KAŞ, Bünyesinde yüzlerce tür barındıran ve Akdeniz'de kıyı balıkçılığından elde edilen su ürünlerinin yüzde 80'ine yuva olan deniz çayırlarını korumak için “Akdeniz'e Nefes Programı” kapsamında Kaş'ta 100 şamandıra atıldı. Aynı zamanda ekolojik resif işlevi görecek şamandıralarla tekneler tarafından yoğun olarak kullanılan deniz ekosisteminin korunması hedefleniyor.
Deniz ekosistemlerinin korunması ve denizel kaynakların daha iyi yönetilmesi amacıyla hayata geçirilen Kaş Akdeniz'e Nefes Projesi 3 Kasım tarihinde Kaş'ta gerçekleştirilen basın toplantısı ile kamuoyuna duyuruldu. Denizlerin akciğerleri olarak görülen deniz çayırları ekosistemini korumak için yola çıkan proje kapsamında deniz biyoçeşitliliği açısından Doğu Akdeniz'deki önemli noktalardan biri olan Kaş'ta kurulan ekolojik şamandıra sistemi, deniz çayırlarına en çok zarar veren uygulamalardan biri olan tekne demirlemelerinin önüne geçecek.
Deniz çayırları Akdeniz'deki türlerin yaklaşık yüzde 20'sine ev sahipliği yapıyor
Deniz çayırları, Kaş'ın nefes alabilmesi için de büyük öneme sahip. Deniz çayırları içinde önemli ve kritik türlerden biri olan Posidonia oceanica, sıfır-kırk metre derinliklerde yetişiyor ve Akdeniz Havzasında 2,5 ila 5 milyon hektarlık bir alanı kapladığı tahmin ediliyor. 2015 yılında yapılan bir çalışmada sadece Akdeniz'de yaşayan Posidonia oceanica'nın 25 ekosistem hizmeti sağladığı tespit edilirken bölgedeki varlığı, insan nüfusu için birçok fayda sağlıyor.
Deniz çayırları yaklaşık 30 yıl boyunca çok yavaş büyüyor; bu süreç teknelerin demirlemesi, kirlilik gibi insan faaliyetleri nedeniyle sürekli zarar görüyor. Bu deniz çayırı türü, tüm Akdeniz'de uluslararası anlaşmalarla (Bern ve Barselona Sözleşmeleri) korunuyor. Ancak deniz çayırlarının bulunduğu alanlar tekneler tarafından da yoğun olarak kullanıldığı için deniz çayırlarının yakın gelecekte yok olmasını önlemenin tek yolu ise demirleme uygulamalarının acilen durdurulması.
“20 yılı aşkın süredir bölgede çalışıyoruz”
WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Nafiz Karadere, “Doğal Hayatı Koruma Vakfı olarak 20 yılı aşkın süredir Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde değerli bilim danışmanlarımız, yerel paydaşlarımız ve karar vericilerle birlikte çalışıyoruz. 20 yıllık mücadelemiz süresince teknik çalıştay toplantılarında emek veren kurum temsilcilerine, önümüzdeki zor patikalarda bizlere rehberlik eden bilim insanlarına ve danışmanlarımıza, proje konusunda inisiyatif alan şimdiki ve önceki iki dönemde görevde bulunan Kaş Kaymakamlarımıza, deniz çalışmalarına destek veren Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Liman Başkanlığı gibi kurum temsilcilerimiz, tüm koordinasyon ve teknik süreçleri izleyen resmi kurum çalışanları ve uzmanlarına tebrik ve teşekkürlerimizi sunuyorum. Koordinasyon sürecinde emekleri büyük olan kadın denizcilerimiz ve kadın toplum liderlerimizi özellikle kutluyor ve minnettarlığımızı ifade ediyorum. Cumhuriyetin 100'üncü yılına armağan ettiğimiz 100 şamandıra, bilimin, aklın, yerel değerlerin, doğa korumanın, yerel ekonominin, ulusal ve uluslararası işbirliklerinin ortak ürünü. Her zaman söylediğimiz gibi denizlerimizi korumak birlikte mümkün” dedi.
“Cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemize böyle anlamlı bir proje armağan etmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz”
HSBC Genel Müdürü Selim Kervancı konuşmasında “HSBC olarak Net Sıfır Karbon hedefi ve İklim Krizi ile mücadeleyi grup stratejimizin ana bileşeni yapmış bir bankayız. Bunun yanında, farklı ülkelerdeki yerel tabiatı ve kültürel mirası korumayı ve gelecek nesillere aktarmayı kendine misyon edinmiş global bir markayız. WWF-Türkiye, bakanlıklar ve yerel yönetimle işbirliği içinde bu iklim krizinin önüne geçmek için Akdeniz'e Nefes – Deniz Çayırları projesini hayata geçirdik. Karbon dioksidi absorbe eden Deniz Çayırları Akdeniz'e nefes veriyor. Ancak, teknelerin dibe çapa atmaları sonucu deniz çayırları zarar görüyor. Bunun önüne geçmek için Kaş Kekova Bölgesi'nde 100 adet çevre dostu tasarıma sahip ekolojik tonoz deniz dibine yerleştirilmiş ve teknelerin bağlanacağı şamandıralar bu tonozlara sabitlenmiş durumda. Artık tekneler ve diğer deniz araçları dibe demir çapa atıp, deniz çayırlarına zarar vermek yerine; araçlarını bu şamandıralara bağlayacak. Şamandıra sistemimiz deniz çayırlarına, deniz çayırları da göz bebeğimiz Akdenizimiz'e nefes olacak. Cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemize böyle anlamlı bir proje armağan etmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Geçmişten aldığımız bu tabiat güzelliği mirasının, tüm renkleri ve canlılarıyla korunarak geleceğe taşınacak olması, bunda HSBC olarak bizim de payımızın bulunması en büyük mutluluğumuz” dedi.
“İklim değişikliğinin en çok etkisini gördüğümüz alanlardan biri de denizaltı biyoçeşitliliği”
Kaş Kaymakamı Tevfik Kumbasar adına Proje Koordinatörü Bihter Kaya Ünal ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu projede beni en çok heyecanlandıran kısım kamu, sivil toplum ve yerelin bir arada çalışması oldu. Bugün de tüm bu paydaşlarımızı bir arada görmek projenin en değerli kısmı diye düşünüyorum. İklim ve yaşam hızla değişiyor. İklim değişikliğinin en çok etkisini gördüğümüz alanlardan biri de denizaltı biyoçeşitliliği. Bakanlıklarımızın deniz çayırlarının korunmasına dair bir vizyonu var ve bu doğrultuda koruma alanlarında güçlü adımlar atılmasına ihtiyaç duyuyoruz. Bu kapsamda WWF-Türkiye ile uzun zamandır bölgemizde çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Hem özel koruma bölgesi olmasında hem de tonozların yerleştirilmesinde çok büyük destekleri oldu. Projenin Kaş'ın kendi imkânları ile tamamlanması da çok önemli ve gurur verici bir ayrıntı.”
“Yaşam alanlarını zarar vermeden, doğal bir şekilde yaşatmamız ve korumamız gerekiyor”
Kaş Belediye Başkanı Mutlu Ulutaş ise “Mesele Kaş ise, mesele doğa ise, mesele dünyanın sürdürülebilirliğini sağlamak ise söylenecek çok şeyimiz var. Bu gezegeni tüm canlılar için yaşanabilir hale getirmek çok önemli. Kaş Akdeniz'e Nefes Projesi küçük çaplı bir iş gibi gözükse de aslında çok büyük ölçekte fayda sağlıyor. Kaş'ın denizleri gerek dalış turizmi gerekse içinde barındırdığı çeşitlilik nedeniyle ekonomik açıdan da çok büyük bir öneme sahip. Bu nedenle bu yaşam alanlarını zarar vermeden, doğal bir şekilde yaşatmamız ve korumamız gerekiyor. Tam da bu noktada başından beri bu projeye canı gönülden destek veriyoruz ve vermeye de devam edeceğiz” ifadelerini kullandı