İSTANBUL- Cumhuriyetin 100. yılı dolayısıyla düzenlenen “Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış” temalı uluslararası konferans, İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali ve Genel Müdürü Hakan Aran’ın ev sahipliğinde İstanbul İş Kuleleri Salonu’nda dün başladı.
İş Bankası tarafından Cumhuriyet’in 100. yılı dolayısıyla düzenlenen “Atatürk Vizyonu ile Gelecek Yüzyıla Bakış” başlıklı uluslararası konferans, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla İş Kuleleri Salonu’nda başladı. Bugün de devam edecek konferansta konuşan Bakan Ersoy, Cumhuriyetin kurulduğu 1923 yılının hem öncesi hem de sonrasıyla sembol bir tarih olduğunu vurguladı.
“İş Bankası, bizzat Atatürk’ün teşebbüsüyle kuruldu”
İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali, “Cumhuriyet’in bir yaş küçük kardeşi” olan Türkiye İş Bankası’nın, kurucusunun iktisadi bakımdan ileri görüşlülüğünün başlı başına ispatı olduğunu belirterek, bu buluşmanın gerek zamanı gerekse zemini bakımından çok büyük bir anlam taşıdığını kaydetti. Bali, Atatürk’ün, henüz İstiklal mücadelesinin yaralarının sarıldığı bir ortamda İzmir’de toplanan iktisat kongresinde dile getirdiği “Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça kalıcı olamazlar” sözünün, yeni kurulacak Cumhuriyet’in ekonomi şiarı olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni Türkiye’mizi layık olduğu seviyeye ulaştırabilmek için, kesinlikle ekonomiye birinci derecede önem vermek gerekiyordu. Çünkü yine onun ifadesiyle, ‘zamanımız tamamen iktisat’ devriydi.” Adnan Bali, Atatürk ekonomisinin, ağırlıklı olarak yabancı sermayedarların egemenliğinde bulunan ticari faaliyetlerin yerli tüccara transferini, daha açık bir ifadeyle bir “milli burjuvazi” yaratılmasını esas aldığını kaydederek, “İşte bu amaçla, İzmir İktisat Kongresi’nde ‘sermayesi münhasıran Türklere’ ait ‘büyük sermayeli milli bir tedavül bankası’ kurmak şeklinde tasavvur edilen Türkiye İş Bankası, bizzat Gazi’nin teşebbüsüyle 1924’te kurulacaktır” şeklinde konuştu. Bali, “Sermayenin yeterli görülmediği, ‘Türkler bankacılık yapamaz’ algısının çok kuvvetli olduğu bir ortamda Atatürk’ün, bankayı kurmakla vazifelendirdiği Celal Bayar’a telkini olan o meşhur vecize bugün ‘Atatürk vizyonu’ başlığıyla ele aldığımız konu üzerine son derece manalıdır: ‘Sermayenin azlığına bakarak cesaretiniz kırılmasın. Böyle müesseseler için en kuvvetli sermaye, zeka, dikkat, iffettir. Teknik ve metodik çalışmasını bilmektir. Bu kanaatle işe sarılınız, behemehal muvaff ak olursunuz” açıklamasında bulundu. “Atatürk’ün ekonomi politiğinin neyi esas aldığını ise kuşkusuz iktisadi bağımsızlık ülküsünde aramalıyız” diyen Adnan Bali, Atatürk vizyonunun alametifarikasının, çağın iktisadi doktrinleriyle sınırlı kalmayan, pratik sonuçlara yönelik ve hızlı karar alabilme iradesi koyabilen birtakım pragmatik ilkelere dayalı, dinamik bir ekonomi metodolojisi sunması olduğunu anlattı. Bali, Atatürk’ün iktisat görüşünün özel girişime dayalı, onun yeterli gelmediği durumlarda devletin teşvik ettiği bir model inşa ettiğini dile getirdi.
Adnan Bali, “Kurulduğu günden itibaren pek çok sahada iştirak ettiği yüzlerce müesseseyle, kurucusunun salık verdiği ‘teknik ve metodik çalışmasını’ bilen ve işine ‘bu kanaatle’ sarılan Türkiye İş Bankası, yalnızca banka muamelatı yapmamış, aynı zamanda memleketi sanayi, ticaret, ziraat ve bayındırlıkta yükselten işlere imzasını atmıştır” açıklamasında bulundu. Bu bankada görev yapmaktan duyduğu gururu dile getiren Bali, “Bir kısmı yaşça emsali olan, bugün hala dimdik ayakta duran iştirakleriyle, 99 yıllık bu kutlu mazinin, 10 yılı genel müdürlük vazifesi olmak üzere, 37 yılına tanıklık etmiş olmanın bahtiyarlığı içindeyim” şeklinde konuştu.
Grassi: Kemalizm’in değerleri korunmalı
Roma Sapienza Üniversitesi’nde Avrasya Tarihi ve Türk Dili dersleri veren ve “Atatürk” isimli kitabı bulunan İtalyan akademisyen Fabio L. Grassi Atatürk’ün kendi çağının bir insanı olarak inanılmaz bir iyimserliğe sahip olduğunu belirterek, “Batı medeniyetini incelemek, irdelemek büyük bir vizyondu ama bunu gerçekleştirirken kendi ülkesinin özelliklerinin hiçbir şekilde ortadan kaldırılmasına da izin vermeyecekti” dedi. Kemalizmin değerlerinin korunmaya ve yüceltilmeye devam etmesi gerektiğini vurgulayan Grassi, “Atatürk, hayatın özgür ama anlamlı yaşanmasına inanan bir insandı” dedi. New York Üniversitesi Ekonomi Profesörü ve Nobel ödüllü iktisatçı Thomas J. Sargent da tekellerin ve korumacılığın tüketicilere zarar verdiğini belirterek, “Çin’den bir atasözü vardır ve aslında Atatürk de bunu biliyordu. Benim ülkemdeki devlet adamlarına bakınca, bunu unuttuklarını görüyoruz: Uzun bir maratona çıkmaya hazır değilseniz kısa mesafeli koşuları da pekâlâ kaybedersiniz” dedi.