ÇANAKKALE- Ağaçları kesmek, havayı , akarsuyu, yerel altı su kaynaklarını, denizi , toprağı, yediğimiz besinleri kirletmek, canlıların habitatını bozmak serbest; bunları konuşmak , karşı çıkmak, doğayı savunmak yasak. Bu çelişkiden çıkan sonuç; iktidar ve yönet
Ağaçları kesmek, havayı , akarsuyu, yerel altı su kaynaklarını, denizi , toprağı, yediğimiz besinleri kirletmek , canlıların habitatını bozmak serbest; bunları konuşmak , karşı çıkmak, doğayı savunmak yasak. Bu çelişkiden çıkan sonuç; iktidar ve yönetenler Çanakkale'yi uluslararası sermaye yem etmiş.
Çanakkale-Çan-Etili-Tepeköy Termal Turizm Merkezi ve Çanakkale Yenice, kültür turizm koruma gelişme bölgesinin statüsünden çıkartıldı. Cumhurbaşkanlığı kararı Resmi Gazete'de yayınlandı. Bu konuda ağızlarını açmayan turizmciler, doğayı, siyanürlü altın madenciliğine karşı koruyanlara "konuşmayın turizm olumsuz etkileniyor" diyor. Çanakkale'nin domatesi, Yenicenin çileği, Lapseki'nin kirazı, Umurbey'in şeftalisi, Ezine'nin peyniri , Geyiklinin zeytini, Bayramiç'in elması ve beyazı , siyanür ile altın madenciliğinin tehdidi altında. Ama bazılarına göre; bu tehdide karşı eylem yapmak Çanakkale ürünlerinin markasını değerini düşürüyor. Bu fikir, eleştirilerden rahatsız olan iktidar ve ona yaranmaya çalışan yönetenler tarafından propaganda malzemesi haline getirildi.
Ahmet Çelik, Çanakkale Belediyesinin Kazdağları’nda metalik maden arama faaliyetlerine karşı hazırladığı afişleri eleştirdi. Çelik, Çanakkale’nin turizmine bu afişlerin olumsuz etkisinin olacağını belirterek, “Son zamanlarda da biz turizmcileri üzen bir haber oldu. Bununla ilgili de üzüntümüzü dile getirmek isterim. Bazı afişlerde, bazı sloganlarda ağaçsız turizm de olmaz deniliyor. Biz bunların tamamına çok büyük bir hassasiyet gösteriyoruz. Biz buralıyız, buranın çocuğuyuz, biz de burada bu değerlere sonuna kadar sahip çıkıyoruz ama bu anlamda Çanakkale imajını bir noktaya bir seviyeye getirdiğimiz özellikle turizmdeki seviyenin bu tip sloganlarla zedelenmesini kesinlikle istemiyoruz" dedi...
CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan, TÜRSAB yönetiminin Kazdağları'nın Çanakkale açısından önemini yeterince kavrayamadığına dikkat çekti. Çanakkale'nin ekonomisini, turizmini ve doğasını korumak için mücadele ettiklerine dikkat çeken Güneşhan; "Altın işletmeciliği çalışmaları esnasında yetmiş iki milyon toprak yer değiştirecektir. Tehlike sadece siyanür değil. Bu yer değiştirmeyle, uyuyan ağır metaller uyanacak, toprağımızı ve suyumuzu zehirleyecektir. TÜRSAB şunu çok iyi bilmeli ki Kazdağları yok olursa Çanakkale turizmi de yok olur. Kazdağları demek Çanakkale demektir. Troya demektir. Havamız suyumuz ve bereketli topraklarımız zehirlendi mi, ne Ezine peyniri kalır ne de Bayramiç beyazı. Bugün Türkiye'de ve dünyada yüz binlerce ve milyonlarca insan Kazdağları zarar görmesin aynı kalsın diye farklı farklı şekillerde mücadeleye destek vermektedirler. Dünyanın en ünlü sanatçıları gerek sosyal medyada gerekse bizzat gelerek hiçbir ücret almadan konserler vererek kampanyaya destek olmaktadır" dedi.
İki ayrı fikrin çatıştığı Çanakkale'de, sivil toplum temsilcileri de siyaset dillini kullanmaya başladı. Kimileri iktidar yanlısı siyaset dilini kullanarak çıkar ilişkisi içinde yer almayı tercih etti. Ağaçları kesmek, havayı , akarsuyu, yerel altı su kaynaklarını, denizi , toprağı, yediğimiz besinleri kirletmek , canlıların habitatını bozmak kimilerine göre önemsizken; olumsuzlukları konuşmak , karşı çıkmak doğayı savunmak suçmuş gibi bakış açısı oluşturulmaya çalışıldı. Amaç iktidara şirin gözükmek mi? Amaç oluşabilecek ranta ortak olmak mı? Amaç oluşabilecek menfaat ilişkilerinin içinde yer almak mı? Ormanı yok edebilirsiniz, ama onu konuşursanız imajımız bozulur! Ormanı kesince bozulmayan imaj, konuşunca bozulur hale gelen bir Çanakkale oluşmuş durumda.