Bayramlık bir yazı ararken önüme haber düştü.
Katıla katıla güldüm.
Zaten her bayram kurbanlık ile kasap veya vatandaşları maceralarına gülerim.
Hayvan kaçar, peşinden bir alay insan koşar.
Ama hayvan bir de geri döndü mü, o bir alay insan öyle bir kaçarlar ki insan komik manzara karşısında gülmeden duramaz.
Bu bayram tedbir alındı denildi. Duyurular yapıldı.
Ama hayvan bu
Yapılan duyuruyu okuyamaz ki
Siz istediğiniz kadar duyuru yapın.
İnsanlara kesim yerleri belirleyin. Öyle uluorta kesim yapmayın deyin.
Ama hayvan bu bıçağı gördü mü kaçar.
Hele kasap acemi ise daha fazla kaçar.
Önüne kasabı da mahalleliyi de takar ve koşar.
Sonra polisler müdahale eder.
Hayvan bir köşede kıstırılır.
Uyuşturucu mermi ile yakalanır.
Bu kez öyle olmadı.
Hani Türk halkına ucuz et diye ithal edilen boğalar var ya
Taa Avustralyadan uçakla veya gemiyle getirilen Anguslar
Bu bayram onlarda kurbanlık oldu
Gazete haberi şöyle
Kurbanlık 'Angus' ortalığı birbirine kattı
İstanbul, Bayrampaşa'da sahibinin elinden kaçan angus cinsi boğa, kovalamaca sonucu yakalandı.
Alınan bilgiye göre, Yıldırım Mahallesi Şehir Parkı Caddesi'nde, angus cinsi boğa, kurbanlık olarak satıldığı kişi tarafından götürülürken kaçmaya başladı.
Cadde ve ara sokaklarda yaşanan yaklaşık bir saatlik kovalamacanın ardından boğa, bir evin bahçesinde yakalanarak sahibine teslim edildi
Ama Angus yakalanmadan önce başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi.
Hayvan bir yolunu bulup kaçmış
Bayrampaşanın sokaklarında cirit atmış durmuş
Ama sokaklar geldiği Avustralyanın Ne Sydney ne de Melbourne sokaklarına benziyor.
Hayvanın navigasyon cihazı da yok ki yolları kolayca bulsun.
Sonunda yolu şaşırmış ve bir sokağa girmiş.
Sonra bir bahçeye dalmış..
Önünde bir duvar, duvarın üzerinde adamlar ve çocuklar
O sırada sahibi yetişmiş
Ama kimse boğaya yanaşamıyor.
Boğa burnundan soluyor. Geleni devirecek.
Bu adamlar beni yemek istiyorlar diye kaçacak yer arıyor.
Ya onlar beni yiyecek ya ben onları der gibi duruyor.
Boğanın sahibi oradakilere Bu boğa Avustralyadan geldi
Bu Angus boğa deyince
Herkes şaşırdı
Orada bulunan çocuklar sormaya başladılar:
Çocuklar Amca bu boğa hangi dilden anlar?
Boğanın sahibi Galiba orada İngilizce konuşuyorlar der.
"Amca bu sığır turist mi?"
"Ne turisti oğlum, boğa bu..."
Ama neden İngilizce anlıyor, turist gibi..."
"Bu Avustralya'dan geldi.."
"Biz her Avustralyalı turisti kesiyor muyuz?"
"Yok oğlum bu boğa... Kesilmek için geldi..."
"Peki hanutçuların kestiği turistler kimler?"
Sorular devam ederken bu muhabbeti kesen bir teklif yapıldı.
Çocuklardan biri göğsünü gere gere Ben onun dilinden anlarım. Okulda İngilizce okuyorum der.
Konuş o zaman derler
Çocuk tedirgin bir şekilde boğaya bakar ve seslenmeye başlar
Kam kam cici boğa
Kam...
Hayvan hiç oralı olmaz
Arkadaşı hemen atlar.
Oğlum senin diksiyonun bozuk. Öyle kam denmez diyerek ağzını yayarak bu kez o Kam kam der
Boğa gene anlamaz. Bu kez boğanın sahibi Başlayacağım sizin kamınıza damınıza der ve hayvana doğru yaklaşarak Höst evladım
Gel bakayım yanıma der
Hayvan yorulmuştur
Sahibine fazla direnmez ve teslim olur.
Adam boğanın boynuna ipi geçirip götürürken çocuklar birbirlerine sorarlar.
İngilizcede höst var mı? Yarın lugata bir bakalım derler
İşte geleneksel Kurban Bayramı hikayelerinden biri böyle...
Herkesin bayramını kutlar, mutlu huzurlu ve aydınlık günler dilerim.