Çevre ve Orman Bakanlığı uyardı

Çevre ve Orman Bakanlığı, Akdeniz ve Ege sahillerinde yer alan otel ve tatil köylerinin denizlerde canlı ekosistemin bozulması, kirlilik uyarısı yaptı

ANKARA- Çevre ve Orman Bakanlığı, Akdeniz ve Ege sahillerinde yer alan otel ve tatil köylerinin denizlerde canlı ekosistemin bozulması, kirlilik açısından kıyı kaynakları üzerinde önemli etkileri olduğunu bildirdi.

 

Çevre ve Orman Bakanlığı'nca sahil kesimlerine ilişkin ekosistem ve kirlilik bilgilerinin de yer aldığı, Türkiye Çevre Durum Raporu hazırlandı.

 

Raporda Akdeniz’in kıyı yerleşimleri ve yoğun deniz trafiği nedeniyle kirlenmeye karşı hayli duyarlı olduğu belirtildi.

 

“Ege Denizi’ne atık su boşaltımı 50 noktadan ve bazı evsel kanalizasyon atıklarının boşaltıldığı yerden olmaktadır.” denilen raporda Fethiye-Çanakkale kıyı şeritinde, aralarında kültür balıkçılığının da yer aldığı birçok etkenin deniz ortamında ciddi ekolojik bozulmalara neden olduğu ifade edildi.

 

Kanalizasyondan çıkan atık suların belli bir derinlikten ve kıyıya uzaklıktan difüzör (madde yayıcı) aracılığıyla gerçekleştirilen derin deniz deşarjına ilişkin bilgilerin de yer aldığı raporda “Son yıllarda kıyı atık su arıtma tesislerinin uygun bir deşarjla tamamlanabileceği olgusu kabul edilmiştir.” denildi.

 

Marmara Bölgesi’nde 1 büyükşehir, 7 il, 15 ilçe, Akdeniz-Ege Bölgesi’nde üç büyükşehir, 7 il, 19 ilçe, Karadeniz Bölgesi’nde ise 7 il ve 17 ilçenin derin deniz deşarjı gerçekleştirdiği belirlendi.

 

Rapora göre nehir girdisinin çok düşük olduğu, körfezin iç sularına bırakılan evsel ve sanayi atıkları, deniz ekosistemi etkilediği kaydedildi. Yumurtalık bölgesinde yapılan petrol depolama ve taşınması çalışmalarının petrol kirliliğine neden olduğu bölgede, karasal kaynaklı besin girdilerine bağlı olarak körfez suları ötrofikasyon (alg ve deniz bitkisi artışı) tehdidi altında bulunduğu belirtildi.

 

Turizm faaliyetlerinin, son yıllarda Kemer’e kadar uzanan ve Antalya Körfezi’ni de içine alan sahil kuşağında aşırı artması, kıyı sularına doğrudan deşarjlar, kirliliğin önemli nedenleri arasında yer alıyor.

 

Bölgenin kıyı suları, gerek tarımsal gerekse evsel nitelikli organik-inorganik kimyasalların ve hastalığa neden olan kirleticilerin etkisi altında bulunuyor.

 

Rapora göre sahil kuşağındaki tüm yerleşimler atık sularını yeterli ya da yetersiz arıtma yoluyla denize veriyor, bu da deniz deşarjı yapılan ortamlarda değişik oranlarda ekolojik bozulmalara neden oluyor.

 

Raporda “Bu konuda gerekli izleme ve ölçümlerin hangi düzeyde yapıldığı konusunda bilgi eksikliği vardır. Mevcut durum tespitine yönelik bulguların varlığı bilinmemektedir” denildi.

 

FETHİYE-ÇANAKKALE

 

Nehir girdileri, kültür balıkçılığı, çeşitli turizm aktiviteleri ve yoğun kentleşmenin neden olduğu, çevresel faktörlerden farklı oranlarda etkilenen deniz ortamında ciddi ekolojik bozulmalar gözlendiği vurgulandı. Kamu kuruluşları arasındaki yetersiz bilgi akışı ve farklı çevresel yaklaşımlar, kıyısal alanların yavaş yavaş da olsa bozulmasına ve geri dönüşümü zor ekolojik değişimlere neden olduğuna işaret ediliyor. Raporda, “bölgede, küçük ölçekli araştırmaların entegrasyonu yapılmadan makro ölçekli program ve planlamaların ortaya konulmasının gerçekçi olmayacağı” vurgulandı.

 

İSKENDERUN KÖRFEZİ GİRİŞİ-TAŞUCU BURNU

 

Kıyı, Ceyhan, Seyhan, Berdan ve Göksu nehirlerinin taşıdığı partikül ve çözünmüş kimyasal yüklerden birinci derecede etkilendiği ifade edildi. Türkiye’nin, en geniş tarım alanının bulunduğu bu kuşakta, tarımsal faaliyetlerin neden olduğu organik-inorganik atıkların, seller ve nehirler yoluyla denize ulaştığı belirtildi. Ayrıca, bölgedeki aşırı nüfus yoğunluğundan kaynaklanan atık sular ve yeterince arıtılamayan sanayi, şehir kanalizasyon atıklarının toplam yükleri de sığ sulara deşarj ediliyor. Raporda, bölge için uzun süreli entegre kıyı kullanım planlarının hazırlanması, bu kapsamda uygun deşarj alanlarının seçiminin öncelik arz ettiğine işaret edildi.

 

TAŞUCU BURNU-ALANYA

 

Taşucu Burnu-Alanya hattının genel arazi topoğrafyası ve ulaşım zorlukları nedeniyle sahil kuşağında turizm ve sanayi faaliyetleri ile nüfus yoğunluğunun hayli düşük olduğu belirtilen raporda, bu özelliğiyle Doğu Akdeniz’in en az kirletilmiş kıyısı olan bölge, açık sularla doğrudan etkileşim içinde olduğuna işaret edildi.

 

Bu arada, Anamur bölgesindeki yoğun tarımsal faaliyetlerin, kıyı sularına özellikle yağışlı mevsimlerde sel ve dere sularıyla fazla miktarda organik madde (zirai ilaçlar, tarımsal gübreler) taşınmasına neden olduğu tahmin ediliyor.

Manşetler

Turizm yatırımcıları İstanbul TIF 2024’te buluşuyor
ITB Berlin 2025: Seyahatin Geleceğine Açılan Bir Kapı
“Kadın kadına turlar” yükselen trend haline geldi
Acentelerin şimdiden hazizlemesi gereken 10 yol
Dominik, ziyaretçiler için girişi basitleştirdi
Yüksek uçak biletleri "her şey dahil tatil"i pahalı yapacak
Özel adalar Cruise Line gelirlerini tetikliyor
Cancun Havalimanı’na 400 milyon dolar yatırım
İpek Yolu'ndaki İki Kayıp Şehrin Kalıntıları Bulundu
Babil tabletlerine göre Nuh'un gemisi Türkiye'de