100 yıldır bitmeyen yağma: Anadolu hekim mezarları

Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü’nden Daniş Baykan güzel bir inceleme ile “100 yıldır bitmeyen yağma: Anadolu hekim mezarları”nı yazdı.

DANIŞ BAYKAN – TÜRK ESKIÇAĞ BILIMLERI ENSTITÜSÜ
İSTANBUL - Kaçak kazılar ile talan edilen Anadolu’nun tarihi eserleri yurt dışına kaçırılırken, gizli değeri olan ‘Anadolu hekim mezarları’ da yağma edildi. Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü’nden Daniş Baykan güzel bir inceleme ile “100 yıldır bitmeyen yağma: Anadolu hekim mezarları”nı yazdı.

İnsanlar, en erken dönemlerden itibaren, hastalıklar konusunda bilgi ve deneyimleriyle tedavi yöntemlerini geliştirmeye çabalamışlardır. Yöntemleri farklı olsa da tedaviyi uygulayan iyileştirici kişi yani hekim, Mezopotamyalılarda Asû, Mısırlılarda Swnw, Hititlerde LÚA.ZU, Çinlilerde Yang Yi, Hindularda Vaidiya, Yunanlarda Iatros, Romalılarda Medici / Medicae olarak adlandırılmıştır.



Roma İmparatorluk Dönemi’nden önce hekimliğe dair belge ya da diploma alınabilecek resmî kurum bulunmadığı için, herkes kendisine “hekim” diyerek ortaya çıkabilmekteydi. Roma İmparatorluk Dönemi’ndeki savaş ve salgın hastalıklar, kurallara bağlı bir hekimlik mesleğinin ortaya çıkışını, dolayısıyla da tıp ve tedavi yöntemlerinin gelişimini sağlamıştır. Antik Çağ’da kaza ve salgınlar dışında, yaşam kalitesini ve uzunluğunu, hijyene bağlı olarak sosyo-ekonomik koşullar doğrudan etkilemekteydi. Hastalıklar karşısında en seçkin hekimler bile bazen yetersiz kalsa da, diyet ve cerrahi girişimler sonucunda olumlu sonuçlar da yaşanabilmekteydi. Cerrahide başarılı sonuçların elde edilmesinde, tıp aletlerinin iyi tasarlanmış ve çeşitli olmasının büyük önemi vardır. Roma İmparatorluk Dönemi’nde, köleleri, saray mensuplarını, askerleri, gladyatörleri ve yoksulları tedavi eden ayrı hekimler vardı.

Bu hekimlerin uygulamaları, ilaç tedavisi, hidroterapi, cerrahî, diyet, psikoterapi gibi farklı dallardaydı. Göz, kulak, diş, kadın hastalıkları gibi özellikli konuların uzmanları, alanları farklı cerrahlar, su ve şarap tedavisi uygulayıcıları vardı. Özellikle kontekst halinde ele geçen hekim mezarları kullanılan yöntem ve aletler konusunda bilgi vericidir. Aynı zamanda da eksiksiz ele geçen bir hekim mezarı konteksti, sahibinin hangi tedavileri gerçekleştirdiğini ve tedaviyi yaptığı aletleri göstermesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Yunan ölü gömme geleneğinde mezar hediyesi olarak tıp aletlerine rastlanmamaktadır. Balıkesir’in Poyracık Köyü’nde 1936’da çiftçiler tarafından bir tarlada bulunan ve Bergama Müze Müdürü Osman Bayatlı tarafından açılan Poyracık Mezarı kontekstinde pişmiş topraktan bir hacamat kabı, on adet unguentarium, iki merhem kutusu, çeşitli kaplar ve figürinler de ele geçmiş ve MÖ 2. yy’a tarihlendirilmiştir (Deubner 1940: 33-48). Mezar kontekstinin yayınında figürinler üzerinde durulmuş, hacamat kabı pişmiş toprak olduğu için ve diğer eczayla ilişkili kaplar da bir kadına ait olabilecek parfüm kapları olabileceği düşünülerek doğru yorumlanmamış olsa da, bu mezar Batı Anadolu’da tıp bağlamında önemli sonuçlar verebilecek bir eczacı / hekime işaret etmektedir.

Celsus (ii. 11.1-2), hacamat kaplarının bronz veya boynuzdan yapılanlarının yerine, içki kaplarının ve dar ağızlı çanakların da kullanılabileceğinden söz etmiştir. Özellikle MS 1. ila 4. yy’lar arasında, ölen hekimlerin

tedavi gereçleriyle gömülme geleneği (Künzl 1999: 575) bağlamında, tıp aletleri daha iyi bilinir.
Bu aletler, Antik Çağ’da Büyük Asklepieia Oyunları dâhilinde düzenlen Tıp Aleti Tasarım yarışmalarının da (Aytaçlar 2006: 105-111) yardımıyla, MS 1. yy boyunca çeşitlendirilmiştir. Hekim mezarlarının kontekstleri en kapsamlı biçimde inceleyen Ernst Künzl, Anadolu’dan sadece üç mezardan bahsetmiş(Künzl 1983: 45-53) ve toplam 68 hekim mezarı kontekstini yayımlamıştır (Künzl 1982: 1-131; Künzl 1983).

Konteksti belli olmayıp kaçak kazılar sonucu Anadolu’dan yurt dışına kaçırılarak Roma-Germen Merkezî Müzesi’ne satılan 182 adet tıp aleti de (Künzl 2002: 28-43) muhtemelen tahrip edilen birçok Anadolu hekim mezarlarına aittir. Künzl Anadolu hekim mezarı olarak ikisi Ephesos’ta ve biri Kolophon’daki üç konteksti tanımlamıştır. Bilimsel kazıyla ele geçmemiş kontekstlerin, gün geçtikçe verileri kaybolduğundan, ayrıntılı bir şekilde değerlendirilerek, mezarı kontekstlerine yönelik bilimsel çalışmalara hız verilmesi Anadolu tıp tarihi açısından önem taşımaktadır.
Bu çalışmalar kazıların mezar buluntuları ve müze ile özel koleksiyonlardaki eserlerin ayrıntılı incelenmesiyle kataloglanmalıdır. Bu çalışmada farklı yayınlardan derlenen hekim mezarı kontekstleri ile hekim mezarı olma ihtimali yüksek eserler incelenmiş olup, orijinal kazı ve koleksiyon malzemesi üzerinde çalışılmamıştır. Ephesos 1 Hekim Mezarı Konteksti (Res. 1):


1905 yılında, Theodor Meyer-Steineg Batı Anadolu seyahatinde, Ephesos veya yakın çevresinde ele geçen buluntuları satın alarak Almanya’ya götürür ve 1912 yılında yayınlar (Meyer-Steineg 1912; Zimmerman- Künzl 1995: 515-540). Eserler, Jena Friedrich Schiller Üniversitesi Tıp Tarihi Müzesi’ndedir (Uzel 2000:

26). 38 parçanın 13 adedi II. Dünya Savaşı sırasında kaybolmuştur. Celsus’un (vii. 5.3) kullanımını tanımladığı Diokles kaşığı (Res. 1.37) ve kayıp eserler arasındaki cenin çıkartma aletinin (Res. 1.33) bilinen ilk örneklerinin bu mezarda bulunması, Tıp Aleti Tasarım yarışmalarında (Aytaçlar 2006: 105-111) antik kaynaklardaki tanımların yorumlanması sonucunda bu aletlerin imal edildiğini düşündürmektedir. Mezarın, Asklepios betimiyle süslenmiş bir havaneli (Res. 1.36) ile bazı kaşık sondalar nedeniyle ilaç tedavisi, ürolojik bir sonda (katater) (Res. 1.21) nedeniyle üroloji, cenin çıkarma aleti parçası (Res.1.33) nedeniyle jinekoloji, cerrahi iğne (Res. 1.17) ve kesici saparlı nedeniyle genel cerrahi alanlarında çalışan bir hekime ait olduğu anlaşılmaktadır.

EPHESOS 2 HEKIM MEZARı KONTEKSTI (Res. 2):

Ephesoslu rahip hekim Hygeinos Kanpylos’a aittir (Hassel-Künzl 1980: 403-421). Yeri kesin bilinmeyen

bir mezarın, 1980 yılında yayınlanan kaçak kazı buluntularıdır. Yurt dışına kaçırılan eserler Roma-Germen Merkezî Müzesindedir. Hygeinos Kanpylos’un mesane taşını kırarak çıkaran (lithotomi), bir cerrah olduğu ve ilaç tedavisi uyguladığı kontekstten anlaşılmaktadır.



KOLOPHON HEKIM MEZARı KONTEKSTI (Res. 3):

1912 yılında kaçak kazı sonucunda Kolophon’da bulunan ve yurt dışına çıkartılarak Johns Hopkins

Üniversitesi tarafından satın alınan (Caton 1914: 114- 118; Buckler-Caton 1914: 235-242) 36 eser, günümüzde bu üniversitenin Tıp Tarihi Enstitüsü’ndedir (Uzel 2000: 26). Trepanasyonda kullanılan modiolus gibi demir eserlerin kontekstte bulunmaması, sadece bronz eserlerin alındığını ve kontekstin eksikliğini gösterse de, alet çeşitliği açısından saptanmış en zengin hekim mezarıdır. Hekimin, trepanasyon, hacamat, kemik cerrahîsi ve genel cerrahî yanı sıra eczacılık da yaptığı anlaşılmaktadır.


ÇAĞıŞ HEKIM MEZARı KONTEKSTI (Res. 4):

Bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde korunan, Balıkesir Çağış’ta kaçak kazılarda ele geçen 11 alet arasında kaşık, çengel ve yassı sondalar, iğne kabzası, biri burun polipleri için özel tasarlanmış tutucular ve neşter sapları vardır (Uzel 2000: 29; Atakan 2002: 1-17). Buluntulara göre mezar sahibi hekimin üst solunum yolları ve genel cerrahi konusunda uzmanlaşmış olduğu söylenebilir.


İAM HEKIM MEZARı KONTEKSTI (Res. 5):
Yurtdışına kaçırılırken el konularak, 1998’de açılan dava sonucunda İstanbul Arkeoloji Müzeleri (İAM)’ne kaydedilen ve Anadolu’daki buluntu yeri bilinmeyen kontekst, kaşık, çengel, yassı ve zeytin sondalar ile kesici sapları içeren 20 eserden oluşur (Uzel 2006: 54; Uzel 2000: 29; Atakan 2002: 1-17). Buluntular arasında 10 neşter sapına karşın alet çeşitliğinin az olması kontekstin sadece bir kısmının yakalanarak müzeye kazandırıldığını düşündürmektedir. Neşter saplarının küçük ve çeşitli oluşu, kontekstte çengel sondaların bulunması, mezar sahibi hekimin göz cerrahisinde uzmanlaşmış olabileceğini akla getirmektedir.

CERRAHPAŞA HEKIM MEZARı KONTEKSTI (Res. 6):
Buluntu yeri ve zamanı bilinmeyen, 13 parçadan oluşan kontekst, 1932 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Müzesi’ne hediye edilmiştir (Uzel 2000: 205-207). Kaşık, çengel, yassı ve iğne sondalar, tutucular ve nester saplarından oluşan kontekstin en önemli iki parçası nadir görülen çift taraflı tutuculardır. Çift taraflı tutucuların birinin (Res. 6.8) kesici / kopartıcı özellik taşıyan uçlara sahip olması, dil baskısı olarak kullanılabilecek yassı sonda (Res. 6.4), neşter saplarının

(Res. 6.9-12) ince ve uzun oluşu ve hastanın çenesini uzun süre açık tutma amaçlı kullanılabilecek iri bir çengel (Res. 6.13), bu kontekstin Roma İmparatorluk Dönemi’nin en önemli cerrahi müdahalelerinden biri

olan küçük dil kesme (staphylotomi) işlemi yapan bir hekime ait olabileceğinin kanıtlarıdır.


KEPSUT HEKIM MEZARı KONTEKSTI (Res. 7):
Balıkesir’in Kepsut ilçesi, Akçaköy’de, bir mezarda ele geçtiği bildirilen 3 demir eser (Uzel 2000: 258- 259) İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne, kaçak kazıda ele geçen bronz buluntular da muhtemelen bir başka yere satılmıştır. İki dişçi kerpeteni ve bir makas, demir alet örnekleri olarak önem taşımaktadır. Roma

İmparatorluk Dönemi’ne ait hekim mezarı kontekstlerinin kaçak kazılar sonucunda nasıl parçalanarak dağıldığına ve öğrenilecek bilimsel verilerinin yok olmasına en güzel öreklerden birisi olan bu kontekste göre mezar sahibinin sadece dişçilik yaptığı söylenebilir.
Kontekstte dâhil olan demir makas ise ancak yanındaki diğer buluntularla açıklanabilecekken şu an bir örnek olması dışında bilimsel bir değeri yoktur.

CALVERT HEKIM MEZARı KONTEKSTI (Res. 8):
Çanakkale Arkeoloji Müzesi envanterine giren Frank Calvert koleksiyonundaki eserlerin buluntu yeri ve şekli bilinmemektedir. Daha önce bir mezar konteksti olarak değerlendirilmeyen 13 tıp aleti (Uzel 2000: 207-209), bazı sondaların sap kesit ve bezemelerindeki uyum nedeniyle (en azından bir kısmı) bir takımın parçaları olabilir. Kontekst içerisindeki tutuculardan biri (Res. 8.11) çok az rastlanılan özel bir tipte olmasına karşın, mezarın sahibi olası hekimin uzmanlığı hakkında bir sonuca varılması zordur.

ADANA HEKIM MEZARı KONTEKSTI (Res. 9):
Adana Arkeoloji Müzesi’ne kayıtlı, Veysel Köse koleksiyonunda yer alan 11 eserin, Adana’dan satın alınan mezar buluntuları olduğu belirtilmiştir (Uzel 2000: 266-268). Kontekst, kaşık ve yassı sondalar, tutucu, neşter sapı, kesici ve bir de tamamı demirden hacamat baltası (neşteri) içerir. Tutucunun (Res. 9.8) kesici / kopartıcı özellikte uca sahip olması, sondaların çoğunluğunu dil baskısı olarak kullanılabilecek yassı sondaların oluşturması ve demir kesiciler mezar sahibi hekimin küçük dil kesme müdahalesi (staphylotomi) yapmış olabileceğini düşündürmektedir.

İZMIT HEKIM MEZARı KONTEKSTI:
İzmit’ten aynı zamanda satın alınarak İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne kaydedilen 4 eser (Uzel 2000: 239, 258-259) bir hekim mezarı kontekstine ait olmalıdır. Kontekst, çengel ve yassı uçlu iki sonda, bileşimi bronz, uçları demir olan bir kemik kaldırıcısı ve bir sonda mahfazası içermektedir. Anlaşıldığına göre, kontekst eksiktir ve iyi korunmuş sondalar bir özel koleksiyona verildikten sonra yalnızca satılamayan bu dört parça İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne getirilmiştir.


KYZIKOS HEKIM MEZARı KONTEKSTI (Res. 10):
1904 veya 1905 yılında Berlin Antik Eserler Derlemi’ne kaydedilen dokuz alet ve parçalar halinde bir ecza kutusunun buluntu yeri olarak Kyzikos kaydedilmiştir (Heres 1992: 157-165). Kontekstte kaşık, çengel ve yassı uçlu sondalar, tutucular, neşter parçaları ve bronz bir ecza kutusu vardır. Mezar sahibinin genel cerrahi ve ilaç tedavisi uygulamaları yapan bir hekim olması muhtemeldir.

SARDEIS HEKIM MEZARı KONTEKSTI (Res. 11):
1911 yılında Sardeis kazılarında ele geçen 13 adet tıp aleti, bir Harvard Üniversitesi öğrencisi tarafından Amerika’ya kaçırılmış; 1974’de bir cerrah tarafından satın alınan bu eserler 2009 yılında ülkemize iade edilmiştir (Radikal 28.7.09). Kontekstte üç adet ince uzun neşter sapı, kaşık sondalar, stylus, yassı sonda, sonda kutusu, delici, ısıya maruz kalmış kemikten bir alet, kesici / kopartıcı özellikli tutucu bulunmaktadır.


HALUK PERK KOLEKSIYONU HEKIM MEZARı KONTEKSTI (Res. 12):
İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne bağlı Haluk Perk Koleksiyonu’nda bulunan birçok tıp aleti muhtemel

hekim mezarı kontekstlerinin parçalarıdır. Bunların bir kısmı koleksiyon sahibi tarafından kontekst olarak yayınlanmıştır (Perk 2006: 21-35). Tam ve kesin olmayan bu kontekstlere karşın işçilik bakımından birbirine çok benzeyen ve bir takımın parçaları olduğu anlaşılan kontekstteki bronz aletler gümüş kakmalıdır (Köroğlu-Çavuşoğlu 2009: 78). Bir hekim mezarı kontekstinin küçük bir kısmına ait aletler arasında üç ince uzun neşter sapı biri kesici / kopartıcı uca sahip (Res. 12.3), diğeri muhtemelen burun için kanca içeren (Res. 12.4) iki tutucu, kaşık sonda, demir uçlu iki alet ve muhtemelen katarak iğnesi sapı (Res. 12.8) bulunmaktadır.

Bahsedilen 13 hekim mezarı konteksti haricinde, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalı koleksiyonuna kayıtlı eserler (Uzel 2000: 186-195); Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne kayıtlı Nidai Ergun koleksiyonundaki bazı eserler (Uzel 2000: 225-232), köylüler tarafından kaçak kazılarda bulunan ve bir kısmı bölgede bilimsel araştırma yapan gruba teslim edilerek Konya Müzesi’ne teslim edilen Konya Gezlevi buluntuları (Bahar 1996: 69) ile bazı Afyonkarahisar Dinar buluntuları (Uzel 2000: 175- 177) bilimsel kazısı yapılma şansı olmayan diğer örneklerdendir. 2002 yılında Silifke İlçesi, Yeşilovacık Beldesi’nde Silifke-Anamur karayolu’nun genişletilmesi çalışmaları sırasında Gözleğentepe mevkiinde temizlik çalışması yapılan, tamamı önceden soyulmuş kaya oygu mezarlardan, bronz tıp aletleri ele geçmiştir (Öztürk 2003: 64-65).

Burada bahsi geçen Anadolu hekim mezarlarına ait kontekstlerden kaçak kazılarla ele geçmiş (Res. 13) 220’den çok alet, artık konteksti bir araya getirilemeyen Roma-Germen Merkezî Müzesi’ndeki 182 alet ile yurtiçi ve yurtdışındaki birçok müze ve şahıs koleksiyonundaki yüzlerce tıp aleti Anadolu’nun tıp tarihindeki önemini vurgulamaktadır. Özel koleksiyonların talebi yüzünden, aranan ticari bir meta halini alan tıp aletlerini bulabilmek için artan kaçak kazılara karşın geçtiğimiz 100 yılda Anadolu hekim mezarlarının akıbeti değişememiştir. Bu nedenle, ne yazık ki bilimsel yöntemle kazılmış tek bir Anadolu hekim mezarı konteksti bile halen bilinmemektedir. Parçalanmış hekim mezarı kontekstlerinin yeni araştırmalarla ortaya konulacak yeni verileri ile bilimsel yöntemlerle kazısı gerçekleştirilecek ve tüm kontekstiyle incelenebilecek hekim mezarlarının keşfi Anadolu tıp tarihinin karanlıkta kalan kısımlarını aydınlatacağı gibi, aynı zamanda tıp aletlerinin üretim yerleri ve ticareti konusunda da önemli bilgiler verecektir.


KAYNAKÇA

Celsus, De Medicina 1953 On Medicine, (Çev. W. G. Spencer), Londra. Atakan, N.

2002 “Anadolu’da Tıp Aletleri ve Araç-Gereçleri”, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Geçmişten Günümüze Tıp Sergisi, İstanbul:1-17. Aytaçlar, P. Ö.

2006 Yazıtlar ve Antik Kaynaklar Işığında Batı Anadolu’da Entelektüeller, İstanbul. Bahar, H.

1996 “Isauria Bölgesi’nin Antik Çağdaki Yerleşim Merkezleri”,

AnAr XIV: 51-91.Buckler, W. H. – R. Caton

1914 “Account of a Group of Medical and Surgical Instruments found at Kolophon”, Proceedings of the Royal Society of Medicine 7: 235-242. Caton, R.

1914 “Notes on a Group of Medical and Surgical Instruments Found Near Kolophon”, JHS 34: 114-118. Deubner, O.

1940 “Poyracıktaki Mezar / Der Grabfund von Poyracık”, (Çev. S. Dirvânâ), Türk Tarih, Arkeologya ve Etnografya Dergisi IV: 33-48. Hassel, F. J. – E. Künzl

1980 “Ein römisches Arztgrab des 3. Jahrhunderts n. Chr. aus Kleinasien. Einschließlich eines vorläufigen Verzeichnisses von Arztgräbern mit Beigaben aus dem Imperium Romanum”, Med. Hist. 15: 403-421. Heres, H.

1992 “Ein römisches Arztkästchen aus Kyzikos”, From Epidaurus to Salerno. Symposium held at the European University Centre for Cultural Heritage, (Haz. A. Krug), PACT 34: 157-165. Köroğlu, G. – R. Çavuşoğlu

2009 Neolitik’ten Selçuklu’ya Sessiz Tanıklar Haluk Perk Koleksiyonu, İstanbul. Künzl, E.

1982 “Medizinische Instrumente aus Sepulkralfunden der römischen Kaiserzeit”, BJb 182: 1-131.

1983 Medizinische Instrumente aus Sepulkralfunden der römischen Kaiserzeit, Bonn.

1999 “Lawrence J. Bliquez und die medizinischen Instrumente aus Pompeji: Die medizinische Versorgung einer römischen Stadt im 1. Jahrhundert n. Chr.”, JRA 12: 575-592.

2002 Medizinische Instrumente der römischen Kaiserzeit im Römisch-Germanischen, Mainz-Bonn. Meyer-Steineg, T.

1912 Chirurgische Instrumente des Altertums. Ein Beitrag zur antiken Akiurgie, Jenaer medizinhistorische Beiträge, Jena. Öztürk, İ.

2003 “Silifke Müzesi Çalışmaları 2002”, ANMED 1: 64-65. Perk, H.

2006 “Halûk Perk Müzesi Koleksiyonunda Bulunan Bir Kısım Roma Dönemi Tıp ve Ecza Aletleri Toplu Buluntuları”, VIII. Türk Tıp Tarihi Kongresi, İstanbul: 21-35. Uzel, İ.

2000 Anadolu’da Bulunan Antik Tıp Aletleri, Ankara.

2006 “Anadolu’nun Az Bilinen Zenginliği: Antik Tıp Aletleri”, Toplumsal Tarih 154, İstanbul: 50-54. Zimmermann, S. – E. Künzl

1995 “Die Antiken der Sammlung Meyer-Steineg in Jena I”, JbRGZM 38: 515-518.

Manşetler

Antalya 2025'e ışıl ışıl girecek
Helenistik Kent Kapısı Kuleleri restore ediliyor
Antalya'da yılbaşı festivali yoğun ilgi görüyor
Boğaz'ın gözde yalıları el değiştiriyor
Karaarslan vazgeçti, Kalamış Yat Limanı Koç'a veriliyor
Türk medya devi Can Grubu’na satıldı
Roma'nın ünlü 'Aşk Çeşmesi' yeniden açıldı
Bütün leylekler göç etti, 2 tanesi kaldı
2025'te turistlerin gitmemesi gereken kentler
Havayolunda yolcu sayısı 5 milyarı, gelir 1 trilyon doları aşacak!