Lagaluga Tur (32)
Bil haddini yoksa bilmezsen bildirirler haddini...
DÜNYACA ünlü sopranomuz Leyla Gencer, geriye bıraktığı vasiyetinde, öldükten sonra yakılmasını ve küllerinin Boğaz'ın sularına serpilmesini istemişti. Vasiyeti görkemli bir şekilde yerine getirildi.
Getirilmesine getirildi ama, ülkemizdeki kendini bilmez bazı çatlak sesler, Türkiye'yi uluslar arası arenada temsil eden çok az sayıdaki kişiden biri olan sanatçıya söylemediklerini bırakmadılar. Hele yazılarında Nuh deyip peygamber demeyen ve kendini gazeteci zanneden birisi, kurulduğu köşesinde Leyla hanım için, "Külleriyle sularımızı kirletmesin" diye de bir yazı döşendi.
Ünlü tiyatrocumuz Yıldız Kenter de, Leyla Gencer'in verdiği kararı onaylayıp, vasiyetine destek çıkarak, ülkemizdeki Müslüman mezarlıklarının bakımsızlığından haklı olarak yakındı. Kutsal yerler sayılması gereken mezarlarımızın üzerinde başıboş hayvanların dolaştığını, insanlar tarafından çiğnendiğini, zaman içerisinde, kırık dökük mezar taşlarının yerlerinden kayıp, çevreye yayıldığını, anayollara gelişigüzel taştığını, yeni ölenlere gömülecek yerlerin bile artık kalmadığını, mezar hırsızlarınca geceleri talan edildiğini, esrarkeş ve alkoliklerin buraları kendilerine mekân tuttuğunu, velhasıl ebedi istirahatgahımız olması gereken son yatağımızda rahat ve huzura kavuşamadığımızı önemle belirtti ve kendisinin de yaşama bir gün veda edince aynı Gencer gibi yakılması dileğinde bulundu.
Aynı nedenlere bağlı olarak ölümünden sonra yakılmak isteyen babacığım da, bundan yıllar önce bana ve diğer yakın dostlarına bu düşüncesini açıklamıştı. Ben de bunun üzerine babamı bu kararından; mezarlıklarımızın tüm olumsuz koşullarına rağmen, değişik örnekler vererek İslâm'a aykırı düşüncesinden büyük çabalar göstererek vazgeçirmeye çalışmıştım. Salt ben mi yoksa başkaları da mı etkili oldu bilemiyorum ama, babam sonunda vermiş olduğu yakılma fikrinden caymış ve bildiğiniz gibi kendisi için her şey olan Nesin Vakfı'ndaki yaşadığı evin hemen yanı başına, zamanın hükümetinden çıkan özel bir izinle defnedilmişti. Aziz Nesin hayranları arzu etikleri zaman vakfa gidip kendisiyle özlem giderebiliyorlar. Çeşitli nedenlerden dolayı vakıftan uzak kalan, çok ama çok sevenleri ise, bu büyük insanı sürekli içlerinde taşıyarak anılarında yaşatmaya çalışıyorlar
Sonuç olarak; bu güzel ülkemizin sularını, yaşamı boyunca dünyanın her yerinde bizi onurlandırmış olan opera sanatçımız Leyla Gencer'in varlığından geriye kalan bir avuç kül değil ama; ülkenin dört bir yanını yabancılara sorumsuzca ve acımazsızca satan üç kağıtcıların kirlettiğinden kesinlikle emin olabiliriz!
***
İşbirliği
İran turizm planlamalarında Türkiye'yi örnek alıyormuş
Türkiye de otellerdeki içkisiz yemek uygulamalarıyla İran'ı!..
***
Durduğu yerde kıpraşmak
Manisa'daki 19 Mayıs törenlerinde kız öğrencilerin modern giysilerle yaptıkları step dansı AKP'lilerin tepkisini çekmiş
Eğer kızlar türbanlı kıyafetlerle step yerine stop dansı yapsalardı, tutucuların keyfine herhalde diyecek olmazdı!
***
Okuma hevesi
Gazete okumaya en çok Türkler zaman ayırıyormuş
Eee, hiç de kolay değil tabii...
Toplu taşıma araçlarında birbirlerinin üstüne abanarak bir kişinin elindeki gazeteyi okumaya çalışmak!
***
Efkâr basınca
Alkol hafızayı siliyormuş
Hiç şaşırmadık...
Bizim ellerde insanlar unutmak için içiyor!
***
Sus sus kimseler duymasın
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, " Konuştuğumuz sürece mutlaka dinleniriz" demiş
Sevsinler; ne kibar, ne nazik bir toplummuşuz ayol!
***
Fark
Hindistan'da doğan iki yüzlü bir bebek dünyayı çift görüyormuş
Bizdeki iki yüzlü yetişkinler ise burunlarının ucunu görmekten aciz!
***
Laf ola...
Kişioğlunun kendini gizlemesinin en iyi yolu, diğer tüm kişileri izlemesidir!