ÖZKAN ALTINTAŞ – TÜRKİYE TURİZM
İZNİK / BURSA- İznik ve Gölyazı’da yürütülen kazı çalışmaları üzerine Bursa Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nda akademisyenlerin katılımı ile Bursa Büyükşehir Belediyesi, ev sahipliğinde düzenlenen “Medeniyet ve İnanç Tarihi” başlıklı toplantı için yurtiçi ve yurtdışından gelen üniversitelerin arkeoloji bölümü öğretim üyeleri ile turizmciler buluştu.
İznik bölgesi kazılarını yürüten Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mustafa Şahin önderliğinde yapılan çalışmalar konuklara tanıtıldı. Akdeniz Turizm Vakfı MTT Genel Sekreteri Andrew Aigius Muscat, Malta Teoloji Fakültesi'nden Father Stephan ve MTT'den Mona Khalila, Dünya Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu- FİJET Başkan Yardımcısı ve Türkiye Başkanı Delal Atamdede, duayen rehber Tolon Sökmen, Plantour Başkanı Hüseyin Kurtoğulları, Arkeolog Özgür ile İznik Gölü kayısındaki su altı bazilikasını yerinde incelediler. Daha sonra günümüzde Gölyazı olarak bilinen Apollonia’da yer alan Roma eserlerini gezdiler.
İNCİL’İN YAZILDIĞI BAZILIKA
İncil’in İznik’te oluşturulmasının 700’cü yılı kutlamaları için 2025 yılı düzenlenecek toplantının ön görüşmeleri yapıldı. Toplam 8 milyar dünya nüfusunun 1/3’ünü oluşturan 2.6 milyar hristiyan inancına sahip olanların kitabı olan İncil’in MS 325 yılında yazıldığı İznik’in su altı bazilikası dolaşıldı. 1700 yıl önce İznik'te toplanan kilise önderlerin büyük çoğunluğu İsa'nın gerçek Tanrı olduğu fikrini pekiştirdiler. Konsilde bu konuda onaylanan İznik İnanç Bildirisi bugüne kadar Katolik, Ortodoks ve Protestan Kiliselerin ortak olarak kabul ettiği metinlerdendir. Birinci İznik Konsili, MS 325 yılında İmparator I. Konstantin tarafından Roma İmparatorluğu topraklarında Hristiyanlığın içerisinde tartışılan bazı konuları netleştirmek amacı ile toplanmıştı. İznik Konsili'nin ana konusu İsa'nın gerçek Tanrı olup olmaması idi.
Nekropol sahasında açılan mezarlar, göl ortasında bulunan Kız Adası üzerindeki Apollon Tapınağı kazı çalışmaları hakkında bilgi verildi.
Bazilikanın su altı kazı ve araştırmaları 2015 yılından itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin sağladığı maddi destekle, İznik Arkeoloji Müzesi Başkanlığı'nca, Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Şahin'in bilimsel danışmanlığında yürütülüyor.
2014’ÜN EN ÖNEMLİ KEŞFİ: İZNİK SU ALTI BAZİLİKASI
2014 yılının başlarında Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin "Tarihi Kültürel Mirası Tespit ve Havadan Fotoğraflama Çalışmaları" esnasında göl içindeki kalıntılar keşfedildi. Su altı arkeolojisi alanında son yıllardaki en önemli keşiflerden birisi oldu. Aynı yıl içerisinde Amerika Arkeoloji Enstitüsü (AIA) tarafından yayınlanan "Archaeology Magazine" isimli dergide 2014 yılının en önemli 10 keşfi arasında gösterildi.
Bazilika, kıyıdan yaklaşık 50m açıkta, 2-3m derinlikte su altında bulunuyor. Sular çekildiği an ortaya çıkıyor. Bazilikayı sular çekildiği için dolaştık. Yapı, yaklaşık 41m uzunluğa, 18,5m genişlikte. Dikdörtgen planlı yapı doğu-batı doğrultulu olup, üç nefli, atrium, narteks, apsis ve pastophorium yer alıyor. Bazilika erken hıristiyanlık dönemi dini mimarisi açısından önemli bulunuyor. Baziliknın planlı kilise, bema duvarının altında uzanan mezarlarda bulunan sikkelere göre MS 5. yüzyılın başlarında inşa edildiği sanılıyor.
Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mustafa Şahin, "İznik bölgesini turizme kazandırmaya çalışıyoruz"
Alandaki çalışmalarda İznik ilçesinin Antik dönemi ile ilgili belirsiz olan üç farklı konuya cevap arandı.
1- Sur duvarlarının dışında ve İznik Gölü kıyısında şehit edildiği bilinen Aziz Neophytos anısına inşa edildiği rivayet edilen kayıp kilise burası olabilir mi?
2- Hıristiyanlık dininin dört büyük mezhebinin de tanıdığı 1. Konsil MS 325 yılında İznik'te (Nikaia) toplandı. Toplantı yapılan Senatus Sarayı'nın yeri günümüzde hâlá gizemini koruyor. Vatikan müzelerinden birisi olan Cappella Sistina'da yer alan freskodaki betimin işaret ettiği toplantı salonu burası mı?
3- Yazılı kaynaklara göre, Roma İmparatoru Commodus'un (MS 180-192) emri ile MS 183 yılında kent surlarının dışında mimar Baktyanus'un Apollon Tapınağı inşa ettiği biliniyor Kalıntıların bulunduğu alanda yapılan yüzey araştırmaları ve kazılar esnasında erken dönem sikkeleri, çanak çömlek parçaları ve mermer sütun tamburları bulundu. Apollon Tapınağı, bazilika planlı kilisenin altında olabilir mi?
GÖLYAZI, APOLLONIA
Günümüzde Gölyazı olarak bilinen Apollonia, kuruluş efsanesine göre MÖ B. yüzyılda, yazılı kayıtlara göre MÖ 2. yüzyılda kuruldu. Kuruluşunda Apollon kültü önemli rol oynadı. Yerleşim, MÕ 2. yüzyılda Milet'in kolonisi olarak tekrar kuruldu. Apollonia, MÖ 218 ve 188 yıllarında ara ara Bergama egemenliğine girdi.. MÖ 183 yılında Romalılar tarafından Bergama Krallığı'ndan alınarak Bithynia Krallığı'na bağlandı. Apollonia, MÖ 156-154 yıllarında Bithynia ile Bergama krallıkları arasında yapılan savaştan sonra kesin olarak Bergamalılar'ın yönetimine geçti.
Apollonia ismi ilk olarak Bergama Krallığı döneminde darp edilen sikkelerde görülmüştür. Kent sikkeleri üzerinde Apollon ve kerevit figürleri ön plana çıkıyor. Bu durum, kerevit ticaretinden elde edilen gelirin ve Apollon kültünün kent açısından önemini gösteriyor.
Apollonia, Bergama'nın MÖ 133 yılında Roma'ya bağlanması ile Roma egemenliğine geçti ve "civitas libera" (özgür kent) statüsünü elde etti. Bizans İmparatorluğu döneminde bir süre Nicomedia'ya (İzmit) bağlı bir piskoposluk merkezi oldu. Kaya Kült Alanı, stadion, tiyatro, kent surları, nekropol ve Kız Adası üzerindeki Apollon Tapınağı günümüze kadar ulaşabilen kalıntılar arasındadır.
27 ADET MEZAR AÇIĞA ÇIKARTILDI.
Nekropol sahasında, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ile Bursa Müze Müdürlüğü'nün başkanlığında başlatılan; Nilüfer Belediyesi'nin desteği ve Bursa Uludağ Üniversitesi adına Prof. Dr. Mustafa Şahin'in bilimsel danışmanlığında 2016-2017 yılları arasında gerçekleştirilen kurtarma kazıları neticesinde 5 farklı sektörde toplam 27 adet mezar açığa çıkartıldı.
Çıkartılan mezarlara göre, Erken Helenistik Dönem'den (MÖ 4.-3. yüzyıl), Orta Bizans Dönemi'ne (MS 12- 13. yüzyıl) kadar gömü yapıldı. Nekropol alanında tespitlere göre mezarları; podyumlu anıtsal, lahit, basit oda, khamosorion, basit toprak, çatkı ve sandık mezarlar olarak başlıca 7 ana grupta toplanılyor. Mezarlarda, inhumasyon (normal defin), birincil kremasyon (yerinde yakarak) ve kremasyon (başka bir yerde yakarak küllerin taşınması) gömü tercih edildiği görüldü.