İSTANBUL- Makarnada yarattığı Arbella markası ile Afrika ve Uzakdoğu pazarlarına kadar ulaşan Arbel, bir yılda cirosunu 85 milyon TL'den 262 milyon TL'ye çıkardı. Firma 2009'da makarnanın anavatanı İtalya'ya kafa tutmaya hazırlanıyor.
Türkiye, ABD, Kanada ve Avustralya'da yatırımlar yaparak bakliyatta küresel bir oyuncu haline gelen Arbel Bakliyat, yaklaşık bir yıl önce başladığı makarna üretimi ile krize meydan okuyor. Makarnada yarattığı Arbella markası ile Afrika ve Uzakdoğu pazarlarına kadar ulaşan Arbel, bir yılda cirosunu 85 milyon TL'den 262 milyon TL'ye çıkardı. "Küçük değil büyük oyuncu olacağız" hedefi ile girdiği makarna sektöründe kısa sürede çok büyük bir yol kat eden firma 2009'da makarnanın anavatanı İtalya'ya kafa tutmaya hazırlanıyor.
"Birçok firma için yıkım anlamına gelen krizde biz yeni fırsatların peşine düştük" diyen Arbel Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan, Afrika pazarında sağladıkları açılımın ve 2007'de gıda alanında kazandıkları Hızlı Balık Ödüllü'nün hızlarını artırdığını açıklayor. Arslan, "Ödül sayesinde Hızlı Balığın ne anlama geldiğini öğrendik. Yeni yatırımlara yöneldik, yeni pazarlara açıldık. Krizde herkes yatırımdan kaçarken biz yaptığımız makarna yatırımını daha da büyütme kararı aldık. Makarna tesislerimiz mart ayında devreye alacağımız 10 milyon dolarlık bir ek yatırımla Türkiye'nin en büyük üretim hattı haline gelecek. Üretim kapasitemiz yüzde 40 artacak" diye konuştu.
2009'da daha da hızlı olacağız
Mahmut Arslan, Arbel'in başarısının sırrını 2007'de kazandığı Hızlı Balık Ödülü'nün ardından yaptığı açıklamada şöyle anlatmıştı: "Bütün başarı hikâyelerinde biraz şanstan, biraz da ileri görüşlü olmaktan bahsedilir. Arbel'in hikâyesinde ise 40 yıllık sistematik bir çalışmayı görebiliyorum..."
Bu sır Arbel'in krizde de en büyük silahı oldu. "2010'da AB ülkelerinde tarım teşviği kaldırılacağı için İtalya makarnadaki gücünü kaybedecek. Bu da bizim için bir fırsat" öngörüsü ile başladığı makarna üretimi, Arbel için krizde de önemli bir koruyucu kalkan hatta büyümeyi tetikleyici bir unsur olmuş. Bir yıl içinde Afrika'daki tüm ülkelerine Arbella markası ile ihracatı yapar hale gelen firmanın makarna ihracatının toplam yüzde 40'ı kara kıtadan...
Afrika pazarının yanı sıra öncelikli tercihi İtalyan makarnasını olan Japonların mutfağına kadar girmeyi başardıklarını belirten Arslan, "Japon tüketicisinin gözünde İtalyan makarnaları ayrı bir yere sahipti. Ama biz bunu kırdık. Japonya'da, Tayland'da ve Tayvan'da Arbella markası ile sadece marketlere değil, büyük catering şirketlerinin ve restoranların mutfağına kadar girdik" diyor. Arslan, Afrika ve Uzakdoğu'nun yanı sıra Azerbaycan pazarında da etkin bir oyuncu haline geldiklerini söylüyor.
Arslan makarnada daha kat edecekleri önemli bir yol olduğunu ve büyük adımlarla ilerleyeceklerini anlatıyor ve ekliyor: "Şimdiki hedef pazarımız Orta ve Güney Amerika ile başta İtalya olmak üzere Avrupa pazarı. Her iki bölge için de uzun bir süredir çalışma yapıyoruz. 2009 bu pazarlara açılmada doğru zaman."
Markalaşma çalışmalarına devam
2007 yılında başladıkları markalaşma çalışmalarının kendileri için çok önemli olduğunu belirten Arslan, krizin bu konuda da kendilerine geri adım attırmadığını söylüyor. Arslan, "Edindiğimiz tecrübeler sonrasında markanın çok önemli olduğunu anladık. Bunun için yeni stratejiler belirleyerek çalışmalara başladık. Son dönemdeki tüm stratejimizi buna göre kurduk. 2008 Arbel için markalaşma yılıydı. Markalaşma çalışmalarına ara vermeden devam edeceğiz " dedi.
Bir yılda neler yaptı
* Üretimini çeşitlendirerek bakliyatın yanı sıra makarna üretimine başladı.
* Makarna pazarına sıkı bir marka çalışması girdi. Yarattığı Arbella markası ile dünya çapında yeni pazarları keşfe çıktı.
* İlk hedef olarak makarna tüketiminin yüksek olduğu Afrika pazarını seçti.
* İtalyan makarnasına rakip olabileceğini zor beğenenen tüketici profiline sahip olan Japonya'da gösterdi. Japonya'da restoranlardan, evlere kadar tüm mutfaklara girdi.
* Yeni markası Arbella ile cirosunu 85 milyon TL'den 262 milyon TL'ye çıkardı.
Baba mesleğine sahip çıktı küresel oyuncu haline geldi
İstanbul'da Makine Mühendisliği'ni bitirdikten sonra Mersin'e evine dönen Mahmut Arslan, bir yıl kadar işsiz kaldıktan sonra babası İbrahim Aslan'ın mesleği bakliyatta karar kılarak kolları sıvıyor. 1980'de babasının 15 yıl önce kurduğu değirmenin başına geçen Aslan için merdivenleri çıkmak o kadar kolay olmuyor. Çünkü Arbel'i kurma kararı aldığı dönemde ülke en kötü dönemlerinden birini yaşıyordu. Siyasi ve ekonomik krizin halkı zorladığı yıllarda iş hayatına atılan Arslan, fabrikayı kurduklarının ertesi gününe askeri darbe ile uyanıyor. Ancak Aslan, sakinliği elde bırakmadan baba mesleğini büyütme kararından vazgeçmiyor. Arbel için dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın ihracat konusunda yaptığı değişiklikler dönüm noktası oluyor. Yeni dönemde sermaye şirketleri devlet tarafından desteklenmeye başlıyor. 1990'lı yılların sonuna kadar toptan ve fason üretim yapan Arbel dünya bakliyat üretimi ve ihracatında lider olan Kanada tarafından davet almasıyla yeni bir döneminde kapıları aralanmaya başlıyor. Kanada Tarım Bakanı tarafından özel görüşme talebini kabul eden Arslan, bu ülkede yatırım kararı alıyor. Kanada'da "special crop" yani özel ürün diye nitelendirilen baklagil üretimine giren Arbel, 2007'de Kanadalı Agtech firmasını satın aldı. Hemen ardından da ABD'nin Kuzey Dekota Eyaletinde ve Avustralya'da yeni üretim tesisleri satın alarak bünyesine kattı.
Arbella markası ile Afrika ve Uzakdoğu pazarlarına ulaşan Arbel, bir yılda cirosunu 85 milyon TL'den 262 milyon TL'ye çıkardı...