ÇANAKKALE- Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar köyündeki Apollon Smintheus Tapınağı çevresindeki arkeolojik kazılarda, Bizans dönemine ait bir evin odasında, 1'inci ve 2'nci Justinianus dönemine ait 68 altın sikkeden oluşan hazine bulundu.
Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar köyündeki Apollon Smintheus Tapınağı çevresinde 1980 yılında başlayan kazı ve restorasyon çalışmalarında, şimdiye kadarki en önemli hazine ortaya çıkarıldı. 1989 yılında 675 bronz sikke bulunan Apollon Smintheus'ta, ilk kez 68 altın sikkenin bir arada olduğu hazine bulunmuş oldu. 7 Ağustos günü, bir Bizans evinin odasında bulunan 1'inci ve 2'nci Justinianus dönemine ait 68 altın sikkenin tanıtımı için Troya Müzesi'nde düzenlenen basın toplantısına; Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Dokuz, Troya Müzesi Müdürü Rıdvan Gölcük ve Apollon Smintheus Kazıları Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özgünel katıldı.
"HEPSİNİN GRAMLARI FARKLI"
1980 yılından bu yana Apollon Smintheus'un kutsal alanı, hamamları, evleri ve işliklerinde kazılar yaptıklarını belirten Prof. Dr. Coşkun Özgünel, "Her dönem ayrı bir buluntu, ayrı bir heyecanla yürüttüğümüz kazılarda bu yıl, M.S 550-575 yılları arasına tarihlenen bir hazine bulduk. Bir Bizans evinin odasında toprak içinden ortaya çıkardığımız 68 altın sikke, 1'nci ve 2'nci Justinianus dönemine ait. Buda, Apollon Smintheus Tapınağı ve çevresinde yaşamın M.S. 6. yüzyıla kadar devam ettiğini ortaya koyuyor. Altın, bronz gibi paslanan bir madde değil. Yağışlardan dolayı alanı su basmış ve çamur içindeydi. Çamurlar temizlendikten sonra 68 irili ufaklı sikke bulduk. Hepsinin gramları farklı. Birbirleri arasında çok az farklılıklar var. Bu da 1'inci ve 2'nci Justinianus zamanındaki ölçü farklılıklarından kaynaklanmaktadır" dedi.
Altın sikkelerin, sergileneceği Troya Müzesi'ne ayrı bir güzellik katacağını ifade eden Özgünel, şöyle konuştu:
"Biz böyle bir buluntuya hazine diyoruz. Aslında bu bir birikim. Bunun sahibinin, muhakkak geleceğiyle ilgili birtakım endişeleri vardı. Altın sikke biriktiriyordu. Şu anda da büyüklerimizin altına karşı bir ilgisi var. Bulunan bu altın sikkeler, İsa'dan sonra 5'inci, 6'ncı yüzyılda bu kutsal topraklarda da altın sevgisinin, altın birikiminin olduğunu ortaya koyması yönünde çok önemli. Sosyolojik, etnolojik yönden önemli. Kazılarda bu tür bulguların ortaya çıkmasına hepimiz çok seviniyoruz. Tabi bunların ortaya çıkmasına olanak veren birtakım kurumlar var. Bunların başında Kültür ve Turizm Bakanlığı ilk sırada yer alıyor. Özellikle Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün bizlere her yıl tahsis ettiği bir ödenekle bu kazılar yürütülüyor. Ben desteklerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum" dedi.