İSTANBUL – Kadın ve toplumsal şiddet olaylarını inceleyen yazar Burcu Ertürk ‘Yade’ adlı kitabında çocuk gelin Yade’nin Istanbul – Mardin hattında yaşadığı hayatı tüm acıları ile anlatıyor.
Yade, geride bıraktığı defterinde sevgiden yoksun bir şekilde büyümüş olan kızına kendi hayat hikayesini anlatıyor. Acılarla dolu bu yaşamın detayları bugün pek çok çocuk gelinin kapalı kapılar ardında neler yaşadığını çarpıcı gerçeklikle anlatıyor.
Türkiye’nin çocuk gelin, kadına şiddet ve tecavüz sorunlarına dikkat çeken Yade 1951 yılında annesini hiç tanıma şansı olmayacağını bilmeden Üsküdar’da dünyaya gelir. Dönemin Türkiye’sinde pek çok isimsiz ama hikayesi anlatılacak kadar şanslı olanlardan biri. Annesinin kaybı, babasının uzak yol kaptanı olması Yade’nin babaanne ve dedesiyle büyümesine sebep oluyor. Babası Aziz Bey’in 1959 yılında yaptığı ikinci evliliğindeki eşi Seher’in zamanla Yade’ye karşı oluşan kıskançlığı sebebiyle uzaktan tanıdık olan Mardinli bir aşirete gelin olarak gönderilir.
Hikayesi bu şekilde başlayan Yade, dört yaşamı anlatacak serinin ilk karakteri olarak okuyucu ile buluştu.
Yade’nin hiç pes etmeden ondan saklanan ve yalanlarla büyütülen kızı Hande’ye yazdığı mektuplar, Hande’nin yıllar sonrasında bu mektupların kendisine ulaşması ile çıkmış olduğu yolculuğu anlatıyor.
“Çok istedim kalemi kırmayı ama o inatla yazdı” diyen Burcu Ertürk, Uludağ Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi mezunudur. Londra’da iki yıllık eğitim aldıktan sonra özel bir firmada bütçe ve finans konsolidasyon dairesinde uzman yardımcısı olarak çalıştı. Yıllar boyunca hobi olarak araştırma ve deneme yazıları yazan Ertürk aynı zamanda toplumsal dayanışma derneklerinde gönüllü yardımlaşmada bulundu. Bu süre zarfında şahit olduğu ve dokunabildiği hayatların seslerine daha fazla kayıtsız kalamayıp 2017-18 yıllarında radikal bir karar vererek kadın ve toplumsal şiddet olaylarını inceleyerek topladığı gerçek hayat hikayelerinden yola çıkan romanlar yazmaya başladı.
İşte bu şekilde atılan tohumlardan büyüyen ilk fidan Yade romanı oldu. Yayınlanan ilk romanı Yade’nin ardından hiç ara vermeden çalışmalarına başladığı ikinci romanı Defne üzerinde yoğun bir şekilde çalışan Burcu Ertürk, hepimizin bildiğini sandığı hikayelerde buz kütlesinin altında kalan acı dolu yaşamları anlatarak, kanayan en büyük yaralardan biri çocuk gelinlere gerçekçi bir yaklaşımla ele alıp değerlendirmemize aracı oluyor.