İSTANBUL - Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "futbolda şike" soruşturmasında kumpas kurduğu gerekçesiyle 88 sanığın yargılandığı davada açıklanan ilk cezaların ardından değerlendirmelerde bulundu.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "futbolda şike" soruşturmasında kumpas kurduğu gerekçesiyle 88 sanığın yargılandığı davada açıklanan ilk cezaların ardından konuştu. " Fenerbahçe'nin en yalnız olduğu dönemde Fenerbahçe'ye saldıran, vuran, iftira atan, bu iftiraların meşrulaşması için mecrasını kullanan bütün kişi ve kurumlarla her şekilde hesaplaşacağız." ifadelerini kullanan Koç şunları söyledi:
"Keşke bugünleri yaşamasaydık"
Fenerbahçe açısından üzülerek söylüyorum ki tarihi bir gün. Keşke bugünleri yaşamasaydık. Ben avukatlarımıza, başından sonra davaları takip edenlere teşekkür ediyorum. Kulüp avukatlarımız da yıllarını verdiler. Fenerbahçe'nin bir pazar sabahı başlayan ve bugüne kadar maddi manevi çok büyük zararlara uğratan bu davada çok önemli bir dönüm noktasına geldik. Hukuki süreç tamamlanmadı. Yargıtay'dan karar bekliyoruz. Bugün çıkan kararlarda cezalar o kadar ağır ki değişeceğini sanmıyoruz.
Fenerbahçe'nin ve milyonlarca taraftarın bu süreçte yaşadıkları hiçbir hukuki sonuçla ölçülemez. Bunlar baş aktörler. Bir de bu işin yan aktörleri var. Rüzgarın nereden estiğine bakarak Fenerbahçe'yi medya aracıyla, ellerindeki köşelerde, çıktıkları TV programlarında şakşaklayan insanlarla hukuken olmasa da vicdanen hesaplaşacağız. Daha oraya gelmedik. Fenerbahçe 3 Temmuz Kumpas Davası büyük resimde yalnızca bir bölüm. Kul hakkı yediler, iftira attılar. İnsanlar kanser oldu, çocuklar utancından okula gidemedi. Sonucunda kurguladıkları, iğrenç emellerine hizmet ettirmek için, bu ülkeyi yeniden dizayn etmek için aldıkları güçle, spor, siyaset, TSK olsun ülkemize çok büyük zararlar verdiler. Biz bunlardan bir tanesiyiz. Allah bugünleri Türkiye'ye bir kez daha göstermesin. Bu insanların bu kadar güç sahibi olmaları, devletin kılcal damarlarına sızarak bu güçlere gelmelerine nasıl müsaade edildiyse bundan ders alınması lazım. Bu dersler alındı mı emin değilim.
"Çok kızgınız, çok kırgınız..."
Fenerbahçe maddi ve manevi zarar kolay kolay karşılanabilecek bir şey değil. Şu anda hukuki kararımızı arıyoruz. Bu uzun yolculuğun sonuna gelmiş gibi gözüküyoruz. 1-2 adım kaldı. Ondan sonra Fenerbahçe'nin yaşadıklarının neler olduğunu taraflı tarafsız herkesin kabul ettiği noktaya geldik. Bunun hesabını soracağımız daha çok kurum ve kişiler var. Biz, Aziz başkan, bu koltukta kim olursa olsun sonuna kadar bu mücadeleyi vereceğiz. Şu anda mutlu değiliz, zafer çığlıkları içinde değiliz. Çok kızgınız, kırgınız. Bu kırgınlık ve kızgınlık, camia hakkını alana kadar devam edecektir.
"Bunları yaptıklarına pişman edeceğiz"
En çok kızdığım kesim de o rüzgarı arkasına alarak, Fenerbahçe'nin en yalnız olduğu dönemde Fenerbahçe'ye saldıran, vuran, iftira atan, bu iftiraların meşrulaşması için mecrasını kullanan bütün kişi ve kurumlarla her şekilde hesaplaşacağız. Hukuken olmasa da hesaplaşacağız. Hukuken de olmalı bence. Çünkü bu terör örgütü her koldan saldırıyordu. Resmi medyalarının dışında medya mensubu olduğunu savunan, bugün de hiç utanmadan, kendi vicdanlarıyla hesaplaşmadan o zamanlar isteyerek, bilerek o insanların maşası oldular. Biz omuz omuza, hiç yılmadan, sabrederek bunları yaptıklarına pişman edeceğiz.
"Bu kudretli devlet bunu yapabilir"
Kulübümüzün maddi ve manevi zararlarını telafi etmemiz lazım. Çok farklı yerlerde zararlara uğradık. Bu işin Fenerbahçe ayağı. Bu işten mağdur olmuş çok başka insanlar, aileler var. Türkiye Cumhuriyeti, son kişiye kadar bu işin peşinden gitmelidir. Çocuklarımızın bir daha böyle bir şey yaşamamaları lazım. Onlara sağlam bir ülke bırakmak için bütün bunların temizlenmesi lazım. Bu insanların temizlenmediği alanlar var. Bu kudretli devlet, gücüyle bunu yapabilir. Yeter ki sonuna kadar gidilsin.
"Gözümüz açık olmalı"
"İçimde buruk bir sevinç var. Keşke bunları yaşamasaydık. Keşke buraya 10 yıldır gelip gitmeseydik. Gözümüz açık olmalı. Bunlar durmayacaktır. Ülkece bu mücadeleyi sulandırmadan, sonuna kadar vermeliyiz."