ABDURRAHMAN BÜYÜKKESKİN
ANTALYA -Türkiye turizmin,in amiral gemisi Antalya'da Antalya Kent Konseyi Toplum Çalışma Grubu, artan yabancı göç sorununu görüştü, ardından ekonomiden barınmaya, iletişim sorunlarındademografik yapıya göç raporu hazırladı. Antalya’da son aylarda artan göç sorunu, Antalya Kent Konseyi Toplum Çalışma Grubu’nda ele alındı.
Kent Konseyi Toplantı Salonu’nda Toplum Çalışma Grubu Başkanı Ayşegül Nas moderatörlüğünde yapılan toplantıya ilgili kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve çalışma grubunun üyeleri katıldı. “Antalya’da yabancı göç sorunu” konulu toplantıda güncel veriler paylaşıldı. Temsilciler, kurumlarının Antalya’da yabancılara yönelik hayata geçirdiği projeleri, yaşanan sorunlara çözümleri ve konuyla ilgili hizmetlerini anlattı. Sorunların tespiti ve çözüm önerilerinin de yapıldığı toplantının ardından hazırlanan raporda, Antalya’ya artan yabancı göçüyle birlikte ekonomiden barınmaya, iletişim sorunlarından demografik yapıya kadar birçok sorun yaşandığına işaret edildi.
Raporda yer alan Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, Antalya’da 136 bin 946 yabancı uyruklu yaşıyor. Antalya'da yaşayan yabancı nüfus artışı yüzde 25 iken son bir yılda yüzde 40'a yükseldi. Antalya'daki yerleşik yabancı uyruklu nüfus yoğunluğunda 29 bin 691 kişiyle Rusya Federasyonu ilk sırada bulunuyor. Kazakistan 18 bin 214 kişiyle ikinci, İran 11 bin 620 kişiyle üçüncü, Almanya 11 bin 328 kişiyle dördüncü, Kırgızistan 9 bin 331 kişiyle beşinci, Ukrayna 8 bin 444 kişiyle altıncı sırada. Antalya, yabancı göçmen yerleşiminde İstanbul ve Ankara'dan sonra üçüncü sırada yer aldı. TÜİK'in Eylül 2022 verilerine göre, Antalya’da son bir yılda yabancılara 14 bin 880 konut satışı gerçekleşti.
Antalya’nın çok kültürlü şehre döndüğünün vurgulandığı raporda, “Antalya uyum politikaları çerçevesinde; Ruslar, Ukraynalılar, İranlılar ve Bağımsız Devletler Topluluğu vatandaşlarının yerleşik hayat tercih ettikleri için en çok tercih ettikleri şehir Antalya. Sırasıyla Konyaaltı, Kemer, Muratpaşa, Manavgat, Alanya, Kaş gibi turistik ilçeleri ilgi görüyor. Rusya ve Ukrayna’dan pek çok yatırımcı yatırımlarını Antalya’ya taşımak için başvurdu. Göçün pek çok bileşeninin olduğu biliniyor. Yerleşik yabancıların yerel hayata etkileri kapsamında kültürel, sosyal ve çevresel etkileri, turizm, inşaat, emlak, kamu sektörlerine, doğrudan yabancı yatırımlara, ticaret, gelir, istihdam ve eğitime etkisi olduğu görülüyor. Düzenli göçmenler ile düzensiz göçmenler konusunda ayrı ayrı çalışmalar yapılmalıdır” denildi.
‘ACİL ÖNLEM’ ÇAĞRISI
Yabancı göçle Antalya’da yurttaşların yaşadığı barınma sorununa da işaret edilen raporda, şu öneriler yer aldı: “Yabancıların gelmesiyle yerli halk yükselen ev kiraları nedeniyle barınma sorunu yaşamaya başladı. Kayıt dışı gelen kişilerin tarım, turizm ve inşaatlarda çalıştırılmaları nedeniyle yasadışı, yasal prosedürlere uygunsuzluk, vergi kaçakçılığı sigortasız çalıştırma gibi sorunlar görüldüğünden acil politikalar oluşturulmalı ve önlem alınmalı. Antalya ve ilçelerine gelen yabancıların ekonomik katkılarının durumu tespit edilmeli ve acil önlem alınmalı. Göç İdarelerine dil bilen, donanımlı personel sağlanmalı, gezici ekiple göçmenler kayıt altına alınmalı. Göçmenlerin bulundukları şehir hakkında her türlü bilgiyi edinebilmeleri için bürolar oluşturulmalı, buralarda yabancı dil bilen donanımlı personel istihdamı yapılmalı. Sosyal medyada ve dijital ortamda göçmenlere Antalya ve Türkiye hakkında bilgilendiren yazı, fotoğraf, konum ve video hazırlanmalı. İl ve İlçe Göç Büroları yeniden yapılandırılmalı. Yerleşik ve düzensiz göçmenlerle ilgili sosyal uyum faaliyetleri yerel yönetimlere devredilmeli. Merkezi kamu kurumları ve üniversitelerle koordinasyon ve işbirliği geliştirilmeli. Göç İdaresi; STK’lar ile diyaloglarını güçlendirmeli, bilgilendirme amaçlı gönüllülük çalışmaları yapılmalı. Antalya özelinde ve başka illerde oluşan gettolaşma sorunu üzerinde de durulmalı. Göç edenlerin oluşturduğu çadır kentlerin denetlenmesi ve önlenmesi, şehre getirdiği çevre, altyapı, imar vb. sorunların çözümüne yönelik merkezi ve yerel yönetimler acil politikalar geliştirmeli. Göçün getirdiği güvenlik, eğitim, sağlık, sosyal uyum konusunda merkezi ve yerel yönetimlerin stratejik planlar dâhilinde çalışmalar yapmalı.”