımı alamayan belediye yapması gereken işlerde zorlanıyor.

Sürekli yapılaşmaya karşı alt yapısı yetersiz kalan Datça’da elektrik ve su kesintileri sorun olarak ortaya çıkmaya başladı. Kış aylarında elektirik kesintileri devam ederse insanlar ne yapacaklarını kara kara düşünmeye başladılar. Datça’da elektrik ve sular sürekli kesiliyor. Gök gürler gürlemez anında elektrikler gidiyor.  Saatlerce süren kesintileri insanları zor duruma düşürmesinin yanı sıra evlerdeki elektrikli ve elektronik eşyalar zarar görüyor. Aydem para toplamaya gelince var ama bozulan elektronik araçların zararını ödemekten kaçınıyor. İlçe merkezi dışında kesintileri çok daha uzun saatler alıyor. Örneğin Aktur iki güne yakın elektriksiz kaldı. Önümüzdeki günlerde Datçalılar Aydem önünde tepki gösterisi yapmaya hazırlanıyorlar. Oradaki görevli memurların elinden bir şey gelmiyor. Arıza telefonlarına çıkmaktan kaçınıyorlar. O telefon açılmayacaksa niye var?

Elektrik özelleştirilmeyip devletin elinde kalsaydı; sanırım sorunlar bu boyutlara ulaşmazdı. Devlet en azından kar gayesini gütmeden alt yapıları düzenlerdi. Özelleştirme önce kendisinin kârını düşünüyor, vatandaş ikinci planda kalıyor.

 İlçenin su kesintileri de ayrı bir sorun… İlçenin yüksek yerlerine sular günlerce gelmiyor, insanlar sosyal medyada sürekli şikâyet ediyor… Yörede su kaynakları yok; buna rağmen yeni yapılanmalar sürüp gidiyor;  ruhsatı veren belediye bunlara yeterli elektrik ve suyun nasıl verileceğini düşünmüyor mu?

Dünyada ve Türkiye’de şehirler değişiyor. Ancak bu değişim Datça’da olumsuz yönde… Yaz aylarında şehirde kapasiteyi aşan araç fazlalığı oluyor.  Ana caddelerde karşıdan karşıya geçmek bile zorlaştı.  Yayaların geçmesi için ayrılmış şeritlerde araçlardan bazıları buna uymuyor, Sevgi yolunda yasak olan motorlara dur diyen görevliler yok. İnşaat yasağına uyan yok, sokak düğünleri insanları rahatsız ediyor, buna da çare bulan yok… İnsanların denize gireceği yerler de işgale uğramış, peş peşe fahiş fiyatlı şezlonglar atılmış…  

Buna rağmen yaz aylarında kalabalık her yıl biraz daha artıyor; insanlar elde olmadan düşünüyor: Datça’da boncuk mu var diye…