İSTANBUL -Uluslararası Para Fonu, Türkiye'nin yüzde 3 olan büyüme beklentisini yüzde 5 daralma olarak revize etti. IMF, koronavirüs salgınının olumsuz etkileri nedeniyle ocak ayında yüzde 3,3 olarak öngördüğü küresel büyüme tahminini yüzde 3 daralma olarak değiştirdi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) ekonomi literatüründe ‘Büyük Buhran’ olarak geçen 1930’lardan bu yana en büyük ekonomik krizin yaşanacağını ve ‘Büyük Karantina’nın küresel ekonomiyi bu yıl yüzde 3 daraltacağını öngördü. Kuruluş ocak ayında küresel ekonominin yüzde 3,3 büyüyeceğini öngörmüştü. IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları’nın ikinci gününde IMF Başekonomisti Gita Gopinath pandeminin 2020-21 yıllarında 9 trilyon dolar kümülatif GSYH kaybına yol açabileceğini söyledi. Bu Almanya ve Japonya ekonomilerinin toplamından da büyük bir rakam.
IMF’nin Küresel Ekonomik Görünüm raporunda Türkiye ekonomisinin ise bu yıl yüzde 5 daralması, 2021’de ise yüzde 5 büyümesi öngörülüyor.
İşsizlik yüzde 17,2’ye yükselecek
IMF raporunda ortalama tüketici fiyat beklentisi 2020 için yüzde 12,6'dan yüzde 12'ye düşürüldü. 2021 TÜFE beklentisi yüzde 12 olarak açıklandı. IMF, cari işlemler dengesi/GSYH beklentisini bu yıl için yüzde -0,6'dan yüzde 0,4'e revize etti, gelecek yıl beklentisini -%0,2 olarak açıkladı. Türkiye için işsizlik oranı beklentisi ise bu yıl yüzde 17,2, gelecek yıl yüzde 15,6 seviyesinde belirlendi. Bir önceki raporda bu yıl için beklenti yüzde 13,8 seviyesindeydi.
Rapora göre bu yıl gelişmiş ekonomiler yüzde 6,1; ABD yüzde 5,9; Euro Bölgesi yüzde 7,5; Almanya yüzde 7; Fransa yüzde 7,2; İtalya yüzde 9,1; Japonya'da yüzde 5,2; Birleşik Krallık yüzde 6,5 daralacak.
G-20 14 milyar dolarlık moratoryumu değerlendiriyor
G20 ekonomilerinin ekonomi yetkililieri en fakir ülkelerin 14 milyar dolar değerinde borcunun moratoryumuna yeşil ışık yaktı. Reuters’a konuşan Alman üst düzey bir yetkili, Almanya’nın borç moratoryumunu desteklediğini ifade ederek, IMF ve Dünya Bankası tarafından önerilen borç moratoryumunun G-20 ülkelerinin bugün açıklamaları beklenen politika kararının önemli bir kısmını oluşturduğunu belirtti.