ÖZKAN ALTINTAŞ, TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL- Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) ve Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ülkemizin gastronomik değerlerini ortaya çıkarmak, turizm sektörünün çeşitlenmesine katkıda bulunmak amacıyla güçlerini birleştirdi. Hazırlanan sistemde Türkiye’nin gastronomik haritasını çıkarmak, yaşatılan ve unutulmaya yüz tutmuş tatları ortaya çıkarmak yanında restoranların yıldızlanması için ‘müfettiş projesi’ hazırlanıyor.
Feriye Palace’da düzenlenen toplantıya Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) Başkanı Gürkan Boztepe, Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı, KalDer Genel Sekreteri Semih Ersun, GTD Başkan Yardımcısı Ömer Kartin, Koraltan Saygın ile çok sayıda basın mensubu ve davetli katıldı.
TÜRK MUTFAĞINA KALİTE GETİRECEK
Hedeflerinin Türk mutfağının lezzetlerinin korunması gerçek değerleriyle dünyaya tanıtılması olan iki dernek, ülkemizdeki lezzet duraklarının yeterlilik sınıflandırmasını birlikte yaparak, gastronomi turizminin ve paydaşlarının kalite ve mükemmelliğe erişimi için birlikte çalışacak. GTD, sürece dahil olan firmaları KalDer ile birlikte geliştirdiği modelle değerlendirip sertifikalandıracak. Teknik ve lezzet olmak üzere iki ayrı başlık altında gerçekleştirilecek değerlendirmelerde, lezzet değerlendirmesini yapacak uzmanlar Uluslararası Servis ve Lezzet Akademisi (USLA) tarafından eğitilecekler.
Hedef; birleştirici ve geliştirici anlayışa sahip, güçlü bir GT Belgesi ağı ile Türkiye'nin mevcut gastronomik zenginliğine tüm dünyadaki gastro turislerin dikkatini çekmek.
GTD: TURİZM İÇİN ‘CAN SUYU’ OLABİLİR
Türk Mutfağını dünyaya tanıtmak ve restoranlarımızın standartlarını belirlemek amacı ile kurulan Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) Başkanı Gürkan Boztepe, sözkonusu işbirliğinin son zamanlarda sancılı bir dönemden geçen turizm sektörü için ‘can suyu’ niteliğinde olacağını ifade etti. Anadolu’nun konumu ve zengin tarihinin bu çeşitlendirme için son derece elverişli olduğunu söyledi. Gastronomi Turizmi’nin de sağlık, kongre, kültür, kaplıca gibi ayrı turizm çeşidi olduğunu dile getiren Boztepe, “Ancak, gastronomi öğeleri itibariyle çok yoğun ve nish bir alan. Otelleri, acenteleri, turist rehberleri, restaurantları ile her kesimin bu kazanım için birlikte mücadele sarfetmesi gerekiyor. Eğer bu başarılırsa ülkenin gastronomik anlamda algısı yaratılabilir, örneğin İspanya gibi” dedi.
Kurum / kuruluşların mükemmelle ulaşmalarında önemli bir rehber olan KalDer ile işbirliğinin sektördeki kalite algısını farklı noktaya taşıyacağını bu sebeple bu entegrasyonu çok önemsediklerini kaydeden Boztepe, “Lezzet dünyasının yıldızlarını KalDer ile ölçümleyerek, denetleyerek öne çıkaracağız. Bu durum sektör oyuncularını sistematik olarak başka bir noktaya taşıyacaktır ve diğer pek çok firmayı kalite anlamında tetikleyecektir. Amacımız sektörde standartları belirlemek, iyileşme sağlamak ve birleştirici olmak.”
KalDer: KALİTE TESADÜF OLAMAZ
Yaşamın her alanında kaliteyi, mükemmelliği hedef alan bir sivil toplum kuruluşu olarak Anadolu topraklarının bereketine hep zaman inandıklarını ifade eden KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı, kalitenin tesadüf olmadığını, mükemmelliğe giden yolda eğitimin öncelikli bir konu olduğunu söyledi. Mükemmelle ulaşmak isteyenler için her zaman bir rehber, öncü model olan KalDer’in bundan böyle gastronomi turizminin paydaşlarının da gelişimine katkı sağlayacağını dile getiren Buket Eminoğlu Pilavcı, şöyle konuştu: “İnsanların seyahat özgürlüğü geliştikçe turizm hareketliliği artıyor. Bugüne kadar alışkın olduğumuz kum-deniz-güneş, kültür, din turizmi gibi öğeler tüm dünyada hızla çeşitleniyor. Alışılagelmişin dışında yerler keşfedip tatlar denemek isteyen ve yerel öğelerin değerine inanan seyahat severler, gezilerini gastronomi haritasına göre planlamaya çoktan başladı. Gastronomi Turizmi geniş etkinlik kapsamı, farkındalık yaratan etkisi, bulunduğu yerin kalkınmasına, imajına ciddi katkılar sağlaması nedeniyle gelecek vadeden bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde yeni telaffuz edilmesine karşın dünyada İtalya, İspanya gibi birçok ülke bu alandan ciddi katma değer elde ediyor. Türkiye, turizmdeki mevcut potansiyelini çok daha niş bir alana taşıyacak olan bu rekabet avantajını kullanmalı. Yaşamın her alanında kaliteyi, mükemmelliği hedef alan bir sivil toplum kuruluşu olarak bizler Anadolu topraklarının bereketine hep inandık. Geleneksel olarak elde edilen, yapılan, unutulmaya yüz tutan değerlerimizin / lezzetlerimizin tüm dünyanın iştahını kabartacağına, gastronomi turizminin diğer öğelerinin de bunu en kaliteli şekilde destekleyeceğine inancımız tam. Sadece yapmamız gereken ekip ruhunu yakalamak ve çalışmak.”
ÖMER KARTıN: HERKES ‘EN IYI’ DIYEMEYECEK
GTD Başkan Yardımcısı Ömer Kartın hazırlanan modülün restoranların rekabet gücünü artıracağını belirterek “Ana hedefimiz gıda güvenliği, hijyen ve mimari yapıların incelenmesi şeklinde olacaktır. Bunden sonra gazeteler ve dergilerin seçtiği gibi herkes ‘en iyi’ diyemeyecektir. Kriterleri system getirecektir. Bu gibi onaylamalar kişilerden çıkmalı diye düşünüyoruz” dedi.
BÜLENT AKARCALI: DEVLETTEN ÇOK ŞEY BEKLEMEYIN
Eski bakanlardan Bülent Akarcalı. Öncelikle kendimize “Mutfağımıza inanıyor muyuz?” şeklinde soriu sormamız gerektiğini belirterek “Dünyüdü Türk mutfağının rakibi yoktur diyorum. Fransız ve Çin mutfağı Türk mutfağının parçasıdır. Ciddi kurumların Türk mutfağı iyidir demesi yetmiyor. Kalitenin ispatına gerek vardır. Devletten bir şey beklemeyin. Rakibimiz olarak görülen Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde turim bakanlığı bile yoktur. Turizmi meslek kuruluşları yönetiyor. Haftada bir saatinizi bu işler için ayırsanız çok işler başarabilirsiniz”dedi.
AYDIN DEMİR: KALITE VE GELIŞMEYE IHTIYAÇ VAR
Feriye Restoran’ın mutfak şefi Aydın Demin 33 yıllık yaşamı boyunca Türk mutfağını tanıtmak için çalıştığını belirterek “Artık algı değişti. İyi yemek ile iyi aşçı olunmuyor. İyi aşçı olunması için kalite ve gelişmeye ihtiyaç var. Okullar mntar gibi çoğaldı. Bu işte de bir standart oluşmalıdır. Doğru mutfakçılar, algısı yüksek insanlar yetişmelidir. Kendi mutfağımızı , kültürümüzü anlatabilmeliyiz. O zaman bize saygı duyarlar. Rizotto değil iyi pilav yaptığımızı göstermeliyiz.
TÜLİN ERSÖZ: TÜRK MUTFAĞıNı DÜNYAYA AÇMALıYıZ
İBB Turizm Atölyesi Başkanı Tülin Ersöz, Türk mutfağının marka mutfak olduğunu belirterek “Kendimiz çalıp kendimiz söylemekten vazgeçip Türk mutfağını dünyaya açmalıyız. Bir gastronomi enstitüsü kurmak yıllardır hayalimdir” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.